Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '10

 
Kategori
Öykü
 

Sigorta

Sigorta
 

Sokak, akşamları, arı kovanı gibi oluyor. Kadınlar, kapı önlerine serdikleri kilimlere minder atıp, çekirdek çitletirken, bir yandan da günün olaylarını yorumluyorlar. Yaşları on ve daha altında olan çocuklar, çeşitli oyunlar oynarken, daha büyük olanlar bir köşede toplanıp, kız muhabbetine girişiyorlar. Erkekler, her zamanki gibi, İsmail in kahvesindeler.

Sokağın en bilmişi, boyacı Nevzatın karısı, Şerife, o gün yine formundaydı. – Kız Nezahat, az gel hele. Minderini al da gel. Nezahat, pencerenin dantel perdesini aralayıp, kafasını uzattı. -Ne var gı. Akşam haberlerini mi okuycan gene. –Sen hele bi gel, bak Nurcan da kaynana minderini kaptı geliyo. Bu arada, Fidan nene de, sokağın öbür ucunda göründü. Doğuştan bir bacağı kısaydı. Yaşlanınca, belide bükülmüştü. 99 luk tespihini çektiği, sol eli hep arka belindeydi. Sağ eli de, Kısa bacağının dizini sıkıca kavrardı. Fidan nene, az konuşurdu ama, her zaman lafı gediğine kordu.

Şerife, Fidan Nenenin geldiğini görünce, içeride sekiz aylık kardeşini uyutmaya çalışan kızına seslendi. – Nurgül, kız bak, Şerife nenen geliyo. Minderini getir, çayın altını da yak. -Meclis toplanıyor, diye mırıldandı Nurgül. Az sonra, meclis erkenı, yerlerini aldılar. Minderler, mutat yerlere konuldu. Fidan nene, sırtını elektrik direğine iyicene bi yasladı. Oltu taşı tespihinin şıkırtısı duyulunca, muhabbet de hafiften başlardı.

– Ee, ana haber ne, diye sordu Nezahat. Gene Kılıçdaroğlu mu?

-Kılıçdaroğlu, Obama gibi. Her derde deva. Fidan Nene, bunu söylemek le, günün konusunu belirlemiş oluyordu.

Şerife, başladı anlatmaya.

– Kılıçdaroğlu, sağlam adam. Dürüst. Yoksulluğu çözecek. Aile sigortası getirecek. Türban yasağı kalkacak. Terör bitecek. Türk, Türklüğünü, Kürt, Kürtlüğünü bilecek.

–Kız, yasak kalkınca, türban mı takacaksın, dedi Fidan nene.

– Yok be Nenem, lafın gelişi o, türban bizi sıkar. Bizim başımız açık ama, gönlümüz, fesatlığa da, harama da kapalı. İnsanın yüreği türbanlı olsun. Aha bak, Maliyeci, yolsuzluktan içeri girince, karısı tesettüre büründü. Bir zamanlar, ona temizliğe giden, Döndü karısının dediğine göre, evin içinde tangasıyla dolaşıyormuş.

–İbadet de gizli olmalı, kabahat de, dedi. Fidan nene. Gösteriş için ibadet, en büyük günahtır. Şimdi, bırakalım elalemin tangasını, biz kendi dalgamıza bakalılm, Şerife gı, Şimdi, Kılıçdaroğlu, banka kartını senin eline verince, Boyacı Nevzat, sana rahat verir mi sanıyorsun. Benim bildiğim Nevzat, kartı sana bırakmaz. Senin aile sigortan, Nevzatın biralarını sigorta eder. Eskiden, ara sıra badanacılık yapıyordu, sigortalandınız mı, onu da yapmaz.

– Doğru söylüyorsun Nenem, doğru da, elbet ona da bir çare bulurlar. Kızın okul masrafları çıktı diye seviniyordum, şimdi, sigortamız, biraya gidecek, korkusu girdi içime. Sen çok yaşa Fidan nene.

Bu arada, Nurgül çayları getirdi. Demli çayın kokusu ortalığa yayılırken, bir sessizlik çöktü sokağa. Çayından ilk yudumu höpürdeterek alan Fidan nene:

- Takma kafana kız şerife. Kılıçdaroğlu, sözünü tutar da, bizi sigortaya bağlar, maaşı da verirse, ben öte tarafa gidişimi biraz erteler, maaşımı Nurgül kızımın tahsiline harcarım. Kızlar okursa, bu ülke kurtulur.

Bu akşam, nedense, hüzünlü bir akşam oldu. Fidan nenenin, Oltu taşı tespihinin şıkırtısı, Şerife nin anlatacaklarını anlatıyordu, bir, bir. Bu akşam, meclis, Fidan nenenin, tespihini dinliyordu. Az önce, erken gelip, eve arka pencereden giren, boyacı Nevzat da, konuşulanlara, istemeden kulak misafirir olmuştu. Elindeki bira şişesi, giderek ağırlaşıyordu. Usulca kalktı, Birayı lavaboya boşalttı.

– Fidan nene kadar yürek yokmuş bende. Affet beni Allahım. Sanki, içini bir huzur kaplamıştı. Boyacı Nevzat, o gece, tüm hayatını, beyaza boyamaya karar vermişti.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..