Sevgide sınır tanımayanlar örgütü (SSTÖ)

3.Bölüm

Dalgaları karşılayan gemiler gibi,
gövdemizle karanlıkları yara yara
çıktık, rüzgarları en serin
uçurumları en derin
havaları en ışıklı sıra dağlara.
Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu.
Önümüzde bakır taslar güneş dolu.
Dostların arasındayız!
Güneşin sofrasındayız!
Dağlarda gölgeniz göklere vursun,
göz göze
yan yana
durun çocuklar.
Taşları birbirine vurun çocuklar.
Doldurun çocuklar,
doldurun
doldurun
doldur içelim.
Başları
göklere
atalım
serden geçelim..
Heeey, nerden geçelim?
Yalnayak
koşarak
devlerin
geçtiği
yerden geçelim.
Heeey
hop
Heeey
hep
birden geçelim.
Doldurun çocuklar,
doldurun
doldurun,
doldur içelim.
Dostların arasındayız!
Güneşin sofrasındayız!.

DİLO: Hep kulağa hoş gelen bir melodi gibidir yazdıkları. Aslında kendiside öyle. Tınıları var her tümcenin. Okudukca dinlenirsiniz. Bazen ısınır bazen serinlersiniz. Sayfasında gülümseyerek karşılar sizi. Hoş geldiniz diyerek uzatır dost elini. Sıkılmadan okursunuz, sonra tebessüm ederek vedalaşırsınız. En kısa sürede görüşmek dileğiyle. Hayatı mavi yaşar. Karamsarlıkla henüz tanış olmamış. Yüzünde mutluluğun resmini görebilirsiniz. Hayata mutluluk penceresinden bakmayı başarabilmiştir. Dolambaçlıklardan hoşlanmaz. Hep net olmuştur, karşısındakinin de net olmasını ister. Aşkta asla sınır tanımaz.(vize istemez). Aşk yollarındaki mayınların temizlenmesi için yüreğine verdiği önerge kabul edilerek yasalaşmıştır. Kaderine asla boyun eğmemiş, kaderi önünde secdeye durmak zorunda bırakmıştır. Doktorasını çocuk yetiştirme üzerinde yapmıştır. Anneliğin kitabını yazabilecek kadar bilinçlenmiştir. Harika bir anne olduğunu çocuklarının gözlerinden okuyabilirsiniz. Nizami bir Devlet memurdur. Yirminci yılını doldurmuş emekliliğini hak kazanmıştır. Amirlerine sesleniyorum DİLO’nun moralini bozmayın basar emeklilik dilekçesini çeker gider. Nereye mi küçük ve sevimli bahçesine.

Aklı başındadır, raporu adli tıp’dan değil, dostlar kurulundan almıştır. Hüzünlü ve melankolik olduğunda bile mutludur. Gözleri dolduğu an küçüksolucan yanağındadır. Kondurunca öpücüğü, yüzünde gülücüğü ilaç gibi gelir. Çeşmede sular kesilir. Dilo Dilo yaylalar. Emekli sorunlarından sorumlu sekreterliğe ataması yapıldı onay bekliyor.

MOR LALE: Renginden açıkça anlaşılacağı üzere özgür bir kadın. İki ayakları üzerinde durmasını başarmış, fark ettirmiş varlığını. Dosta düşmana. Sevgisizliğe ve aptallığa hiç tahammülü yoktur. Çifte standarda alerjisi var. Emeğin özgürleşmesi, kadın hakları, çocuk hakları, çevre ve hayvan hakları konusunda daha doğrusu vicdanını acıtan her şeye karşı duyarlıdır. Çekinmeden tepkisi koymaktan asla geri kalmaz.. “Başka bir dünya mümkün” diye avaz avaz bağırdığını duyuyorum. Lütfen sesine kulak verelim. Mor Lale’ye el verelim.

MEYMAN: Çıkıp Dersim dağlarında türkü söylerken, hüzünlü bir anında çıkmış yola ver elini İstanbul. Buram buram kekik kokan insan kokan, aşk ile semah eden Munzur çayının özlemiyle başlamış yazmaya. Yazmak bir tutku olmuş zamanla. En çok da çocukları yazdı. Mutlu olsunlar, gözlerinin içi gülsün diye, UMUT dolsun yürekleri barış açsın çiçekleri istedi.

OLGUN EKİNCİ: Adanalı, karayağız ve orman yüreklidir. O nedenle şiirleri çam kokuludur, kekik kokulu, çocuk kokulu. Çocuklar özel yer tutar orman yüreğinde. Pınarbaşı, çınarın en koyu gölgesi çocuklara ayrılmıştır. Yaşamı sevgiye endekslidir. Sevgisiz nefes almaz. Sevgisiz bir saniye bile geçmesin diye geceleri fazla uyumaz.

Şiirleri hep sevda kokar. Her harfinde sevgi var.Şelale gibi akar. Adana sıcaklığını hissedersiniz şiirlerinde. Düz yazılarında da hep şair kokusunu alırsınız. Şiir tadındadır. Örgütün Adana sorumlusudur.

TUNAY: Öğrencilerin korkulu rüyası matematiği sevdirmek uğruna öğretmen olmuş, yıllardır denenen yöntemin aksine, matematiği şiirle anlatmayı tercih etmiştir. Örnek üçgenleri anlatırken hep kalple ilgili şiirler yazıp okumuş ve öğrencilerin sevgisini kazanmıştır. Öğretmenini çok seven öğrenciler, her sabah okul bahçesinde matematik derslerinin artırılması için eylem yapmışlar.

Hatta MB da kullanılmak üzere 7 bilinmeyenli denklemler yaratmışlardır. Emekli olan Tunay öğretmen Dişlerine inci taktırmış yeniden ders vermeye başlayacakmış . Yavaş at da civcivler yesin diye bir ses duydum …!

Çocuklar ölmesin diye, bulutlara barış yüklemiş dizelerinde sevgi yağmuru.

ESMERKIZ (gizlibahçe): Ey hayat seni doyasıya yaşamaya geldim diye mail göndermiş dünyaya. Aklı erdiği günden beri aşka aşıktır kendisi. Yüreğindeki siyah hüznü, karanlık gecelerde müzik yolculuğu ondandır. Salt resim yapmayı beceremediği için yazmaya karar verdiğini söyler. Ama o kadar ustaca yazıyor ki, yazılarını değmelerine taş çıkartır vallahi. Şiir ve yazılarını okuyanların yüreklerinde yangın çıkar. Hüzün gelip ta ciğerinize oturur. Okumadan önce kırmazı şarap dolu yangın söndürücü kadehleriniz yanınızda bulunsun. Cadıyım derse de siz inanmayın. Küçüktür miniciktir ama içi dolu sevgiciktir. Yüreği umman. Sevince tam sever. Toplu iğne başı kadar olsa bile zarar gelecekse sevdiğine hüznünü yüreğine alarak çekip gider. Aşka karşı başı diktir.

Geçmişi ile helalleşmiştir ama yine de aşkla ilk tanıştığı bal köpüğü gözlerde takılı kalmıştır. Şimdi bu yazıyı okuyunca emin olun yine siyah hüznü yüreğinde, karanlık gecede, gökyüzünün göründüğü bir köşede kırmızı şarap elinde türkülerle kadeh kaldıracaktır. Emin olmak için böcek kamera yerleştirin hüzünlü yüreğine. AŞK VE MEŞKTEN SORUMLU SEKRETERİMİZ.

TEKBAŞINA: İnsan ve doğa sevgisi Munzur’dan gelir. Dünyaya gelir gelmez Munzur suyu ile yıkamışlar. Çay yerine dersim dağlarından topladığı kekik suyunu içmiş hep. Doğumundan iki yıl sonra bir kamyon kasasında eşyalar arasında İstanbul’a gelmiş. Zeki olmasını dersim dağı çiçeklerinde üretilen baldan çok yemesine bağlarlar. Demokrat ve devrimciliği doğduğu topraktan bulaşmıştır. Darbeler ve zorbalar yok etmeyi başaramamış devrimci ruhunu. Hala barış demokrasi, adalet ve eşitlik türkülerini söylemeyi inatla sürdürmektedir. Sevdaları Dersim kokar, barış söyler türküleri. Örgütün erozyonla mücadele sorumlusudur.

ESMA KARHAMAN: Hayatı değil emeği ciddiye alanlardan. Vazgeçilmezleri çocuklar, çiçekler bir de sevgi denizi plajları. Cık-cek lerden hoşlanmaz. (yani yapmacık hareketlerden) kendisi doğaldır ve doğal olmayan hareketleri hiç sevmez. Çok iyi bir gazetecidir. Çok ünlü kişiliklerle yaptığı röportajlarla bunu kanıtlamıştır. Stajını Fikret Otyam’ın yanında yapmıştır. Ancak ülkemizde gazete okunmadığı için köşeyi hızlı dönememiştir. Belirgin özelliği deprasyona karşı alerjisinin olduğudur. Deprasyona girenlere şiddetle yazılarını okumayı öneriyorum. Yazılarının antidepresif etkisi çok yüksektir.
Basın yayından sorumlu Kurucu üyemizdir.
DEVAM EDECEK....