Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kıbrıs'a Rus çıkarması!...

Kıbrıs'a Rus çıkarması!...
 

Rusya devlet başkanı bir geleneği bozdu... Dengelere pek de aldırmadan bir vesile Kıbrıs'a gitti...

Dünyanın en büyük ortodoks devletinin başkanı, Rus siyasi tarihinde ilk kez AB üyesi ve dünyanın en küçük ortodoks devletlerinden biri olan Kıbrıs'a bir ziyaret gerçekleştiriyordu!...

Bayram ya da seyran olmamasina rağmen, büyük enişte Dimitri, Hristofyas yoldaşı öpmek için, onca yolu neden aşıp da Kıbrıs'a gelmişti acaba?... Şüphesiz ki hem ekonomik ve daha da önemlisi politik...

Büyük İskender' in denizlere hakim olma isteğinden, Rodos Şovalyeleri, Ceneviz ve Venediklilerin, Doğu Akdeniz'e egemen olma isteklerine, İngiltere Kralı I.Richard yönetimindeki Haçlılarn da kutsal topraklara atlama ve o bölgeyi denetleme ve yerleşme istekleriyle ve nihayet Britanya İmparatorluğu'nun dünya ticaret yollarını denetleme ve sahip olma isteklerine kadar, stratejik Kıbrıs Adası, varolan bu jeopolitik konumuyla, hep Bati' nın ilgi alanı içine girdi...

Ve hatta Britanya'nın adada egemen olduğuXX. Yüzyılın ilk yarısında, İngilizler ve Fransızlar, I.Büyük Savaş sürecinde, Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkma hazırlıkları içindeyken, Kıbrıs'ı bir terörist kampına dönüştürüp, başta Ermeni gençleri olmak üzere, Arap ve Yahudi militanları Kıbrıs'da eğiterek, Doğu Anadolu, Klikya, Suriye ve Filistin'e gönderdiler!... Esir aldıkları Osmanlı müslümanları için adayı, bir hapishane olarak da kullandılar!...

O yıllarda Pax Britannica için, Kıbrıs'ın çok mu çok, yüksek derecede stratejik önemi vardı!...İlerki zamanlarda, Ortodoks Rusya'nın adayı ele geçirmesinden korkuyorlardı... Britanya İmparatorluğu, Osmanlı'nın Ruslar'a karşı düştüğü zor durumdan yararlanarak, ''Majeste Sultan'a yardım'' maksadıyla da, kurnazca kademe kademe adayı ele geçirmiş, 1914 'de de, adayı ilhak etmiş ve Lozan'da bu özgün ve özel sömürgenin, tümüyle işini bitirmişti!... Artık Kıbrıs, majestelerinin bir ''Taç Kolonisi'' ydi!...

Kıbrıs o zamanlar, Karadeniz bağlantılı Akdeniz ticaret yoluna, Anadolu, Filistin bağlantılı İpek Yoluna, Mezopotamya'dan Basra'ya uzanan petrol yoluna ve Süveyş Kanallı Doğu ticaret yoluna, Avrupa, Asya ve Afrika'nın düğüm noktası olarak bağlanıyordu... Denizlerin denetim ve güvenliği ise, Britanya sömürgeciliği için, için yaşamsal bir önem arz ediyordu!...

Ve Kıbrıs, bu gün de dünyanın en büyük hazır, park halinde bir uçak gemisi olarak, o önemini koruyor!... Gerçi bu uçak gemisinin %3'ünde kurulmuş, İngilizler'in varlığını sürdürdüğü, Ağrotur ve Dikelya’daki askeri üstler, adaya Fransızlar dışında(!)henüz yabancı bir rakip kabul edilmediği için, onlara şimdilik yetip artıyor bile...

Ancak şimdi Dimitri enişteyi akraba ilişkilerinin yanısıra bu ziyarete sürükleyen gene önemli bir neden, Kıbrıs'ın çevresinde bulunan petrol yataklarıı.. Yani enerji ve batıya çıkış yolları ve adresleri!....

Vergisel cennet Kıbrıs'da, bu gün Rus kökenli 60.000 iş insanı ekonomik yaşamın içinde!... Kıbrıs üzerinden 50 milyar dolar Rusya'ya giriş yapmış!... Nabukko Projesi'nin (israil ve İtalya'ya petrol akıtacak boru hattı...) hayata geçirilmesiyle ve Doğu Akdeniz'in de dünya enerji yollarının merkezi olma durumunu gelmesiyle, Kıbrıs Adası'da stratejık açıdan eski öneminin yanısıra, çok önemli bir bir aşamaya daha geliyor...

Gerçi Dimitri Medvedev, Hıristofyas'la yapacakları görüşmenin, Rusya ile Kıbrıs arasındaki siyasi, ticari ve insani alandaki ilişkilerin gelişmesine somut katkı sağlayacağını vurgulayıp, öncelikle çift vergilendirme ve vergi oranları, finans, yatırımlar, risk sermayesi, emlak, gemicilik, ulaştırma, ekonomi, iletişim, eğitim, ulaşım vd. alanlarda imza için 15 anlaşma metni hazırladıklarını söyleyip ve bunun da, iki ülke ilişkilerinin yeni bir yasal ve kurumsal düzlemde ilerliyebileceğini söylüyordu ama, bu öznel durumu kanımızca belirleyen, yeni enerji yataklarının ortaya çıktığı ve enerji yollarının yanından geçtiği, yeni politikalara gebe, bu yeni Kıbrıs'dı!... Ve Rusya, Kıbrıs'la olan gelenekselleşmiş güçlü ilişkilerini daha da ileri götürmek, Kıbrıs'daki temel aktörlerden biri olma görevini daha güçlü bir şekilde sürdürme hırsı ve ısrarı içindeydi!...

Ve belki de AB'nin karakaşına karagözüne vurulup, Kıbrıs'ı bir an önce varolan toplumsal dengeleri de göz ardı ederek, AB'ye almasının altında yatan en önemli ana nedenlerden biri buydu da, biz uyanamadık!...

Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy' nin büyük projelerinden biri de, Akdeniz bölgesindeki devletleri “Akdeniz Birliği” çatısı altında toplamaktı...Ve şüphesiz ki Türkiye gibi Rusya'da bu yeni durumdan olumsuz bir şekilde etkilenecekti... Akdeniz’de yeni bir süreç bu kez Fransa marifetiyle oluşturulmaya çalışılıyordu...

Kısa bir zaman önce AKEL yönetimi, hava ve deniz üslerini hükümet olarak Fransa’ya açma kararı almıştı.. Kıbrıs ile Fransa arasında askeri bir anlaşmanın imzalanması için son aşamaya gelinmişti... ve basın, Fransa’nın Andreas Papandreu Baf Askeri Hava Üssü’nü ve bazı deniz limanlarını kullanma hakkını aldığını yazmıştı... Bu arada, Kıbrıs Rum muhafız Ordusu, Fransa Genel Kurmayı tarafından Fransız silahlarıyla askeri bir eğitimden geçiriliyordu!...

Şüphesiz ki, Kıbrıs Sorunu'nun önemli aktörlerinden biri olan Rusya bu ortodoks kardeşlerinin ağırlıkta yaşadığı bu toprakları, özellikle Soğuk Savaş döneminde, sıcak denizlere inmek için, konaklayabilecekleri büyük bir han olarak görmüş, ama Britanya ona orda hiçbir zaman geceleme fırsatı vermemişti!... Ama Rusya Kıbrıs'a karşı politikalarını hiç değiştirmediği gibi, bu yeni dönemde de bu kez AKEL'e güçlü bir destek vererek, onun AB içinde ve karşısında güçlü bir politika üretmesine, onun politikalarına BM'de de destek vererek katkı sunmuştu...

Şimdi o yaptığı katkıların meyvelerini de, bu şekilde toplamaya çalışıyor...

Ha, bir de, KKTC'nin kuzeydoğusunda Türkiye'ye ve körfeze yakın bir yerde, Geçitkale Havalimanı' nın bir İngiliz firmasına ihale edildiği ve yakınında da İsrail'li müteahhitlerin çalışmaya başladıkları söylenen, 5000 kişinin yaşayabileceği bir küçük kentin kuruluş hazırlıkları vardı, bir ara... Bir de, bir İsrail şirketine KKTC hükümeti tarafından verilen bir izin vardı... İsrail firması iki liman inşa edecek ve işletecekti!... Üstelik bu limanlardan biri de, uçak gemilerinin yanaşabileceği derinlikte bir liman olma özelliğini taşıyacaktı... Geçmiş yıllarda, Erol Manisalı amca yazmıştı bu konuda.. Acaba projeler hangi aşamada?... Bilen var mı?..

11.ekim.2010 / Tarabya,

 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..