Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '10

 
Kategori
Güncel
 

Sigarayı, beş günde, nasıl bıraktım!...

Sigarayı, beş günde, nasıl bıraktım!...
 

Sigaraya başlamak, her zaman çok kolay olmuştur; ya bırakmak?...

Babamın ve annemin hiç sigara içmemesi, ilk çocukluk döneminde benim için bir şans olsa da, her gün, babannemin günde iki paket sigara tükettiği, Beşiktaş Yıldız' daki konağın caddeye bakan ön odasında bulunmak, benim için galiba bir anlamda şansızlıktı!...

Yeryüzü konukluğumun başladığı ilk yıllarda, günümün önemli bir kısmını, o odada, babaannemin yanında, pasif içici olarak geçirmem ve bu sürecin birkaç yıl kaçınılmaz olarak sürmesi, ilerki ilk gençlik yıllarında sigaraya başlamama, sanırım bir vesile olmuştu!....

Babam, Ankara'dan, meclisden gelmiş gibi anımsadığım, ''Mebus'' ve uzun yassı kutudaki çift sıra dizilmiş ''Diplomat'' sigaralarını, yalnız misafir geldiği zaman, kahve ile birlikte ikram ederken, o da nezaketen bir sigara tüttürür, dumanı içine çekmeden, acemice üfürürdü... Bir de Dolmabahçe Sarayı'ndan gelen, üzerinde altın yaldızla, ''Kemal Atatürk'' yazılı ''Hususi'' sigaraları da, gene misafirlere ikram etmekten, ayrı bir zevk aldığını, yüzündeki ifadeden anlardım... Arasıra o sigaralardan bir tanesini, evde kimse yokken gizlice kutusundan çıkarıp koklar, tekrar kutusuna koyardım...Yani evimizde, şöyle ya da böyle, bir katran ve nikotin kardeşliği söz konusuydu...

Ve Beşiktaş'ta, o harika 1961 temmuzunda, iskelede yüzmeye giderken içime çektiğim, iskele yakınındaki Avusturya-Türk'ün tütün deposundan yayılan o müthiş güzel tütün kokusunun, ben de ilerki zamanlarda tütüne merak duymama etken olduğu da başka bir gerçekti...

Erzincan'da, gurbette, çok sevdiğim için yanından ayrılamadığım küçük ablamın yanında okurken, ortaokul sıralarında, arkadaşlarıma özenerek başladığım bu sigara müptelalığı , lise yıllarında paket taşıma alışkanlığına dönüşmüş, pipoyla karışık, belli aralıklarla 25 yıl kadar sürmüştü...

Ve 80'li yıllarda ağırlıklı olarak pipoya dönmeme rağmen, sigara ve tütünden iyice rahatsız olmaya başlamıştım... Yurt dışı gezilerimde, insanların sigaraya karşı olan duyarlılığını gözlemlemem, Çin'de bile, ofislerin, iş merkezlerinin sokak kapılarında sigara içildiğini görmem ve kendi durumumu biraz daha garipseyip, sorgulamama neden oldu... Bu mereti artık kesin olarak bırakmalıydım!... Ama nasıl?...

Merdivenleri çıkarken zorlanmam, eski bir amatör koşucu olarak orta yaşlarda aklımsıra spor yapmaya çalışırken, sıkıntı çekmem, yüzerken, gücüm yerinde olmasına rağmen, fazla açılma cesaretini kendimde bulamamam, bir otobüse yetişmek için kısa mesafede bir depar atmaya çalışırken, tıknefes olmam, beni bu kararı vermeye, bir kez daha odakladı...

Tıp insanı bir dostun Almanya'dan aldığı bir bilgi ve deneme sonucunda kurtulduğu bu sigarayı bırakma yöntemini, ben de, inat ve ısrarla uygulayarak, bu zehirden kısmen de olsa kurtuldum!...

Kısmen diyorum; çünkü yaşadığım iş ortamı ve sosyal çevre, gene de bu nikotin ve katranı az da olsa almama neden oluyor ve ben de, arasıra dost ortamlarında bir sigara yakarak, onlarla uzlaşımı sürdürmeye çalışıyorum!... Ama bağımlı bir şekilde sigara içmiyor ve sigarayı bir alışkanlık olarak aramıyorum...

Evimde misafir dahil, kimsenin sigara içmesine izin vermiyorum... Ağır hava koşullarından ve aşırı tiryaki misafirlerden dolayı, çok zorunlu hallerde, mutfakta cam açık ya da aspiratör çalıştırılarak sigara nadiren de olsa içilebiliyor!...

Sigarayı bırakma yöntemine ve uygulamaya gelince; sigarayı bırakabilmek için, önce bir hafta boyunca hiç et yememek gerekiyor!...

Asitli ve mayalı; peynir, zeytin, ağır hamur işleri, sirke, limon, portakal, greyfurt tarzı yiyeceklerden de, ağır tatlılardan da, en az bir hafta uzak durmak gerekiyor...

Bol ılık ya da sıcakça su tüketmek, hafif sebzeli, sulu yemeklerle ve hafif komposto tarzı ancak az şekerli tatlılar ve bol bol salata ve meyvelerle de haftalık beslenmeyi tamamlamak gerekiyor...

Çay, kola, kahve ve alkollü içecekler sigara isteğinin tetikleyicisi olduğundan, özellikle yemek sonrası hiç içmemek, bu tür tiryakilik de had safhadaysa, yemekten bir saat sonra az miktar ve yoğunlukta içip, o mekandan derhal çıkıp, bir yürüyüş yapmak gerekiyor...

Ve sigara akla gelince, mutlaka sıkı tempolu, bir 5km yürüyüş, bolca terleme, ılık duş ve bol bol içilebilinir sıcaklıkta su tüketmek gerekiyor... Temiz yağmur suyu bulabilenler için, yağmur suyu, en ideali!...Akşam yemeği gene hafif şekilde yenecek, akşam gene en az yarım satlik ve 5km'lik bir yürüyüş, ılık duş ve bol sıvı... Ve erken uykuya geçme...

İlk gün, sabah kahvaltısı etmeden bir meyve örneğin elma yiyerek ve bol içilebilir sıcak su içerek evden çıkmak gerekiyor... Vücudu şaşırtmak için öğlen bol sebzeli, az ekmekli, yoğurtlu ve gene meyveli bir öğle yemeği... Gene akşam erken saatte aynı tür bir yemek ve yemek sonrası ; yürüyüş, terleme, ılık duş... Ve yatmadan bir saat önce içine bir çay kaşığı zeytinyağı eklenmiş, bir bardak havuç suyu içme ve üstüne hiçbir şey yemeden, uykuya geçme...

İkinci gün, zor bir gün, nikotin ihtiyacı yükseliyor...Sigara isteği artınca, mutlaka dışarı çıkıp, hafif bir yürüyüş...Öğlen yemek sonrası ve akşam yemek sonrası , aynı tempoda yürüyüş, terleme ve ılık duş... Gene havuç suyu ve uykuya geçme...

Üçüncü gün, nikotin isteme düzeni, bozulmaya başlıyor; siz aynı hareketlere devam ediyorsunuz... Yalnız bu arada, kesinlikle nikotinli ortamdan ve sigara içilen açık hava dahil her yerden uzak durmak gerekiyor...

Dördüncü gün, daha kabul edilir bir durumla karşı karşıyasınız; sigaraya olan isteklilik azalıyor... Aynı şekilde beslenme ve yürüyüşle günü geçirme...

Beşinci gün, sigara isteğiniz yok gibi... Aynı şekilde günü tamamlama...

Altıncı gün sabahı hafif bir kahvaltı.. Ancak şarküteri, kesinlikle yok... Artık, sigara içme ihtiyacınız da yok... Fakat istek ve alışkanlık hala geçerli... Öğlen hafif , sebzeli bir et yemeği... Hafif yemek üstü , kısa bir yürüyüş... Dönüşte, açık ve az şekerli bir çay... Akşam gene sebzeli yemek, ardından, çay ya da kahve gene yok, bir bardak üzüm suyu ve gene tempolu bir yürüyüş ve yatarken havuç suyu...

Yedinci günde aynı yöntemle devam...

Bu haftadan sonra üç hafta, beslenmeyi hafif bir şekilde götürmeye devam etmek ve akşamları ve özellikle hafta sonları yürüyüşe devam etmek ve bu arada olanak varsa, haftada iki kez sauna yaparak ter ve dolayısıyla toksin atmaya devam etmek, çay ve kahveden uzak durmaya çalışmak ve de istek varsa, bir detoks programına evde ya da dışarda katılarak, vucudu şaşırtmayı sürdürerek, temizlemeye devam etmek...

Ve kan grubunuza göre bir beslenme programı yaratmaya çalışarak, sağlıklı yaşamınızı sürdürme çabalarına devam etmek... Bu konuda, kan grubunuza uygun beslenme yazılarım, size bir yol gösterebilir...

Bu arada, doğal ama, bazı insanlar için zor ya da biraz zahmetli kabul edilebilecek yukardaki uygulama dışında, yaklaşık bir saat süren, tek bir seansta, ''Mora Terapi'' yöntemiyle de, % 80 oranında bir başarıyla, sigaranın bırakılabilindiği bir seçenek de karşınızda duruyor!... Ancak uzun vadede, yan etkilerinin olup olmadığını da sorgulamak kaydıyla...

Sağlıklı, sigarasız bir yaşam dileklerimle. Dostça selamlarımla.

9.şubat.2010 / Perpa,

 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..