Sıkıntıda'yım beyler

Ocak ayının sonunda emekli maaşını almaya koşar adım gidiyorum. Gidiyorum demekle yürüyorum demek istiyorum. Emekli maaşıyla taksi veya dolmuşa binmeye cesaret ister. Soğukta otobüs durağında dakikalarca ayakta bekleyip, tıkış tıkış otobüse binip, ilerliyelim beyler, bir iki adım daha sıkışalım, kapıda iki kişi kaldı sözleri sizi rahatsız ediyorsa, en iyisi yürümek. Soğuk havada en ideali tempolu ve hızlı yürümek. Hem sporunuzu yapıyorsunuz, hem de kalp sağlığınız ve kolestrolünüz için ideal.

Banka her zamanki gibi. Yıllar geçtikçe değişen tek şey dışarıya konan Atm makinaları. Banka şubesinin içi full dolu, atm'lerin önündeki kuyruklar uzamış ve bir ATM her zamanki gibi arızada. Makinanın biri off olunca kuyruk ve beklemeli süresi uzuyor ama kuyruk muhabbetlerinden aşina olduğunuz yüzlerle, gündemdeki konular hakkında fikir alış verişi yapabiliyorsunuz.

Nihayet sıra bende. Kartımı heyecanla makinaya sokup, şifremi arkadaki meraklı vatandaşa göstermeden giriyorum ve paramı bekliyorum. Makina ne güzel ses çıkarıyor paraları sayarken işte bu anlar yüzümün güldüğü ve zevk duyduğum anlar. Saniyeler sonra makinanın verdiği paraları sayarken yüzümün gerildiğini hissediyorum. Biraz önceki zevkten eser kalmadı.

Şöyle kaba taslak hemen hesabı yaptım. Ekmeğe yapılan 10 kuruşluk zammı karşılıyor. Günde bir ekmek tükettiğimi düşünüyorum ve emekli zammı bir aylık ekmek tüketimini anca karşılıyor. Bu zam beni ve benim gibilerini sıkıntıya soktu beyler. Ama yinede fazla üzülmemeli ya hergün beş veya on ekmek almak zorunda kalsaydım. Beterin beteri var.

Kış ağır geçiyor, yollar geçit vermeyince sebze ve meyve fiyatları uçmuş durumda. Hadi meyveyi yazın ucuzlayınca yeriz ama yemek için sebze gerek. Bir de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balık fiyatları tavan yapınca; bu beni sıkıntıya sokuyor beyler.

Elektrik, su, doğalgaz zamlarından sonra telefonla konuşmak bir lüks oldu, telefon açmaya korkar oldum. Bunlarda beni rahatsız ediyor ve sıkıntıya sokuyor beyler.
Bu gün haberleri izlerken, Kıyak emekliliği bir hakmış diye savunan ve kendi halini acındıran bir dille anlatan beyefendiyi görünce yine sıkıntı bastı. Ben 25 sene çalışıp vergimi ve sigortamı aslanlar gibi ödeyip, emekli olunca kunduzlar gibi nasıl geçineceğimi düşüneyim, beyefendi beş sene için kıyak emekliliği savunsun. Ben sıkılmayayım da kim sıkılsın ?
Sıkıntıdan Milliyet'in internetinde biraz oyalanayım dedim daha büyük sıkıntı yaptı. Milyon doları bir çırpıda ödeme taahhütüyle TV ve gazete alan beyefendinin babası da sıkıntı çekiyormuş. Bu habere sıkılmaz mı insan.

Ben SIKINTIDA'yım beyler.