Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şimdi de dalganı geç bakalım

Espri yeteneği gelişmiş bir toplumuz. Anlatırız. Çin’de bir çocuk dünyaya gelince anne baba eline bir kaşık bir tabak alır kaşığı tabağa vurur hangi sesi duyarsa çocuğuna o ismi verirmiş. Çing çang çung...vs. Bunu anlatınca katıla katıla gülerdik. Bununla da yetinmez espriyi daha da ilerletir, eşyalara verilen isimlerinde bu şekilde oluştuğunu söylerdik. Tabi bunlar kendi aramızda yaptığımız geyik muhabbetleriydi.

Şimdi gelelim asıl saadete. Çin ekonomisi her geçen gün büyüyor. İstatistikler dünyanın üçüncü ekonomik gücü haline geldiğini söylüyor. Bir başına güçlü kültür yetmiyor. Ekonomide de güçlü olmalısınız. Ekonominiz güçlüyse kültürünüzü dört bir yana taşıyabilirsiniz. Bu arada dilinizi de. Çince özellikle İngiltere ve Amerika’da en çok talep edilen yabancı dile haline gelmiş.

Türkiye’de de Çince’ye talep artıyor. Çünkü Çince bilen havada kapılıyormuş. Şimdi gelelim esprimize bu espriye göre Çince öğrenmek bizim için çok kolay. Kursa, dersaneye gitmeye gerek yok. Alırız elimize kaşık ile çanağı vururuz birbirine. Hangi sesi çıkartıyorsa ona göre öğrenimimizi devam ettiririz. Böylece Çince’mizi bir hayli ilerletmiş oluruz. Espri de bir basitlik yok fakat gerçeği böyle algılamak elbette büyük saçmalık.

Bir zamanlar dikkate bile alınmayıp insan seline yenik düşerek boğulacağı sanılan Çinin devleşmesi ona dünyada yeni bir itibarda kazandırıyor. Şüphesiz bu itibarın kazanılmasında ülkede yaşayan her ferdin büyük katkısı var.

Hatırlar mısınız; Japonya’ya atom bombası atarak geri dönen pilotla yanındaki arasında bir konuşma geçer: Japonya pek de öyle sanıldığı gibi güçlü bir ülke değilmiş anlamında Pilota; “Japonya’ya atom bombası atmak zor değilmiş. Bunun daha güç olacağını sanırdım. Hiç bir şey yapamadılar” Pilot döner ve ; “ Şimdi uyuyan bir devi uyandırdık” diyerek cevap verir.

İyi değerlendirildiği takdirde atılan her bir bombanın, düşen her şarapnel parçasının uyuyan bir devi uyandıracağında kuşku yoktur. Aslında bu bomba Çin’de olduğu gibi yoksulluk ve nüfus yoğunluğu da olabilir. Önemli olan bunlardan yararlanabilmektir. Çinliler yıllar sonra, dedeleri Konfüçyüs’ün sözünü gerçek anlamda uygulamaya başladılar. O “ Bir insana her gün bir balık vereceğinize, ona balık tutmasını öğretin” demişti.

Espirisiz bir hayat çekilmiyor fakat bu işin artık espirisi kalmadı. Çince öğrenmek hayatın gerçekleri arasına gelip yerleşti. İster hala kaşığı çanağa vurarak çing çang çung sesleri çıkartarak Çince öğreniyorum diyerek dalganızı geçeceksiniz. İsterseniz ciddi ciddi oturup bu lisanı öğreneceksiniz

Sen bunları yaparken adamlar Atlas Okyanusunu bile aşarak Amerika’ya çoktan ulaştılar bile.

Peygamberimiz (sav) “İlim Çin’de de olsa alınız” buyuruyor. Çinliler bu hadisin ruhuna uygun davranarak dünyanın dört bir yanından aldıkları ilimle 15 asır sonra bugünkü duruma geldiler. Bizde bu buyruğu tatbik etmediğimiz için Çin’in ilimden elde ettiklerine muhtaç hale geldik.

Onlar hayallerine inanıp gerçeğe dönüştürdüler. Bizse imanımızın gereğini gerçekleştirmek yerine hayallere taşıdık. Yani elimizdeki değerleri yıldızlara çıkartarak onlara uzaktan bakıp kavuşmanın hayalini çektik. Hakkın emri hayal kurarak değil, ancak onları uygulayarak elde ediliyor.

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..