Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '06

 
Kategori
Futbol
 

Siper alın süper lig başlıyor!

Siper alın süper lig başlıyor!
 

Turkcell Süper Lig 2006-2007 sezonu yarın Ankara'da start alıyor. 200amesin misali.

Taraftar ise pek Federasyon kadar Polyanna olamıyor. Haklılar da. Keza ortada bu kadar büyük bir güvensizlik ortamı varken gurur duymaları gerekecekleri her türlü başarı rakipler tarafından şaibeli olarak nitelendirilecek. Doğal olarak da sinirler gerilecek ve futbolumuzun en büyük düşmanı şiddet canavarı sahnedeki yerini almaya başlayacak.

Aslında geçen sezonun ortasında Federasyon Başkanlığı seçimlerinin sonucunda ilginç gelişmeler yaşandı. Mesela; BJK Başkanı Sayın Demirören Haluk Ulusoy'un başkanlığını sevinçten ağlayacak kadar çok büyük bir coşkuyla karşıladı. Nasıl oluyor da bir klüp Başkanı bir Federasyon Başkanının seçimi kazanmasına bu kadar tepki verebiliyordu. Bu gözlerden hep kaçtı. Kimse bunun üzerinde durmadı. Oysa aynı Federasyon Başkanının başkanlığı döneminde şampiyonluklarının gasp edildiğinden bahseden ve bunu her fırsatta dile getiren de yine Sayın Demirören'di.

Sayın Ulusoy'un seçim öncesi beyanatı ise bir önceki başkanlık dönemine ilişkin icraatlerinin itiraf belgesi gibiydi. Tek söz herşeyi anlatıyordu; "DEĞİŞTİM" .Gene kimse çıkıp sormadı; "Sayın Ulusoy değişen nedir? Bundan önceki döneminizde yaptığınız uygulamalarda kasıtlı hatalarınız mı vardı?" acaba diye. Gerçekten neydi değişen ben bir türlü anlayamadım. Acaba Atalarımız bizi senelerce kandırdı mı diye düşünmekten de kendimi alamadım "İnsan 7 sinde neyse 70 inde de odur" sözü artık itibarını yitirmişti Sayın Ulusoy sayesinde.

Gelgelelim geçen sezonun ikinci yarısında yaşananlara baktığımızda aslında değişen hiçbir şey olmadığını Atalarımızın yerden göğe kadar haklı olduğunu biz Fenerbahçeliler yaşadık, rakiplerimiz kabul etmedi ancak bugün ortaya çıkan bunca şaibeden sonra bütün Türkiye farketmeye başladı.

Neler yaşandığını uzun uzun yazmak ne bana ne de sizlere bir şey kazandırmaz. Sonuç itibariyle olanı biteni herkes biliyor. Fenerbahçelisi tepkili bir biçimde olayları karşılarken, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı ise kıs kıs gülerek aynı olayların bilincinde ama bu olaylardan memnun tavır sergiliyor. Diğer kulüplerimiz mi?. Onlar maalesef piyon olmayı seçmişler. Bu 3 takımı lokomotif olarak benimsemişler, kendilerini de vagon olarak görüyorlar ve bunu Yönetici bazında da açıklıyorlar.

Gençlerbirliği Başkanı Sayın Cavcav her fırsatta bu takımları Lokomotif olarak nitelendirirken acaba Gençlerbirliği camiasını ne olarak görüyor dersiniz. Makinist mi? Yoksa Vagon mu?

Yine aynı değerli Başkan Teşvik Priminin varlığını kabul ediyor ve şikeden sayılmaz diyebiliyor. Kazara teşviki şikeye dahil ederseniz de geriye dönük inceleme yapmayın beyaz sayfa açın diyor. Başkanım beyaz sayfamız o kadar çok değil maalesef. Kaldı ki, beyaz sayfayı karartanlar ortada olduğu sürece neden yeni beyaz sayfalar emanet edelim ki?

Yeni beyaz sayfalar yeni insanlara açılır. Sayfayı daha önce zaten kirletmiş birine yeni bir beyaz sayfa emanet etmek israftan başka hiç bir şey değildir.

Teşvik primini bu kadar savunmasının altında yatanları kimse araştırmaz mı onu da bilmiyorum. Türk Ceza Kanununda yapılması gereken bir işi yapması için o işin yetkilisine verilen hediye, para v.b. şeyler için adi rüşvet tanımı vardır ve bu suçtur. Gümrüklerin de kanayan yarasıdır bu. Şimdi herkesi düşünmeye davet ediyorum. Konu Gençlerbirliğinden açıldığı için örneklememe bu takımdan devam ediyorum. Geçen sezonun ikinci yarısında bu takım hem Şükrü Saraçoğlu Stadına geldi hem de Ali Sami Yen'e. Her iki maçı da gözünüzün önüne getirmeye çalışın. 3-0 yenildikleri Fenerbahçe maçında inanılmaz ve olması gerektiği gibi bir mücadele ve hırs gösterdiler. Ali Sami Yen'deki maçta ise daha maçın başlarında iki tane penaltı yaptırdılar. Bir tanesi elle oynama. Hem de daha maçın başlarında. Maçın kalan bölümünde top sürekli Gençlerbirliğinde ve Galatasaray takımı pres bile yapmıyor. Ama ne hikmetse son vuruşların yapılacağı bölgelere top gitmiyor. Bunlar sadece izlenimlerim ve benim çıkarımlarım bir futbolsever olarak. Ve bu maçtan bir hafta önce Gençlerbirliği Başkanı Sayın Cavcav bir Galatasaray taraftarı olduğunu ve gönlünün Galatasaray'ın şampiyonluğundan yana olduğunu canlı yayımlanan bir Tv programında 70 milyonun önünde deklare ediyor. İşin özeti; teşvik primini yasal kabul eden Sayın Başkan acaba o maçta Galatasaray'ın rakibinden gerekli teşvik primini alsaydı oynaması gerektiği gibi mi oynayacaktı? Adi rüşvette her ne kadar azmettirici verenmiş gibi görünse de aslında alanın açgözlülüğüdür sebep. Çünkü başka seçenek kalmamıştır. Tekrar ediyorum adi rüşvetin tanımı; yapılması gereken bir işi yapması için o işin yetkilisine verilen ödüldür.

Bütün bunlar sonuçta biz futbolseverleri sadece ve sadece güvensizlik ortamının içine itiyor. Ve bı ortamda kargaşa, şiddet ve kavga kaçınılmaz hale geliyor.

Liglerin başlaması yaklaştıkça Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım' a yönelik beyanatlarda ne hikmetse bir artış görünmeye başladı. Yıldırım Demirören; BJK'nin bu seneki hedefinin Fenerbahçenin 100.yılında şampiyon olmasını engellemek olduğunu beyan ediyor ve ekliyor "BU HEDEF İÇİN HERŞEYİ YAPACAĞIZ" Özhan Canaydın; GS klubüne Deutsche Bank tarafından yapılan organizasyon teklifine cevaben "BU ORGANİZASYONDA FENERBAHÇE OLURSA BİZ YOKUZ" diyor. İlhan Cavcav hiç üstüne vazife değilken Fenerbahçenin kaçan şampiyonluğunun muhasebesini yaparken "TEK SORUMLU AZİZ YILDIRIM" dır diyor. Ve daha bu demecinin mürekkebi gazete sütunlarından kurumadan dostluk mesajlarından bahsediyor.

Kısaca taktik aynı. Önce centilmenliğe aykırı beyanlarda bulunup kendi camiasına karşı Aziz Yıldırım'ı zor durumda bırakmak ve cevap vermek zorunda bırakmak. Daha sonra da sözde dostluk gösterileriyle kavgacının Aziz Başkan olduğunu göstermeye çalışmak.

Geçen sezonun sonunda Sayın Ulusoy bu sezon için klup başkanlarının ya da yöneticilerinin beyanatlarından dolayı ceza alacağını beyan etmişti. Henüz hiç bir eylem ya da uygulama yok. Ama şuna emin olun ki, Aziz Başkan çıkıp da en ufak bir cevap verirse uygulama başlayacak.

Ben bu konuda medyaya fazla kızmıyorum. Çünkü genelde en son konuşan hep akılda kalır. Ama keşke en son konuşanın beyanatlarını yayımlarken bu beyanat verilene kadar ortaya atılan beyanlarda okuyuculara ve futbolseverlere tekrar hatırlatılsa.

Her neyse işte böyle bir ortamda Super lig start alacak. Değişen hiç bir şey yok. Bir şey dışında, Yüzüncü yılında Fenerbahçeye her türlü saldırı serbest.

Bu yüzden derim ki;

SİPER ALIN ARKADAŞLAR SÜPER LİG BAŞLIYOR

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..