Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Vahşi kalalım!

Vahşi kalalım!
 

Alıntı fotoğraf


Bugün yine geç kalktım. Yine geç kahvaltı yaptım. Yine mutfağımın karşısındaki boş araziye doğru! Bu sefer yeşillikler, yerini sarı çalılara bırakmış. Onlar da devasa büyümüş. Geçen gün; ilk defa, o boş araziden, minibüs caddesine indim. Sanki uçsuz bucaksız bir köy yolunun, çalılıklarla sarılmış patikasında yürür gibi hissettim kendimi! Karıncalar o patika yolun her tarafını delip gün ışığına çıkmışlar. Ama toprak, belli ki derinlerde hala nemli.. Zira karıncaların yüzeye taşıdıkları toprak rengi daha koyu..

Korkunç bir leş kokusu burnuma geldi önce, sonra da sebebi göründü. Yavru bir köpek ölmüştü. Düşündüm; şu yanından geçip gittiğimiz, köpek ölüsü değil de, Allah muhafaza, insan olsa, buraları 15 dakika içinde insan topluluğu kaplardı. Oysa bu hayvancıkların öyle bir örgütlenmeleri yok. Hiç biri diğerinin ölüsüyle ilgilenmiyor. Ya da bizim gibi ölülerine ağıt yakmıyor. Veya bir tanesi doğum yaptığında hepsi yardıma koşmuyor. Tek başına yaşayıp, yaşayıp, ölüyorlar.
İnsanlardaki bu organize olma yeteneğinin sebebi, vahşi canlılara karşı kendilerini daha güçlü hissedebilmek için. Yoksa biz de tek gelip, tek gidiyoruz. Canlıların çoğu, doğada düşman güçlere karşı organize-birlik olabiliyor. Bu kedi ve köpekçikler niye olamıyor? Sanırım onları, evcilleştirip evlerimizde beslememiz onların elini bize karşı güçsüz yapıyor. Demek doğada güçlü olmak istiyorsan asla evcilleşmeyeceksin, birinin seni kollamasına izin vermeyeceksin. Vahşi kalacaksın, birlik olacaksın!

Misal; biz Amerika’nın jandarmamız, babamız olmasına izin verdik. Ne oldu? Ondan izinsiz kuş uçurabiliyor muyuz? Asla!  Ayrıca Avrupa bizi evine alsın diye az mı uğraşıyoruz. Dilerim inşallah olmaz! Yoksa organize olma yeteneğimiz sıfıra iner. Başka güçlerin elleri de tepemize.. Gerçi bu şimdiden olmaya başladı. Bakınız Yunanistan nasılda acınacak halde. Yıllar önce bu Avrupa Birliğinin bizi aralarına almayacağını, alırsa bunun kendi gücünden emin olamıyacağı zor zamanlara denk getireceğini söylemiştim. Ve bu son saniye alınmanın bizi mahfedeceğini öngörerek, "inşallah olmaz!" demiştim. Görünen o ki; Avrupa Birliği de Amerika gibi yere düştüler. Tabii ellerini uzatacaklar bize. Ama asıl şimdi bizim ayağa kalkıp onların yanından yürüyüp gitmemiz lazım.

Şu Deniz Baykal olayı var ya! Öyle sinirleniyorum ki bu komploya. Aslında pek sevmediğim bir adamı savunmaya başlayacağım nerdeyse..Şimdi tam tersine işliyor zaman! Kılıçdaroğlu harcanmaya çalışılıyor. O gitsin onunda yerine biri bulunur elbet. Yakındır; hükümeti de harcayacak komplolar bulunur. Mhp'ye yapılmadı mı? Ya Bdp'ye???

Türkiye'de siyaset gittikçe zavallılaşıyor. Ve siyaset arenasında bir çoğu "geçen gün benim patikada gördüğüm leş gibi" yalnız ve savunmasız bırakılıyor. Bütün bunları niye yineledim? Kimbilir hangi numaralarla yine önümüze sürülecek bu bayat yemekler. Size de öyle gelmiyor mu; bizimle kedinin fareyle oynaması gibi oynuyorlar. Kime kızılırsa onun bir kasedi öne sürülerek toplumun tepkisinin alınması bekleniyor. Sonra kızgınlık soğuyunca bu sefer rakibi fazla palazlanmasın diye, "hadi bakalım cici mırnav çık sokağa" diye ödüllendiriliyor.

Oyyy! Yediremiyorum, bunları ulusumuza yediremiyorum.
Ne kadar olursa o kadar diyelim, kimsenin evcili olmayalım, gerekirse aç kalalım!
Atalarımız gibi vahşi kalalım!  

Berrin Aksu

 
Toplam blog
: 171
: 522
Kayıt tarihi
: 18.12.10
 
 

Üniversite mezunuyum. Dekoratörüm. Yazmayı çok seviyorum. 200 kadar şiirim var. Sinema ve tiyatro..