Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

12 Nisan '17

 
Kategori
Deneme
 

Sessizliğini dinlemeyenler, haykırışlarının farkına varamazlar

Sessizliğini dinlemeyenler, haykırışlarının farkına  varamazlar
 

alıntıdır


“Ara sıra odama çekilir, kendimle baş başa kalırım”, “Şöyle başımı alıp da kendi kendime uzaklara giderim”, “Dün akşam, kendimle baş başa kaldım” türünden söylemleri çok duyarız”.
 
Bunlar son derece doğru davranışlardır. Gerçekten insanın zaman zaman kendisiyle baş başa kalıp bir iç muhasebe yapması gerekir. Yani kendi sessizliğini dinlemeleri çok yerinde bir davranış olur.
 
Sessizlikler vardır, insanı kendinden alan.
 
Sessizlikler vardır, inleyişleri anlatan.
 
Sessizlikler vardır, içimizde çığlıklar atıp fırtınalar koparan.
 
Sessizlikler vardır, dışa vurulmayan. Gözle görülür, kulakla işitilir ama yürekle anlatılır.
 
Sessizlikler vardır, sözün bittiği yerde başlayan ama sözle ifade edemediklerimizi çok daha güzel anlatan.
 
Gelin içimizdeki bu sessizliklere kulak verelim. Onları duyup farkında olmaya çalışalım. Çalışalım ki: Kendimizle ilgilenecek vaktimiz olmalı. Aynaya bakacak yüzümüz olmalı. Kalbimizi dinleyebilecek huzurumuz, kendimizden habersiz kalmayacağımız bir yaşamımız olmalı.
 
Beynimiz rahat, sevgiden, saygıdan aşktan nasibini almış bireyler olarak yaşamımızı sürdürmeli. Oysa bizler neler yapıyoruz?
 
Kendimize zaman ayırmak adına boş işlerle zaman kaybetmekte inat ediyoruz.
 
Başkalarını çekiştirmekten kendimize zaman ayıramıyoruz.
 
Sevgimizi, saygımızı birbirimizden esirgiyoruz.
 
Her gün aynı saatte kalk, aynı saatte kahvaltı, aynı saatte yola çık. Aynı saatte kahvehaneye, lokale gel. Aynı masada aynı adamlarla aynı oyunları oyna. Aynı saatte eve dön. Oturuşun ve kullandığın sözcükler bile aynı.
 
Her yaşadığın gün, bir başka günün fotokopisi.
 
Sonra da “Ben varım, yaşıyorum ve farkındayım” de. Olacak şey mi?
 
Sevgilerimizi, korkularımızı ifade etmeye korkuyoruz.
 
Sadece korkmakla kalmıyor, dışa vuramamanın sıkıntısını, bunaltısını alabildiğine yaşıyoruz.
 
Yine, eleştirilerimizi söylemekten, yazmaktan çekiniyoruz.
 
Niye? Çünkü zarar görme tehlikesi yaşıyoruz.
 
Sonuç olarak içimizden geldiği gibi davranırsak inanın, daha mutlu oluruz. Ancak bunu yaparken de dikkatli davranmak gerekir.
 
Öyle insanlar var ki açık sözlülükle dangalaklığı, iltifat etmekle dalkavukluğu birbirine karıştırıyor. Böylelerine izin vermeyin.
 
Mutluluğun sırları ayrıntılarda, satır aralarında gizlidir. Bunların okumasını bilenler, inceliklerle bezenmiş bir ruha sahip oluyor ve çevresine de mutluluk saçıyor.
 
'Sessizliği' dinlemesini bilenler, 'haykırışları' çok iyi anlayabilirler. 
 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..