Sevilmek

İnsanlara bakıyorum da…
Sevileyim de yandaş edineyim, destek toplayayım diye yapmadıkları numara, çevirmedikleri dümen, atmadıkları takla, girmedikleri kılık, takmadıkları maske kalmıyor.

Manevranın, taktiğin, kulislerin, hile hurdanın haddi hesabı yok.

Hele de asıl ölçü olan “HAK” ve “HAD” denen o iki muhteşem olgu rafa kaldırılarak sergilenen sevimlilikler, olumluluklar da cabası!

Üstelik, türlü yalan-dolan, cambazlıklar, dedikodu, iftira, hoşlanmadıkları insanları kötülemeler filan da bu yolla yapılıyor.

Arkadaşlar, “sevilmek” bir ölçü değildir.
Zira, sevmek-sevilmek-sevilmemek de iki türlü olur:

Bir, zaten bu tür şeyler yapabilen insanların gerçekten sevilmeyesi bir karaktere sahip oldukları için sevilmemesi vardır;

Bir de, böylesi sevilmeyecek karakterde olanların, zaten sevilesi insanları sevmemesi vardır.

Bu ikisi arasında da himalayalar vardır.

Sevilmeyesi karakterde olanlar yine ve ancak kendileri gibiler tarafından sevilirler. Ama ne var, kendileri de sahte olduğu için sevgileri de sahtedir. Bir de tabii onların numaralarına aldanıp da, gerçek yüzlerini görmeyi beceremeyen saftirik alık balıklar tarafından “belki” sevilirler. Lâkin bunlar da kalıcı değil, geçici olurlar… akıllarına bağlı, taa ki işin aslını anlayana kadar.

Aynı şekilde, gerçekten sevilesi insanlar da yine kendileri gibiler tarafından sevilirler, ancak onlar sadece ve sadece yine sevilesi insanlar tarafından sevildikleri için gerçek sevilen ve seven de odur zaten.

Sevilmeyesi karakterde olan yığınla insan varken, gerçekten sevilesi insan ise çok azdır. O yüzden gerçekten sevilesi insanların seveni de az olur.

Onun için sevileyim diye bu kadar takla atmanın bir gereği de yok esasen… zaten adım başı  kendi gibilere rastlar sevilmeyesi olanlar.

Yani önemli olan bir sevgiyi gerçekten hakedip etmediğidir insanın.
Bunun için de insanların “YAPTIKLARINA” bakılır.
Ne için, ne ve neler yapmaktadırlar?

Sevilmek için bunca takla atana kadar, sevilmeyi hakeden midir, sevilmeyi hakeden misiniz önce bir ona bakmalı.

Ama sevginin de yine sahtesiyse peşinden koştuğunuz o başka tabiiii.

 Filiz Alev
 01.02.”13