Sezen, Şebnem, Nil

Bu üç kadın farklı zaman dilimlerinin farklı 'sound'a sahip sanatçıları ama ortak bir şeyleri var : Düşünerek, hissederek şarkı yazan KADINLAR onlar.

Sezen Aksu şarkıları yaşamımın özetidir, çocuk oldum, ergen, genç, genç erişkin, hangi şarkısını dinlesem iç dünyamın bir yerine dokunur. Üstelik kaç kez dinlesem dokunur . Sanki bir adım sonramı dinlerim Sezen Aksu'yu dinlerken. Bir adım sonra onun gibi 'ereceğimi', acılarımı kazanım kabul edeceğimi için için hissederim.

'Ben bu yüzden kimseden gidemem, gitmem unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir'

Şebnem Ferah bugünüm gibi,

onu dinlerken dünyaya uymak istemediğim yüzlerce kurala uymak zorunda olan bir kadın olarak geldiğimi düşünür, onun gibi küskün, acılı ama gururlu olmayı yeğlerim.

'Bedenim sağlam bulunmuş, yüreğim paramparça...'

Nil Karaibrahimgil şarkıları iseeee, onlar farklı!..

Olmayı planladığım, olacağımı düşündüğüm ama dünyaya geldiğim zaman diliminin koşullarında içimde bazı yönleri yarım kalmış, bir taze 'kadın' şarkısı o.

Ben diyebilen, sevgisini yaşarken 'ben'i bir kenara koymayan, acılarını ölçülü hatta hafiften , sevincini dibine kadar yaşayan...Bir güzel çağdaş, genç kadın yüreği...Türkiye gerçeğinin ayrıntılarıyla tanıştığında, nasıl gelişeceğini merakla izliyorum.

'İşine gelmeyince hep, hayatın kendisi sebep, sen onca fırsatı tep Ben aptal mıyım? ' : ).'

Bence bu pırıl pırıl kadınların bir ortak yönleri de , Türk kadınının yıllar içindeki değişimini canlı canlı bizlere dinlettiriyor olmaları.

Duyana tabii...