Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '11

 
Kategori
Sinema
 

Sinema

Sinema
 

Alıntı fotoğraf


Merhaba ne güzel bir kelimedir değil mi? Oysa bazen bu sihirli kelimenin değerini bilmeden yaşayan kişilere rastlarız.
Ben çok şaşırırım böyle kişilere mesela.
Bir merhaba diyecek altı üstü! Parasıyla değil, faizi yok, depozitosu yok! Geri iadesi var ama zararı yok! Üstelik epey kısa bir kelime.
Neyse sonuçta bir merhabanızı eksik etmeyin derim ben! Hayat kısa sevgileri ve saygıları belirleyen kelimelerden korkmayın işte!
Dünyayı yaşanası yapan tek şey; güzel duyguların dile getiriliş biçimidir. Kimi insan duygularını ifade etmekte sorunludur. Kınamıyorum ama böyle insanlar sorununun farkında olup bunun çaresine bakmayı denemeliler.
Şimdi size sevgi ve ilgimi hiç kaybetmeyen bir alandan bahsedeceğim. Hatta tutkumdan bahsedeceğim. O benim çocukluk aşkım. SİNEMA !
Öyle ki ben, ufacıktım seyrettiğim her filmdeki kareleri tekrar tekrar yaşardım. Bazen bir sinemadan kendimi filmin kahramanı gibi hissederek, adeta filmi yaşayarak çıkardım.
Ben Ağrı’da doğmuşum.
Karaköse denilen doğum yerimi hiç görmedim ama benim hac yerim orasıdır. Yani mutlaka gidesim var. Orada karlı kış günlerinde olan tek eğlence sinema imiş. Tabii kurtlar izin verirse. Babamlar ellerinde sopalarla sinemadan çıkarlarmış. Ben kundak çocuğu olmama rağmen sesimi çıkarmadan uyurmuşum sinemadaki o büyülü sesleri dinleyerek. Sinema aşkımı o yıllara bağlıyorum.
Aslında Giresun’luyuz. Çocukluğumda karadenizin azgın dalgaları ile boğuşurken, ya bir film tasarlardım ya da reklam. Evet evet reklam!
Dandy sakızlarının reklamlarından sonra bana bu reklam hastalığı bulaştı. Reklamların çoğunu yutarcasına izlerdim, çoğunu ezber etmiştim mesela..
-A..bank’a mı gidiyorsunuz?
-Hayır A..bank’a gidiyorum.
-Haa ben de sizi A..bank’a gidiyorsunuz sanmıştım.

-Yak şu kaloriferi kapıcı donuyoruz!!
Ya da Müjde Ar’ın meşhur göğüslerini öne çıkaran kolonya reklamı. Bende unutulmaz!
Aradan yıllar geçti, çizgi film stüdyosu bana başka bir dünyanın kapılarını açtı. Hala çizgi film kareleri tasarlarım misal! Yıllar sonra öğretmen olunca bu sefer tiyatroya kaptırdım kendimi. Tiyatro; ne büyülü bir şeydir! Onun uğruna parama kıyıp, Müjdat Gezen’de kamera arkası eğitimide aldım.
Şimdi bütün bunlardan ortaya ne çıkacak merak ediyorsunuz değil mi? Bir insan ya yazardır, ya ressam olmadı bir kaçı birden olur. Ama bu kadarı birarada olması gerekmez.
Hangisinin elinden tutacağım?
Ben çok çocuklu bir kadın gibi hissediyorum kendimi hepsinin elinden tutacağım. Mümkünse birgün hepsini yapacağım bir alan keşfedeceğim. Olmaz mı? Neden olmasın bu dünyada olmaz, OLMAZ!
Tek korkum bu alandada büyük yolsuzluklar bulunması ve bir Sinemakon ortaya çıkması. Düşünsenize Antalya film festivalinden anlı şanlı yönetmenlerimizi elleri kelepçeleri ile çıkarken görmek ne derece delirtebilir sizi..Ben olmadan bunun hayalini kurgulayarak sinirlerimi harap ediyorum, inanır mısınız? Tek bu alan kaldı çünkü altı kazınmadık ve altında pislik çıkmadık. Biz ne zaman bu kadar kirlendik?
Kirliydikte yeni mi farkettik!
Yoksa kirlenen; birşeylere olan inançlarımız mı?

 
Toplam blog
: 171
: 522
Kayıt tarihi
: 18.12.10
 
 

Üniversite mezunuyum. Dekoratörüm. Yazmayı çok seviyorum. 200 kadar şiirim var. Sinema ve tiyatro..