Şeytan her daim görev başında !

Hayat, sana dengede olmayı öğrenmen  için sunulmuş bir hediyedir. Nefes ise, her an ölüp yeniden dirildiğini farketmen için bahşedilmiş bir mükafattır. Ancak dünya hayatı imtihanlarla dolu. Şeytan, her daim görev başında. Sana ulaşmak için her yönden yaklaşma çabasında. Kimi zaman zihnini kemirip durmakta, kimi zaman gönlünü çeldirme derdinde. En zayıf yerinden hançeri saplama telaşında.

Sen, duygu ve düşüncelerle kaplı kabuğundan sıyrılmadıkça, kendini kabuktan ibaret sandıkça, şeytanla burun burunasın aslında. Duygular, sana doğru gelirler. Seni ele geçirmeye and içerler. Düşünceler, zihninde belirirler : Büyürler, kocaman olurlar da başka şey düşünemez olursun. İşte bunların hepsi şeytanın oyunlarıdır.

Sen nefsine hakim değilsen, şeytanın suçu ne ? Onun bir kabahati var mıdır? O, sadece  görevini icra etmek gayesinde. İyi de ‘’Peki ben ne yapacağım?’’ diye hayıflanıp durma. İşte sana reçete.

Kıskançlık seni sardıysa, sen ona sarma.

Aşk seni yakaladıysa, sen ona kanma.

Tembellik sana peydah olduysa, sen ona peydah olma.

Özlem buram buram koktuysa, sen onu içine çekme.

Arzudan yanıp tutuşursan, yan da kavrulma.

Korkudan tirim tirim titriyorsan, korkta kaçma.

Sağa sola sapma. Yukarı aşağı bakma. Ona buna takılma. Siyah beyaz ayırma. Dimdik, kararlı, Allah’ın ipine bağlı yürümeye devam et. Hiç durma. İstasyonları gerçek evin sanma. Yorulduğunda yavaşla ama yollarda kamp kurma. Şeytanı gör de kibarca gülümse, yolunu şaşırma. Sırat-ı müstakim üzere yürü, yürü, yürü….Yürü yürüyebildiğin kadar ta ki yoldaki ışığı görene kadar…

Ayperi Ferda Oral

Eğitimci Yazar