Sevap işlemek nasıl ücretli hale geldi?

Sevap işlemek artık ücretli!..

Nasıl mı?

Örneğin, sevap işlemek için bir yerlere yaptırılacak bir ibadethaneye bağış yapıyorsun, eğer yaptığın bağışı belgelersen, onu vergiden düşebileceksin.

İbadethane dediysek, öyle her ibadethane değil.

Mutlaka cami veya mescit olması gerekiyor…

Tercih mi?

VİP’li cami hiç fena olmaz!

Cemevi, Kilise, Havra gibi ibadethaneler, maalesef ülkemizde ibadethane sayılmıyor. Özellikle Cemevi Yargıtay kararı ile ibadethane olma özelliğini kaybetti. Yani Yargıtay halkın ibate edeceği yeri işaret etti! Demek ki; ‘İleri demokrasi’lerde böyle oluyor. Yargı halkın nasıl ibadet yapacağını belirliyor!

Özellikle üniversitelere yaptırılacak cami ve mescitlere acil ihtiyaç var!

Üniversitelerimizden; Karadeniz Teknik Üniversitesi, Niğde Üniversitesi, Kafkas Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Konya Selçuk üniversitesinde cami var. Diğer üniversitelerimizde daha bir camimiz bile yok.

Başbakan Yardımcımız, canımız ciğerimiz Bekir Bozdağ, yeni yaptığı açıklama ile ülkemizde ne kadar camiye ihtiyaç olduğunu, eksik mabet yüzünden halkın nasıl ser sefil olduğunu açıkladı.

Sayın Bozdağ, cami ihtiyacını şu veciz sözlerle açıkladı:

"Eskiden Türkiye'nin nüfusunun yüzde 70'i köyde veya kırsalda yaşarken şu anda Türkiye nüfusunun yüzde 70'i şehirlerde yaşıyor. Cami saylarına ilişkin muhalefet partilerinin veya bazı kişilerin eleştirileri oluyor. İşte 83 bin civarında Türkiye'de şu anda cami var. Ama bu camilerin dağılımına baktığınız zaman büyük bir kısmının köylerde olduğunu ve köylerde ki nüfusunda şehirlere kayması ile beraber bu camilerin bir kısmının neredeyse cemaatsiz kaldığını görüyoruz. Ankara'da, İstanbul'da, Kars'ta veya Erzurum'da veya Diyarbakır'da yeni nüfusun geldiği yerleşim alanlarında ise şiddetle camiye ihtiyaç var. Çünkü bir yandan 40 hanelik bir köyde cami varken öte yandan bakıyorsunuz 10 bin nüfuslu, 20 bin nüfuslu, 30 bin nüfuslu ve hatta Batman'da 100 bin nüfuslu bir yerde ezan okuyacak bir tane mabet yoktur. Bu noktadan Türkiye'nin yeni yerleşim yerlerinin oluşması nedeniyle yeni cami ihtiyaçları da oluşmuştur.  Bu nedenle ben buradan Belediye başkanlarımıza, mülki amirlere bir kez daha çağrıda bulunuyorum, yeni yerleşim yerleri oluşurken lütfen buralara insanlarımızın ibadet ihtiyaçlarını giderecek olan mabetlerin yerlerinin tespiti ve bunların yapılması ile ilgili gerekli desteklerin, gerekli yardımların verilmesi sağlayın. Aksi takdirde bakıyorsunuz ezan sesi duymadan yaşayan insanların olduğunu mahalleler oluşuyor.”

Gördüğünüz gibi, ülkemizin en az hazırdaki camiler kadar camiye daha ihtiyacı var!

Ama yeni camilerimizin mutlaka VİP bölümlerinin olması da gerekiyor!

Düzensiz cami yapımını körükleyen iktidarlara kızan sayın bakanımız ne kadar haklı değil mi? (Sanki on yıladn beri iktidarda olan benmişim gibi!)

Ülkenin geleceğini planlamadan yoksun idareciler, ülke insanını mabetsiz bırakıyorlar!

Bu ülkede okul sayısının en az dört katı cami olmalı ki; insanlarımız mabetsiz kalmasın değil mi?

Sakın eski camiler Cuma günlerin dışında zaten boş diyerek, ‘Dindar’ halkımıza kara atmayın!

Eğer bu ülkeyi yöneten iktidar camiye ihtiyaç var dediyse mutlaka vardır.

O nedenledir ki; cami yaptıranlar veya bağışta bulunanlar bunları vergilerinden düşebilirler.

Okul falan yaptırmaya kalkanlara da en ağır vergileri yüklemek gerekiyor(!)

Ne o?

Bu iktidar bu ülkenin eğitimini idare edemiyor mu?

Cami yaptırmak varken, siz okul yaptırmaya, hastane gibi sağlık kuruluşu dikmeye kalkarsanız, mutlaka cezalandırılmalısınız.

Bunları düşünerek, herkes yapacağı bağışın yerini iyi belirlemelidir.

Hele hele öğrenci yurdu yaptırmaya kimse kalkışmasın!

Bu ülkeye cemaatlerin yurdu yeterde artar bile!

Şimdi sıra geliyor, ‘Din Polisi’ kurmaya!

Din Polisini kurduktan sonra önce cuma günleri cumaya gitmeyenler kırbaçlanacak(!) sonra namaz saatinde dışarıda aylak aylak gezenler cezalandırılacak. Tıpkı Arabistan’da olduğu gibi!

Ne diyelim?

Bu ülkenin camiye ihtiyacı olduğunu yetkililerimiz söylüyor.

Bize düşen cami ve mescit yapımına katkıda bulunmak!