Şili maden işçileri; Luis Corvalan'ın çocukları...

Şili'deki maden kazasını öğrenip, Cerro San Joze Bakır ve Altın Maden İşletmesindeki ocaklardan birinde, bir göçük sonucu 33 işçinin yer altında kaldığını öğrenince, açıkcası üzüntü duymuştum... Gene gitti güzelim insanlar, bir maden uğruna diye...

Neyse ki, şansları yaver gitmiş ve bizde pek bilinmeyen ''Sığınma Odası'' na geçip, yaşam mücadelesi vermişler ve yukardakiler de tüm imkanlarını seferber etmişler...

''Don Lucho” nun mücadeleci geleneğini sürdüren bu insanlar, aşağıda psikolojilerini bozmadan direnmişler, işi şansa bırakmamak, o yeraltı kapsülünün 66 santim çapına sığabilmek için de, yer altında diyete bile girmişler!...

Sonunda el birliğiyle kurtuldular, eşlerine, çocuklarına, yavuklularına ve yakınlarına kavuştular da, insanlığın vicdanı rahatladı..

Ve şüphesiz bu olay ve sonuca giden dayanışmalı, öz verili çalışma, tüm dünyadaki maden işçileri için de, ciddi bir örnek teşkil etti!... Bundan böyle ''Şili İşçi Sınıfı, Maden İşçileri Kriterleri'' olarak, maden işletmelerinde işletmecilerin gözüne sokulacak!...,

Ancak elifle merteği birbirine karıştırma başarısını, bu konuda da sayın ve değerli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer beyefendi gene gösterdi!...

Geçtiğimiz mayıs ayında Karadon’da 28 madencinin cesedinin çıkarılmasından sonra “Acı çekmediklerini ve fiziki olarak da güzel öldüklerini söyleyebilirim” gibi veciz bir cümleyle madenci ailelerine ‘teselli’ edebilme marifetine sahip sayın ve değerli bakan, Şili’deki kurtarma çalışmalarının abartılıp büyütüldüğünü beyan edip, “Biz madencileri üç günde çıkarırdık. Çünkü bizim madenlerimizde de işçilerimizin güvenle ve aylarca kalabilecekleri mekânlar var" diyerek çok daha veciz bir cümleye imza, atıvermiş!...

Bizim bildiğimiz ülkedeki maden ocaklarının ancak % 1'i böyle bir düzene sahipti ve madenciler için bildiğimiz kadarıyla şu çevre düşmanı, ''Maden Yasası'' ya da benzeri yasal düzenlemeler, madenlerde işçiler lehine bir kurtarma odası yapılmasını da zorunlu kılmıyordu!... Bu düzenleme, işletmecinin istek ve dolayısıyla insafına kalmıştı!..

Bilebildiğimiz kadarıyla, beş aydır, Zonguldak’ta göçük altındaki o , ” kader kurbanı “maden işçilerinin cansız bedenleri ciddi bir “maliyet” yüzünden yeryüzüne çıkartılıp ailelerine teslim edilmezken, Şili’de işçiler yerin yediyüz metre altındaki arkadaşlarını, inanç, istek, bilinç ve bilimin ışığında yapılan insani bir sentezle kurtararak, fevkalade bir şey başarıyor ve dünyaya bu konuda bir ''örnek iş'' getiriyorlardı...

Ben bir yurttaş olarak, bu örnek olaydan sonra, ''o da bir şey mi!...'' gibi kelamlar eden sayın ve değerli bakandan ve onun çok değerli hükümet üyelerinden, Karadon'da yatan şehit işçilerimizi yeryüzüne çıkarmak için çaba harcamalarını talep ediyorum!...

Ve insani yardım işleriyle uğraşan STK'lardan da bu konuda maddi ve manevi destek!...

15.ekim.2010 / Tarabya,