Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Sır kız

Sır kız
 

Sarı saçları güneşin kucağında dururdu hep. Gözlerindeki ışıltı denize şavk eder, o ışıltı martılara kılavuz olurdu sımsıcak. Ellerinden çiçekler fışkırırdı rengarenk , gökkuşağına taç yapardı güzelliğini “ Sır Kız “. Kimi zaman ağlardı bakışları yüreğim burkulurdu onu o halde görünce. Bir elim deniz yıldızının avuçlarında, diğeri yakamozun saçlarında titrerdi an be an. Yanağımı öperdi gül yaprağı gibi, koynumda tüterdi kokusu ay misali. O an içim titrerdi hoşluğundan , kendimi çekilmez bir adam sanırdım oysa Sır Kız öpmeden evvel. İçimden sarı saçlarını koklamak gelirdi hep onu görünce.

Dalgalarım raksa başlar, bulutları kovardım başımın üzerinden usulca üfleyerek. Sadece onu görmek isterdim parlak mavinin yanında. Geceler umrumda olmazdı o varken yıldızlarımın üzerinde. Başımı yastığa koyduğumda ayparesi gülüşü uyutmazdı beni hiçbir zaman. Ayaklarını yıldızların üzerinden sarkıtır , papatya saçlarıyla yorganım olurdu. Gözünü kırpmaz beni seyrederdi gün ışıyana dek. Ellerini tuttum , gözlerine daldım kaldım mayhoş bir huzurla. Dudakları menekşeden ibaret bir şevkatti sanki. Dudaklarıma dokunur kalbine götürürdü serçe parmağını. Ne güzeldi o uykumdayken, ne güzeldi o ruhumdayken.

Azgın dalgalar aniden aldı onu birgün benden. Omuzlarım düştü , gözümden bir damla yaş geldi denize küskün. Ayak uçlarım ıslandı. Rüzgâr sarıldı beline Sır Kız’ın aniden. Bir boş sandal yanaştı kumsala usulca ve kumların üzerinden yavaşca kayboldu Sır Kız’ın ayak izleri. Bulutlar hain , rüzgar bir zulümdü benim için artık. Yavaşça dizlerim çöktü gölgemin dibine, güneş suçluymuş gibi ak pamukların ardına saklanıyordu yanakları al al olmuş. Ellerimi uzattım, vermedi bana elini. Bana küsmüştü güneş gözleri aşağı devrik, kaşları yukarıda kırgın.

Denizim dupduruydu Sır Kız’ım yanımdayken, bu rüyanın bitmeyeceğini düşlerken. Papatyaydı , menekşeydi en sevdiğim çiçek. Elimde şimdi bir kırık dal parçası, ağzımda tembel bir melodi vardı. Mırıldanışımı sadece kum taneleri duyuyordu yalnızca ve sessizce. Kollarımı açtım, ayaklarım yerden kesildi. Ve ben kuş oldum, özgür oldum kalbim kırık. Göç kuşağına ben de katıldım martılar kanatlarımdan tutmuşken. Göçme vakti gelmişti göç başlamışken. Sır Kız sana geliyorum martılarla. Al beni buluttan yatağına, saçlarından yine yorgan yap sımsıcak. Ben sen yokken. . . . Üşüyorum.....

 

Gökhan Cenker

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..