siyah salı

                İkametgah belgesi almak için Şişliye gitmiştim. Şişli caminin arkasında ki nüfus müdürlüğünde işimi saat bir buçuk iki gibi bitirdim. Hava da çok soğuk olduğu için bir taksi bilmeyi düşündüm. Boş taksiler gördüm ancak binmek hiç mantıklı değildi, çünkü trafik hiç kımıldamıyordu. Şişliden yokuş aşağıya inmeye başladım. Sürekli bir ambülans sireni duyuyordum. Ancak ambulansın siren sesi, ne uzaklaşıyor, ne yaklaşıyordu. Şişli'de bir çok hastane var. Şişli Etfal, İstanbul cerrahi, Nişantaşı Hospital, İstanbul kalp VAKFI, fulya Acıbadem, Amerikan hastanesi. Bu nedenle, ana yollar 1. Derece ulaşım yolu olup park etmek yasak. Ambulansı bekleyen yada içindeki  hastaya üzülmemek elde değil. Tabiki, insan olan üzülür. Bencillerin umrunda değildir. Benciller için ambulans, arkasına takıldığın zaman sana yol açan ışıklı bir arabadan öte birşey değildir. Sonunda Fulya'nın göbeğindeki trafiği kitleyen kavşağa geldim. Kavşakta park eden 5-6 araç 4 kilometre kuyruğa neden oluyor ve ambulanslar hareket edemiyorlar. Bu kavşakta genelde şöförlü lüks araçlar bekler.
-Beyefendi..... Şişli camiine kadar trafik var. Yolu tıkıyorsunuz. Arabanızı çekermisiniz lütfen. Elinde OYNADIĞI telefonu Bıraktı.
-Haklısınız
-Bakın ambulans yolu burası. Trafiği tıkıyorsunuz
-Herkes parketmiş, sadece ben değil ki
-Onlara da söyledim, burası ambulans yolu, trafiği tıkıyorsunuz, lutfen arabanızı çekermisiniz....
-Bencil adam umursamazlığı ve sessizliği....
-Plakanızın fotoğrafını çekip polise yolluyorum. 34 mpe ...' Şöförü,  Sen tek değilsin ki, bencil çok. Oradan geçen bir adam,- çekmiyor değil mi! dedi.
Plakasının fotoğrafını çektim. 20 metre yürüyüp teras fulya ya girdim.

Resepsiyondaki Görevli Koşarak yanıma geldi.
-Güner Uysal, arkadaşınızmıydı?
-Evet
-Kalp krizi geçirmiş.
-Yapma ya...!!!

Hemen onun dairesine gittim. Sürekli siren çalan Ambulanslardan birisi arkadaşımıza yetişmeye çalışıyordu demek :(((
Arkadaşımız, meslektaşımız, plastik cerrahi uzmanı Dr. Güner Uysal, kalp krizi geçirmiş ve hayatını kaybetmişti. Asistanı odaya girdiğimde, hayatını kaybetmişti dedi. Bu cümle, bencil sürücülere kızgınlığımı hiç azaltmadı. O bencil adamların, bir hastanenin aciline başvurup, 2 dakika doktor beklediği zaman, doktora saldıran bencillerden olma ihtimali yüksek. Medeniyet, insanlik, empati ülkemiz sosyal hayatında en çok ihtiyacı olan şeylerin başında geliyor.


         Dr. Güner uysal, çok yetenekli bir plastik cerrahtı. 45 yaşında muayenehanesinde çalışırken hayatını kaybetmesi, ailesini ve Türk plastik, Rekonstrüktif ve estetik cerrahi camiasını çok  derinden sarstı.
        Terbiyesiz gazeteci Ali Oktay:
        Gazeteci Sn Ali Oktay, "mezleke  Davasını kaybetti, 2 saat sonra can verdi" şeklinde bir haber yaptı. 2 çocuğu olan bir doktor hayatını kaybediyor. Bu olayın, basına "bir memesi daha büyük oldu" alt başlıklı bir haberle basına yansıması son derece büyük bir terbiyesizliktir. Sn Ali Oktay, bir insanın hayatını bir magazin haberine malzeme yapmanızı bütün kalbimle kınıyorum. Gazeteci olabilirsiniz ama herşeyden önce insan olmak lazım. Bu kabalığınıza TPCD Derneği gerekli girişimleri başlatmıştır. Dr. Güner Uysalı, saygı ile anıyor ailesine ve camiamıza SABIRLAR diliyorum.