Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '16

 
Kategori
Siyaset
 

Siyaset salağı...

Siyaset salağı...
 

internetten alınmıştır


Siyaset dünyasındakiler bir kaç çeşittir. Birinciler "siyaset yapanlar"lardır. Bunlar siyaseti iş olarak yapar; para kazanır, mevki kazanır, nüfuz kazanır...Siyasi partiler alt kademelerinden başlar, eğilir bükülür, sonunda bir yerlere gelir.

Bu onun için bir iştir...Eğer şansı yaver giderse, daha yükseklere çıkar, vekil olur, bakan olur veya Başbakan olur. Ve sonunda Cumhurbaşkanı olur.

Siyasetle ilgilinenlerin ikinci türü siyaset yapmayan ama "siyaset yazanlar"dır. Bunlar da bunu bir iş olarak yapar, paralarını kazanırlar. Gazetelerde köşeler yazar, siyasi kulislerden haber uçurur ya da kendilerincee yorumlar yaparak fikirlerini satarlar.

Siyaset yapanlar ve siyaset yazanlar bu "endüstri" nin bir birini besleyen ve destekleyen iki "iş kolu"dur. İkisi de işlerini yapar para kazanır, geçinir giderler.

Siyasetle ilgileninlerin bundan sonrası aslında "siyaset salağı" diyebileceğimiz tiplerdir...Bunlar, şurda burda kahve köşelerinde boyuna siyaset konuşur, bedavadan akıl dağıtırlar.

Niye, siyaset salağı diyorum...Çünkü, bunların "mesaileri"nin hiç bir karşılığı yoktur. Boşuna nefes tüketir, boşuna çene yorar, boşuna kafa ütülerler.

Hani, düğünlerin baş goygoycuları vardır ya, her düğünde boy gösteren Kamberleri olurlar...Onlar için Anadolu'da, "gelin sevinir, damat sevinir, yanında da iki buçuk deli sevinir" derler.

Siyasette de öyle...Siyaset yaparlar ve yazanlar işlerini yapar parasını kazanır, makamca yükselir, nüfuz sahibi olur sevinir...Öte yanda da boş yere çene yorup nefes tüketen "siyaset salakları" sevinir.

Oysa, yukarda dediğim gibi, siyaset salaklarının bu işten en küçük bir getirisi olmaz...Ne onlar siyasileri yakinen tanır, ne siyasiler onları tanır...Bu, siyaset ustaları(!) kendi küçük çevrelerinin Bakanları, Başbakanları, Cumhurbaşkanları olarak(!) üç kuruş emekli aylığına talim ederek ömür tüketirler.

Bu "siyaset salakları" özellikle bizim gibi Doğu memleketlerinde bol bulunur. Ekonomik gelişmesini tamamlamış ülkelerde bunların soyu çoktan tükenmiştir...Oralarda insanlar ancak seçim zamanı siyasetin varlığını hatırlar, gider oylarını verir, sonra da hayatlarına dönerler.

Sosyal Medya geliştikten sonra, bizim illerdeki "siyaset salakları" daha fazla çene yoracak zemin buldular...Eskiden kahve köşelerinde "memleket kurtarırken" şimdi Face'de, Twiter'da ya da Bloglar da siyasi "dehalarını" sergilemeye başladılar.

Bunları en çok da, "ülkem nereye gidiyor" serzenişinden tanırsınız. Sanki bütün Türkiye'nin sorumluluğunu ona vermişler, sanki bir tek o düşünüyor bu koca ülkeyi!!

Bu yazıyı okuyup da yazanından pek haz etmeyenlerin içinde biriken ve patlamak üzere olan cümleyi kusmamak için zor durduklarını biliyorum: "Peki, senin yaptığın ne!" cümlesi bu!

Boşuna kusup ortalığı kirletmeyin...Ben, benim yaptığımın da bir tür siyaset salaklığı olduğunu biliyorum...Aramızdaki fark  benim  farkında oluşum.

Oysa, siyasetin "süzme salakları" bunun farkında da değildir!

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..