Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '10

 
Kategori
Blog
 

Şişme, çakma ve özgün blogerlik üzerine!

Görüşlerine yer yer katılmasam da yazılarını okuduğum ve insan olarak olsun hemşerim olarak olsun bir yerde ayrı kefeye koyduğum bir blogdaşımızdır Hasan Basri Özgen Bey.

Son yazısına bir yorum yazdım! Yorumuma verdiği cevap beklediğim gibi değildi aslına bakarsanız.

Yazısında blogcularla medyadaki köşe yazarlarının karşılaştırmasını yapıyordu. Gündemi iyi okuduğunu, öngörülerinin zamanın gidişatıyla örtüştüğünü ama bir Şamil Tayyar olmadığı için kaile alınmadığını söylüyordu. Blogculuğun kaderiydi bu

Haklıydı.

Ben de bahsettiği konular üzerine kafa yormuştum. Bu konudaki bir yazımda Baykal’ın kesinlikle dönmemesi gerektiğini, aksi halde, siyasetin etik anlamda büyük yaralar alacağını, dilim döndüğünce ifadeye çalışmıştım. Ki burada olsun medyada olsun “gelmeli” nidaları atıldığı halde. Ve ilk olarak da “Kılıçdaroğlu” yazısıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına gelmesi gerektiğini yazdım!

Arşivime bakarsanız görürsünüz.

Ben siyasette tarafgir biri değilim. Savunduğum düşüncelerimin siyasi arenada samimice savunulduğu inancında olmadığımdan, kimsenin borazanı olmamayı ilke edinmişimdir.

Bir yazıya yorum yazarken, önce yazının muhtevasını iyi anlamak gerekir. Ama bir şey dikkatimi çekmiştir ki burada onu da bu vesileyle söylemeden geçemeyeceğim. Bazı bloglarda yazının bir yerinde bir görüş ifade edilirken yazı uzadıkça o görüşe tezat görüşler de sunulabiliyor. Ya da yorumlara verilen cevaplarda oluyor bu!

Komik olan da bu oluyor!

Hasan Basri Özgen Bey’in yazısından ne anladığımı yukarıda belirttim. Bu bağlamda ben de Pakize Suda örneklemesi yaptım.

Emin Çölaşan örneklemesi de yapabilirdim ama o an o aklıma geldi!

Neydi amacım?

Bizler burada Milliyet Gazetesinin bize verdiği imkânlar doğrultusunda yazılar yazıyoruz bir yerde duygularımızı düşüncelerimizi ifade ediyoruz. Fikir ve gözlem paylaşımı bu. Beğenen oluyor, beğenmeyen oluyor. Sosyal bir platform burası.

Şamil Tayyar örneklemesi blogdaşımızın bir öykünme terciğidir. Yoksa ben kimseye sen Şamil Tayyar olamazsın deyip bir alternatif sunmadım.

Şişme tabirim, günün moda deyimiyle “çakma “ sözcüğüyle eşdeğerdir. Zamanla şişe şişe, şişirile şişirile kendini biriyle tıpatıp gören budalalara müsaade edin de biz de bir gönderme yapalım!

Bu işler umurumda bile değil biliyor musunuz?

Yazarım yazımı; beni bana benzetsinler yeter!

Gurur duyarım!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..