Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Serdengeçti: Dünya işsizlik rekoru kıracağız!

Serdengeçti: Dünya işsizlik rekoru kıracağız!
 

S.Serdengeçti krizin nedenleri oluşumu ve sonuçları üzerine çok değerli bilgiler verdi.


6 Mayıs, Saat 17:30 da, ÇTSO Başkanı Özlem YEMİŞÇİ’NİN sunuş konuşmasının ardından TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi kıdemli öğretim görevlisi ve T.C. Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya SERDENGEÇTİ, “KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE” konulu konuşmasına başladı.

Konuşmasında öne çıkan bazı başlıklar şöyleydi:

Ağustos 2007 den beri süren bir kriz var. Ekonomik durum: ABD, AB ve Japonya’da durum 1929’daki gibi. Enflasyon aşağıya gidiyor.

Krizlerin profillerinin dört türde gözleniyor. Bunların L, V, U ve W türleri. “L” tipi krizlere örnek olarak; 1929’da ABD’de başlayıp, 1940’a kadar süren “Büyük buhran” verilebilir. 1990’lı yıllarda Japonya’da yaşanan da böyle bir krizidir. “V” tipi krizlere örnek olarak bizim gibi ülkeler gösterilebilir. Bu tip krizlerde ülkeler hızlı bir düşüş ve aynı şekilde hızlı bir çıkış gösterirler. “U” tipi krizler uzun bir giriş süreci ve aynı şekilde uzun bir çıkış süreci içeren krizlerdir ki; bugün içinde bulunduğumuz kriz böyle bir seyir izlemektedir. Son olarak; “W” tip krizler vardır. Bu kriz tipinde tap kurtulduk derken bir kriz daha yaşanır.

Ben olsam iki yere bakarım: ABD’de konut piyasalarından çıktı. Tekrar oradan düzelecek. Krizin orta yeri konutta görülmeli. ABD başta AB ve Japonya’da finansal kriz oluşması. Dışarıdan konferansa çağırıyorlar. Ama Türkiye ile ilgili soru sormuyorlar. Yaşadığımız kriz tecrübesini aktarmamızı istiyorlar.

Gelecekten mucize beklemeyin: Kriz sonrası düzen, kriz öncesi düzen ne iste onlara tepki olarak oluşuyor. Her kriz aynı zamanda fırsat demek. Bir ülkede kriz varsa bunun en önemli sebebi siyasilerin reformlara direnmesidir. 2001 bankacılık krizi, sonrasında banka reformunun ortaya çıkmasına sebep oldu.

Tenceredeki kurbağa gibi: 30 yıl büyüyememiş, olanlar ile yetinmişiz. Krizin etkileri sayesinde Merkez Bankası bağımsızlığını kazanmıştı.

Balkanlar ve Ortadoğu da birçok ülke bize bir şey olmaz havasında. Ama bir ülke ne kadar kapalı olursa olsun, mutlaka bir şekilde dış ticaret ilişkileri kurmak zorundadır. Yani; bir şekilde krizle yada etkileri ile karşı karşıya kalacaktır.
Ekonomi politikalarının hedefi büyüme ve istihdamdır. Büyüme aşağı gidiyor, istihdam azalıyor.

İşsizlikte dünya rekorları kıracağız: Çünkü gerekli reformları yapamıyoruz. Krizi bahane ederek mevcut reformlarda da geriye gidiliyor. Sekiz yıl boyunca aynı reform programı sürdürülmez. 2001’den beri aynı program devrede. Bu program 2005 yılında bırakılmalıydı.

Ekim 2007 ve Ocak 2008’de eylem planları yapıldı. 2008 Tarihinde 158 maddelik bir eylem planı sunuldu. Bu planın sunulduğu toplantıda; 158 maddelik plan yerine, gündemi Merkez Bankasının taşınması işgal etti. Bir başka önemli konu da; eylem planında tarih belirtilmemişti. Vaatler ve söylemler zaman belirtilmediği sürece hiçbir değer taşımaz.

Etki analizi yoktu: Yapılanların, uygulamaya koyulan tedbirlerin; büyümeye, istihdama ve ödemeler dengesine ne gibi faydalarının olduğu belirlenmelidir.

Bu kriz bizim krizlere benzemiyor: Büyümenin azalmaya başladığı ve işsizliğin yukarı gittiği görülemedi. Bizim siyasiler kura, faize bakar. Yine kura ve faize baktılar. Sonuçta krizi yanlış anladık. Krizin çözülmesinde sorun: Dış kaynak temidir. Bir ülkede yatırımlar ile tasarruflar birbirini karşılamalı.

Cari denge niye düzelemedi: Dolar 40 dolarlık değerleri gördü. Kriz ortamında enerji fiyatları düştü. Yatırımlar düştü. Böylece cari açık düştü. Türkiye olarak ihracatımızın %50 den fazlasını AB ülkelerine yapıyoruz. AB çöktü. İhracat değerlerimiz de bundan etkilendi.

IMF’nin parasına ihtiyacımız yok deniliyor: Ekim 2009’a kadar bal gibi alacağız. Bir köşe yazarı, döviz lobisinin IMF konusunda baskı yaptığını belirtiyor. IMF’nin parasına ihtiyacımız var.
Varlık barışı mutlaka olmalı. “Nereden buldun” devreye sokulmalı.

Süreyya SERDENGEÇTİ’nin konuşmasının son bölümünde izleyicilerin sorularını da cevapladı:
Bir izleyici: “Kasım 2009 tarihli konferansınızda krizleri tanımlarken L, V ve U tipi krizleri anlatmıştınız. Aradan 6 ay geçtikten sonra, W diye yeni bir kriz tipinden söz ediyorsunuz. Ne değişti?” Diye sorduğunda, Süreyya SERDENGEÇTİ: “O gün için krizin boyutları bu düzeyde belirgin değildi. Gün geçtikçe kriz daha net anlaşılıyor. Kaldı ki; bunlar yeni bilgiler değil. Ekonomi kitaplarında var.” Diyerek açıkladı.

Murat SEVGİ

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..