Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Serbest atış

Serbest atış
 

Konuşmayı çok seven bir yapımız var. Konuşmakla kalmak olsa iyi, bir de feci ahkam kesmelerimiz vardır millet olarak... Kimimiz kanun yapıyor, kimimiz eğitim şuracısı oluyor, kimimiz kahraman, kimimiz eyyamcı ve dahii bir çoğumuz ben bilirimci... Siyaset desen hepimiz siyasetçi. Aslında bu kadar çok konuşmak iç sıkıntımızdan geliyor galiba. Hiç bir şey yapamayınca, bari konuşalım da rahatlayalım diyoruz. Bir tür psikolojik deşarj.

Biraz da aydınlarımız aşıladı bu hastalığı sanırım" konuşan Türkiye" diye diye... Bakın bu aralar ne konuşuyoruz sıkıldıkça, doydukça, sevindikçe: Cumhur Başkanı, köşk ve misafirleri, anayasa, ikinci Cumhuriyetçiler ve söyledikleri, sayısını bilmediğimiz ve takibi imkansız tv dizileri... Konuşmak yerine üretsek, yaşama geçirebileceklerimizi geçirsek daha mı güzel olurdu acaba? Elbette olurdu. Para yok, üretim yok, güvenlik yok; magazin çok, açık oturum çok, ahkam kesme, eyyamcılık çok.. Sonuçta bir çeşit sanal yaşam bireyleri olduk; Doğru nedir, mümkün olan nedir, faydalı hangisi, zararlı nerdeki...

Kafamız karışık, ruhumuz karmaşık, dilimiz tam bir karış! Ne de olsa kemiği yok. Tv izlerken bir dünya, gazate okurken bir dünya, okula girince bir dünya, trafikte, tatilde, evde, cadde ve mahallede başka bir dünya var. Gerçek ve makul olan hangisi? Mahalle , ev , okul tabi ki. Gerçek dünya bu. Dün yaptığımıza bugün pişman olan bu ruh hali nedir peki? Doğru düşünemiyoruz, doğru kararlar alamaıyoruz, makulu aramıyoruz, sadece ayaklarımızın ucunu görüyoruz ve sanıyoruz ki tv lerdeki cicili bicili dünyaya biz de dahil oluyoruz hemmencecik! Olmuyor tabiki.

Bir genel seçimde ne seçilir? Meclis üyeleri, yani temsilcilerimiz. Hangisi neyi, ne kadar, ne şekilde temsil ediyor acaba? Evet yine kafa karışıklığı, yine hayal kırıklığı...Bu aralar uyanık kanallar 2. Cumhuriyetçilerle başka dünyalar sunuyor bize... Millet can ve doymak derdinde iken hem de... Bu da bir tür elit psikolojisi; Hiç bir ilerlemenin katedilmediği ülkede, kendilerine çok yüksek statüler oluşturma psikolojisi... Sanal bir dünyanın balonları..." Balonların gururu iğnelerle karşılaşıncaya kadardır" demiş, adını hatırlamadığım bir yazar. Bir iğne çıkacak ama ne çıkacak! Umarım bize batmaz. Ruhumuzu karartmak istemiyoruz ama, sanal ve pembe bir alem içinde de hamasi nutuklarla yaşlanmak da istemiyoruz. Baksanıza benim de psikolojim şüpheli! Kategori psikoloji, ben neler yazıyorum?! Özür dilerim bu konuda; Aslında ben de çok konuşan biriyim. Psikolojim bozuldukça yazmaya karar verdim. Umarım psikolojinizi bozmadım. Kalın sağlıcakla, huzur ve mutlulukla.

 
Toplam blog
: 45
: 766
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

Yazmak bir yetenek işinden çok,duygu işi olmalı. Arada yazdığım oldu ama öylesine...Yıllar sonra ba..