Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '06

 
Kategori
Felsefe
 

Sevgi ve adalet üzerine

Sevgi ve adalet üzerine
 

Sevgi ve Adalet İlkeleri Zebur’da, Tevrat’ta, İncil’de, Kuran’da ve Buddha’nın 5 ilkesinde yer alır. Tüm geleneksel öğretilerin vazgeçilmezleridir.

Ancak son zamanlarda bu ilkeler sadece bir veçheleri ile, "Tanrının sevgisi koşulsuzdur, katili de maktulu de ayni yağmuruyla ıslatır, aynı güneşiyle ısıtır. Hem Hitleri hem de toplama kamplarında öldürülen Yahudileri, Hem Sharon'u hem de Filistin'de öldürülen Arapları eşit olarak sever" gibi sözlerle, ifade edilmeye başlanmıştır. Adalet ilkesi ise, “Tanrının Adalet diye bir derdi yoktur” şekline söylenir olmuştur. Tanrının, ‘hakkı hak edene vermesi, herkese ektiğini biçtirmesi’ gibi özelliklerinden ise hiç bahsedilmemektedir. Tanrı şüphesiz herkesi eşit ve koşulsuz olarak sevmeye muktedirdir. Ancak kurduğu düzen, öncelikle adil olduğu için herkesi eşit ve koşulsuz sevmez. Din kitaplarına göre, Tanrının herkese eşit davranma ve Adaleti önemseMEME gibi bir özelliği yoktur. Tam tersine Allah’ın 99 isminden biri "El Adl" (Adaletli Olan) dır. Eğer Tanrı, herkesi eşit ve koşulsuz olarak sevse, herkesi eşit olarak ödüllendirip, cezalandırsa, onun adaletinden nasıl bahsedebiliriz? Tanrının Adalet diye bir derdi olmasa, kutsal kitaplar, insanları, yaptıklarına (amel defterlerine) göre Cennet ve Cehennem gibi yerlere göndermekten söz edebilir mi? Adalet ilkesi Kuran’ın çok sık vurguladığı bir ilkedir. Enbiya Suresi 47. Ayette, ‘Hiç kimseye zerre kadar haksızlık yapılmayacak’, şeklinde ifade edilmiştir.

Öte yandan bu iki söz de bir yönleriyle doğrudur. Örneğin, "Koşulsuz sevmek ’ sözü, sevgiye bir karşılık beklenmemesi, sevginin bir alışveriş metaı haline getirilmemesi anlamında doğrudur. Bir bedenliye, bedensize Obsede olmak veya bir Emperyalist devlete şartsız teslim olmak anlamında bir koşulsuz sevgi savunulamaz. Elbette haksızlığa uğradığımızda karşı şartlarımız olmalı, direnmeli ve köleliğe, sömürge olmaya hayır demeliyiz.

Aynı şekilde ‘Tanrının Adalet diye bir derdi yoktur” sözü de doğrudur. Yüce yaratan hiç bir zaman rüşvet kabul etmez ve kimseye iltimas yapmaz. Yarattığı evreni kendi koyduğu kusursuz çalışan yasalarıyla yönetir. Nedensellik prensibi ve ona dayalı olarak çalışan Determinizm (Belirlenimcilik/Gerekircilik/Hasat) yasası, Tanrıya ait ilahi irade yasalarıdır. Bu yasalar, herkese ektiğini biçtirmek suretiyle, adaleti sağlar. Daima Adaletle çalışan, Adaletsiz davranma ihtimali dahi olmayan bu mekanizmanın sahibi olan Tanrının Adalet diye bir derdi olamaz. Adaletli davranmak gibi bir derdi olan biz insanlarız. Önümüzde daima adaletsiz davranmak gibi bir seçeneğimiz var. Bazen bilgisizlikten bazen de egomuzun azgın isteklerine boyun eğerek, zaman zaman adaletsiz davranırız. Bu sebeple bütün sorumluluk sadece bizim omuzlarımızdadır. İnsanlar ve Ulusların değişmez/değiştirilemez kaderleri yoktur ve geleceklerini kendileri oluştururlar. Yaşamlarımız ilahi yasalar tarafından izlenir ve tekamüle uygun olan/olmayan davranışlarımız, yine bu yasalarının yönettiği mekanizmalar tarafından ödüllendirilir/cezalandırılır. Tanrının yasaları (ki şüphesiz tabiat kanunlarını da kapsar) şahsa özel çalışmaz. Bir ağaca çıkıp ellerini bırakan insan yer çekimi yasası gereği düşer. Çalan, çırpan, yalan söyleyen, öldüren insan, Determinizm yasası gereği ektiğini biçer.

Günümüzde tebliğ veren yeniçağ kanalları Adalet ilkesinin pek sözünü etmez. Hatta bazıları açıkça, evrende düzen değil, düzensizlik, tesadüfilik vardır der. Bu tezlerini Kuantum mekaniğinin ‘Tesadüfilik ilkesine’ dayandırmaya çalışırlar. (Bir başka yazımda bu konuya geniş olarak de değinilmiştir) Sürekli ve abartılı bir şekilde sadece, ‘Çekim Yasasi’/(Sempatizasyon/Benzer benzeri çeker) ve onun işleyişiyle oluşan ‘Yaratıcı imgeleme’nin/tahayyülün öneminden bahsederler. Bilmeliyiz ki hiç bir ilahi irade yasası Determinizm yasası ile çelişmez. Cunku Determinizm/Hasat yasası Tanrının Liyakati ve Adaleti sağlama yasasıdır. Hasat yasasi, Ayrık otu tohumu diken insana, Buğday imgelemesi yaptı diye Çekim yasasi gereği, Buğday mahsulu toplatmaz. Çok ender rastlansa da Adalet ilkesini doğru anlatan Ruhsal tebliğler vardır. Bunların birinden alıntı yaparak yazımı bitirmek isterim,

Sadıklar planı Ruhsal tebliğleri, celse No:99, tarih:24/02/1967

"Sizin ruhi kalitenizle ilgili olarak vereceğiniz karar mühimdir. Bu karar, kah nefsaniyetin tasvibi, kah vicdanın inkarıyla olur. Asıl ölçünüz, içinizde yaşatmak zorunda olduğunuz ve hatta büyütmek mecburiyetinde olduğunuz "adalet duygusudur" ADALET DUYGUSU SEVMEKTEN ÜSTÜN bir duygudur. Burada bilgi hakimdir, hakkın hak edene teslimi hakimdir, liyakati(hak ediş) bilmek hakimdir, nihayet burada bir vazife anlayışı vardır. Ve bütün bu duyguyu yöneten de şüphesiz, vicdanın makul vicdan seviyesindeki olan safhasıdır. Bu kadar"

Adalet, sevmek gibi ilkelerimiz olması ve karşılık beklemeksizin sevebilmemiz dileğiyle.

 
Toplam blog
: 67
: 4845
Kayıt tarihi
: 11.12.06
 
 

Ayrik otu tohumu ekip, buğday imajinasyonu yaparak, Buğday  hasatı yapabilir misiniz? Her ne ..