Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sevgiliyle son gün

Sevgiliyle son gün
 

'İnsan sevdiklerinin kıymetini kaybedince anlar' sözü ne kadar alışılmış ve belki de zamanla değerini kaybetmiştir yorgun dimağlarımızda. Oysa o gün geldiğinde, bir daha O'nu göremeyeceğinizi, bunun bir şaka bir oyun olmadığını anlayıp kabullendiğinde başlarsınız düşünmeye.

İlk akla gelen 'en son ne söylemiştik birbirimize?' olur. Acaba O'nu ne kadar sevdiğinizi yeterince söylebilmiş miydiniz?, hatta yoksa kavga edip O'nu incitecek sözler mi sarfetmiştiniz? Belki de ağlamıştı siz evden çıkıp giderken de siz öfkenizden ardınıza dönüp bakmamıştınız... Şimdi sevdiğinize her görüşünüzde bir daha bakın, sanki bu görüşünüz O'nu son görüşünüz olacakmış gibi düşünün ve ağzınızdan çıkan sözler onlara söyleyeceğiniz son sözlermiş gibi.

İnsan çok sevdiği birini kaybettiğinde ilk tepkisi 'acaba engel olabilir miydim?' olur. Zamanla ölümün herşeyin üzerindeki ilahi kudretin takdiri olduğunu kavradığı andan itibaren de sevdiği ile arasındaki son diyalogları düşünmeye başlar. Karşılıklı söylenmiş güzel sözler her zaman bir teselli sebebiyken;kalp kıran, yaralayan, üzücü sözler ise kimi zaman ömür boyu pişmanlık sebebidir.

Birkaç gün önce sevgililer günü sebebiyle evli insanların eşlerine ne gibi güzellikler yaptığını izlemeye çalıştım. Bazıları yıllardır evli olmalarına rağmen eşlerini mutlu etmek için değişik güzellikler yapma gayretiyle kafa yorarken, bazılarının da olağan ilgisizliklerini, sevgililer gününün yabancı / hıristiyan kaynaklı ve gereksiz bir gün olduğu telkiniyle, bu günde de devam ettirme azminde olduğunu gördüm.

İlgisiz kitlenin savunmalarından biri de 'sene de bir gün mü göstereceğiz sevgimizi?' idi. Peki acaba siz bu sene boyunca kaç tane sevgi mesajı yazdınız hayatınızdaki en değerli, en sevgili varlığa. Kaç defa çiçek aldınız iş dönüşünde eve giderken eşinize ya da kaç defa hiç ummadığı bir zamanda O'nu yemeğe çıkardınız. Bunların hepsi bir yana acaba kaç defa ayaklarınızı kanepeye uzatıp gazete okumak ya da televizyon seyretmek yerine eşinizle gözgöze sohbet etmeyi tercih ettiniz. Bütün bunları ve daha fazlasını yapan bir eş belki sevgililer gününün ne kadar uydurma ve tamamen ticari maksatlı bir gün olduğunu iddia edebilir ancak bu gün ilgisiz eşler için sevdiklerini yılda bir gün olsun mutlu etmek için önemli bir fırsattır.

Modern yaşamın kadını da erkeği de yaşamak için çalışan değil, çalışmak için yaşıyan makinelere çevirdiği ve maddi sıkıntıların, toplumsal meselelerle harmanlanıp omuzlarımıza ağırlaşarak bindiği bir çağda yaşıyoruz. Fiziksel ve zihinsel yorgunluğumuz sanki ruhlarımızı da yoruyor ve her akşam tükenmiş bir vaziyette kavuşan sevgililer birbirlerine muhabbet ve yakınlık göstermekten çok uzak oluyorlar.

Ne olur ki iş dönüşü kıyafetlerimizi soyarken işe ait tüm kaygı ve sıkıntıları da soyuversek, sıcak duşun altında köpük köpük yıkasak ruhlarımızı da. Sonra da gün boyu aslında ne kadar çok özlediğimizi hatırlasak hayatta en sevdiğimiz insanı ve onu gönülden ve sıcacık bir şekilde kucaklasak. Akşam boyunca magazin haberleri ve saçmasapan diziler izlemek yerine, ikili koltuğa aynı battaniyenin altına girip sarmaş dolaş güzel bir müzik eşliğinde sohbet etsek... acaba yarın dünden çok daha güzel olmaz mı?

Son gününüzü yaşar gibi yaşamak sevgiliyle asla ölüm kaygısıyla yaşamak değil ancak unutmaya yüz tutan duygularınızı tekrar hatırlayarak yaşamaktır. Zamanla yıpranmış sevgilerin, heyecanını kaybetmeye yüz tutmuş aşkların yeniden alevlenmesi demektir. Geçen günlerin bir daha geri gelmeyeceğini, söylenen kırıcı sözlerin asla geri alınamayacağını, giden sevgilinin artık dönmeyeceğini bilerek O'na sımsıkı sarılmak demektir.

 
Toplam blog
: 9
: 422
Kayıt tarihi
: 17.02.07
 
 

Devlet okullarında lise ve yüksek öğrenimimi tamamladıktan sonra, yine devlet bursu ile ABD'de yön..