Sık sık ellerimizi yıkayalım da...

Evimizdeki yaşam her geçen gün daha da organikleşip ekolojik tarıma uygun hale geliyor:)

Tüm sebze ve meyve ihtiyacımızı -İstanbul ve Antalya pazarlarında- köylülerden karşılıyoruz. Antalya’da bir adım daha ileri giderek “tedarikçi” köylülerimizle dostluk kurduk, evlerinde ziyaret ettik! Köy yaşamını severmişiz ve organik tarım işine girecekmişiz de benim haberim yokmuş! Sonra anladım ki Bn Otacı benden detaycı olmuş, domates biberin kimyasallardan uzak yetiştiğinden emin olmalıymış!!

Diş macunumuzu, sabunumuzu, şampuanımızı, vücut losyonumuzu, duş jelimizi, peeling’imizi kendimiz yapıyoruz!

Ve Bn Otacı kozmetik alanında da onun yağıyla bunun otunu karıştırarak mütevazı mucizeler yaratıyor! El ve vücut kremlerini, anti-aging kremlerini, güneş kremlerini, parfümleri, benim tıraş kremimi ve losyonumu ayrıca tedavi amaçlı yağ karışımlarını hazırlıyor. Mesela tırnak mantarına karşı hazırladığı formül çok başarılı oldu ve epey dua aldı. Ürünlerini önce Selen’in ve benim üzerimde deniyor, sonuç olumluysa tüm sülaleye ve arkadaşlarına jestler yapıyor:)

Bu curcunada tabii ki imdaattt dediğim anlar da olmuyor değil !

Selen “Bu ara işlerim çok kanki.” deyip kaytarabiliyor; ancak ben yakalanıyorum!

Ama Antalya'nın serpme böreği büyük sırrım olma özelliğini koruyor:)

Ellerimizi kendi üretimimiz kalıp sabunla yıkıyoruz da -derdimin büyüklüğüne bakın- yüzüğüm sabunu topluyor ve çıkarıp ayrıca yıkamam gerekiyor! “Bu muhteşem sabunu kullanabilmek için acaba yüzük takmasam mı?” blöfünü de Bn Otacı yemiyor:)

Geçen gün bir asilik yaptım ve resimde gördüğünüz sıvı sabunu aldım!

- Türkiye’nin en büyük firmalarından biri üretmişti.

- Şişenin üzerindeki -doğallığı ifade eden- yeşil etikette kocaman “natural, 100% Doğal Özlü, 100% Natural Extract, Zeytinyağı Özlü” ibareleri vardı.

- Ayrıca iki de masum zeytin tanesi görünüyordu.

Demek ki harbi doğal bir sabun almıştım ve her şeyi de evde yapacak değildik ya, emindim, Bn Otacı da çok sevinecekti.

Sevinmedi! “İçinde neler var, biliyor musun?” dedi.

Öyle küçüktü ki yazılar, okumak mümkün değildi. Büyüteçle okumayı denedim, yine başaramadım ve profesyonel SLR kamerayla makro çekim yaptım, sonra da ekranda büyüterek okudum. Bazılarında Bn Otacı araya girdi:

Sodium Laureth Sulfate: Petrolden elde edilen toksik bir maddedir. Köpürmeyi sağlar. Deri tarafından emilir ve kanser riskini yükseltir. Üreme ve endokrin sistemini etkiler. Alerjik reaksiyonları artırır, cildi kurutur. SLES karışmış atık suların doğaya verdiği zarar da büyüktür.

Cocamidopropyl Betain: Köpük ve kıvam artırıcı kanserojen bir maddedir. Deride iltihaba ve kuruluğa, egzama ve sedef hastalığına neden olabilir.

Tetrasodium EDTA: Sodium Cyanide'den üretilen toksik ve kanserojen bir maddedir. Kirlerin temizlenmesini kolaylaştırırken -insan sağlığına zararlı- ağır metallerin izlerini gizler. Derinin koruma bariyerini yıkarak kana karışır!  Deride tahrişe neden olur. Paraben yerine kullanılır; ancak en az onun kadar zararlıdır!

Chlormethylisothiazolinone: Parabenden farkı yoktur! Kanser riskini yükseltir. Resmen yasaklanmamış olsa da deterjanlarda ve kozmetik ürünlerinde kullanılmaması gerekir!

Methylisothiazolinone: Toksik maddedir. Sinir hasarına, egzama ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

CI19140, CI17200, CI42090 Renklendiriciler: Kanser riskini yükseltir, toksik etki yaratabilir, DNA yapısını bozabilir.

Hexyl Cinnamal: Alerjik reaksiyonları artırır.

Butylphenyl Methylpropional: Alerjik reaksiyonları artırır. Kontakt dermatite neden olabilir. Endokrin sistemine zarar verebilir.

Citronellol: Toksik maddedir. Alerjik reaksiyonları artırır, deride tahrişe neden olur.

İşte, benim gibi cİngÖz avcısı bile iyimserliğine kurban gidebiliyor! Şu zehir yumağını gördükten sonra her tarafı doğal olsa ne yazar! Zaten Türkçe oyununa dikkat edin: Özütü doğal, ürün değil. Kimi firma paraben kullanmayınca insanlar o ürünü tehlikesiz ve doğal sanıyor oysa -paraben kadar zararlı- koruyucu başka kimyasallar kullanılıyor! Vesselam masum güzellikte bir şişe ve sımsıcak ibarelerle tavlanıyorsunuz! Ürün üzerine içeriğin yazılması gerekiyor; ama okunabilmesi gerekmiyor! Hem metili, butili okuyacaksınız da ne olacak! Tez zamanda göçmeniz bekleniyor ve endüstri de elinden geleni yapıyor! Zehirler itinayla süsleniyor!

Bu arada, dört büyük firmanın ürününü daha inceledim. İçerik hepsinde hemen hemen aynı. Yani, kaçma şansınız yok! Gözünüzü boyamalarına izin vermeyeceksiniz; bilinçli olacaksınız, kendinizi ve ailenizi koruyacaksınız!

Benim aldığım sabunun üreticisine mail atarak beni aydınlatmalarını istedim! Tabii ki cevap gelmedi. Çünkü bu ülkede sadece övgüler kabul edilir, yerdiniz mi sizden kötüsü yoktur! Sesiniz çıkmayacak, önünüze ne konursa yiyeceksiniz!

Kalkıp şişeyi çöpe attım! Siz bayramı nerede ve nasıl geçireceksiniz bilmiyorum; ama bizim işimiz çokmuş, kendi sıvı sabunumuzu yapacakmışız:)

Sağlıklı, huzurlu ve doğal bir bayram geçirmenizi dilerim.