Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Sevmeyi biliyormusunuz

Sevmeyi biliyormusunuz
 

Aşk her zaman bir cazibe unsurudur. Aşksız bir hayat yavandır. Aşk hayatın ta kendisidir. Arzu ile Kamber, Aslı ile Kerem ve Ferhat İle Şirin de ve daha niceleri birbirlerini sevmişler, sevgilerini de samimi ve kararlı olarak sonuna kadar götürmüşlerdir. Bu aşk hikayelerinde sadakatin en güzellerini görebiliriz.

Sevgi denen açlığa biraz daha yakından bakalım şimdi.

Sevgi duygusal, ruhsal, bedensel ve mantıksal zeka ile besleniyor. Bunlarla beslenemiyorsa sevgi uzun vadeli yaşıyamıyor. İnsanlar ucuz ilişkilerin peşinde sürüklenip duruyor. Mutlu ve huzurlu bireyler olabilmek için sevginin paradan puldan maddiyattan her zaman daha önde tutulması gerekiyor ama sevgi günden güne yozlaşıp tutarsızlaştırılıyor. Besin hayatımıza hormonların girdiği gibi , sevgilerimizde hormonlu besinlerle besleniyor.

Peki diyeceksiniz bu bizim elimizdemi ne mi yapmamız gerekiyor.

Önce kendimizi çok iyi tanımamız, değer verdiğimiz şeylerin ne olduğunu , dahada önemlisi var oluş nedenimizi bilmemiz gerekiyor. Önce huzur ve mutluluğumuzun kendi içimizde kendimizi beslemesi lağzım ki daha sonra karşı tarafı tanıma imkanını oluşturabilelim. Karşı tarafın değer ölçülerini, ilişkiden beklentilerini, onun var oluş sebebini ve bunların farkındalığını çözebilelim.

Her kadın doğal yapısı gereği sevgi ateşini taşır. Önemli olan bir erkeğin sevgi diyaloğu içerisinde ilişki kurmayı öğrenebilmesi, sevgi ateşini yakabilmesıdır. Eşler evli iselerde erkeğin sürekli olarak sevgiyle damla damla doyurulması gerekiyor. Eğer birden sevginizi verir iseniz erkek ne oldum delisi oluyor.

Toplumumuzun temel sorunu sevmeyi bilmiyoruz. Bedensel zekamız kısa vadeli ilişkilerle karşılanıyor. Dugusal zeka kısır kalıyor. Hiç bir yerde sevgi eğitimi verilmiyor, halbuki daha anne karnında iken ve hayata gelme ile başlamalı sevgi eğitimi. Çocuk sadece annenin kendi sevgi kalıbına göre beslenmemeli, Biz anneler önce çocuğumuza nasıl bir sevigi vereceğimizi öğrenmeliyiz. Biz kadın ve erkek olarak sevme ve sevilme becerimizi akıl yürüterek de öğrenmeye çalışmıyoruz, deneme yanılma yoluyla öğrenmeye çalışıyoruz. Sevgiyi ya fallarda yada gece kulüplerinde arıyoruz. Doğal yapısı içerisinde kendi benliğimize gönlümüzün ne istediğine , nasıl bir sevgi istediğimize bakmıyoruz.

Her ilişkide ruhsal, duygusal zekanın karışımı ve birazda bedensel zekanın öne çıkması ve hormonların tatmin olmasıyla aşk bulutları dağılıyor. Mantığın devreye girmesiyle aşk tutkusu yok olmaya başlıyor. Daha sonra her iki tarafında hoşa gitmeyen özelliklerinin ortaya çıkmasıyla çatışmalar, sürtüşmeler, kavgalar başlıyor. Aşkda bu dört duygununda var olabilmesi gerekiyorki ölümsüz aşk o güzel sevgi yaşayabilsin.

Ünlü ozan Aşık Veyse'lin şu güzel dörtlüğü nede güzel anlatıyor bu duyguyu.

Güzelliğin on para etmez,

Bu bendeki aşk olmasa,

Eğlenecek yer bulamaz

Gönlümdeki köşk olmazsa

Genellikle çatışmaları yaratan temel faktör de erkeklerin sevmeyi bilmemesi. Erkekler sevmeyle sahip olma duygusunu karıştırıyorlar. Bunun içinde sevgilerini ifade edemiyorlar. Onların zorluğu kendilerini sevmeyi , sevginin kaynağını sonsuzlaştırmanın yöntemlerini bilmemelerinden kaynaklanıyor. Bunu bilmedikleri için de sahip olmadıkları bir şeyi birilerine vermeleri mümkün olmuyor. Ancak anne babadan iyi bir model almışlarsa bunu eşlerine iyi aktarabiliyorlar.

Kadın erkek ilişkisi bir ihtiyaçtır. Sevmek ve sevilmek dünydaki en güzel duygulardan biridir.

Herkesin gönlünde bir köşk olması dileğiyle.

 
Toplam blog
: 3
: 1010
Kayıt tarihi
: 22.03.07
 
 

Özel bir şirkette mali ve idari işler yöneticisi olarak çalışmaktayım. Okumayı ve yazmayı çok seviyo..