Siyaseten meşhur olmak uğrunda dümeni her yola kırıyoruz!

VATAN MİLLET SAKARYA DİYORUZ “ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ.” DİYE DE HAYKIRIYORUZ…

Siyaseten meşhur olmak uğrunda dümeni her yola kırıyoruz…!

Biliyorum ki, bu ülkenin yurttaşları olarak sizlerde en az benim kadar üzülenler arasındasınız.

Benden fazla üzülenlerin olduğuna çoğul inancımın olduğunun yanı sıra;

Çok az da olsalar biliyorum ki, bu bayrak altında, bu düzenin tüm olanaklarından yararlanıp, ekmeğini yiyip, suyunu içip, tertemiz havasını soluyup, aramızda gezen, hain ve sinsice planları ile, asla muvaffak olamayacakları, “TÜRKİYE CUMHURİYETİ” ni yıkmak uzak hayallerine kapılmış kaptırılmış, ceplerinde de TC. kimliği ile gezen şarlatanların olduğudur.

TÜM GAZETELERİN TELEVİZYONLARIN YAYINA SOKTUĞU ACI HABER

Yağmur o kadar şiddetlenmiş ki, sanki gökyüzünden üzerinize bir deniz boşalıyor….

YAĞMUR ALTINDA 4 BİN KİŞİ

24 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Ömer Kara’nın cenazesi, Mersin’in Tarsus İlçesi’nde Hacı Hamzalı Köyü İlköğretim Okulu bahçesine getiriliyor.

Önce dolu ardından sağanak yağmurun yağması nedeniyle cenaze bir sınıfa alınıyor ve gökyüzündeki hiddetin tepkinin dinmesi sabırla bekleniyor.

Yaklaşık 4 bin kişi, terör örgütüne lanetler yağdırıyor…

“SEN NİYE ÖLDÜN OĞLUM..? SEN NEYİN BEDELİSİN..?”

Şehit annesi Elmas Kara tabuta kapanarak, “Sen niye öldün oğlum…?

Sen neyin bedelisin..?

Bunu bana söyleyin komutanım”

Diyerek gözyaşı dökerken, ne yapsın çaresiz komutan, acısını içinde bir yumrulanmış ur gibi saklıyor….

“HÜKÜMET BU İŞE ÇARE BULSUN. BAŞIMIZ DİK GEZMEK İSTİYORUZ. BU TÜRK MİLLETİNİN ALNI YERE DEĞMEDİ”

Acılı baba Mehmet Kara ise “Hükümet bu işe çare bulsun. Başımız dik gezmek istiyoruz. Bu Türk milletinin alnı yere değmedi” diyor.

Diyor ama, başlarımız nasıl dik olsun ki, bir vatan evladı, bir asker, ne amacına, sorumlu-sorumsuz tartışılacak büyük bir bingbang vurmuş yürek ocağını en baştan.

Her gün bir iki, üç beş ana kuzusu giderken;

“BİR TAKIM SİYASİ MİLİTANLAR BAĞIRIYOR..”

“Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez” Peki olanlar nedir.

Ölenler nedir…?

Ölenler niçin ölmüşlerdir…?

Bunlar bir savaş halinde ülkenin savunması için bizlerin de gittiği o yerlere, askerlik öğrenmek için gitmemişler de ölmek için niye gitmişlerdir…?

Bağırtılar, yağmur, çamur, kan, kin, intikam, ne varsa çığırtkanlıklarımız arasında, bir ananın kuzusu daha, bir babanın aslanı daha, toprak altına giriyor….

Uzun süre o mezarın başında bir Türk Bayrağı bir müddet dalgalanacak, güneş solduracak, acılar yüreklerde soğumayadursun, TC. Nüfusundan bir gencecik vatan evladı daha, ölmüşler hanesine kaymış olacak…

ATEŞ DÜŞTÜĞÜ O OCAKTA İSE HİÇ SÖNMEDEN YANARKEN, BAŞKA BİR OCAK ALEV ALMIŞ GİDİYOR…!

Olduğu gibi gerçek…

Kara, köy mezarlığında dualarla toprağa veriliyor, Kazan’ın ilk şehidi olara, köyün, kentin, Türkiye’nin tarihinde acı bir sayfaya daha eklenerek…

ACILARIN ACILARDA BULUŞTUĞU, KAYNAŞIPTA ÖLÜMLE YAPIŞTIĞI YÜREKLER FERYAT FİGAN İKEN;

Jandarma Çavuş Yusuf Pazar’ın cenazesi (21), 300 araçlık konvoyla Ankara’nın Kazan İlçesi’ne getirildi. Cenazeye katılan 5 bin kişi Ulucami’nin avlusuna sığmayınca bitişikteki okulun bahçesine taşıyor,

Şehidin annesi Nurdan Pazar, oğlunun tabutuna kapanıp, “Anan kurban olsun sana” diyerek gözyaşı dökerken, baba Yaşar Pazar cenaze namazını oturarak kılabildi. Şehit Pazar, Kazan’da yaptırılan Şehitlik Mezarlığı’na defnedilen ilk şehit oluyor…

SANKİ DEVASA BİR ORMANDA YANGIN UZANIYOR BU KEZ, MEVLANA DİYARINA

10 bin kişinin uğurladığı, Şehit Piyade Er Süleyman Ballan’ı, memleketi Konya’da yaklaşık 10 bin kişi son yolculuğuna uğurluyor…

Şehidin tabutunun Mürşat Pınar Camisi önüne getirilirken fenalık geçiren anne Ünzile Bulgurcu’ya sağlık görevlileri müdahale ediyor.

Namazın ardından Ballan’ın cenazesi top arabasına konularak mezarlığa götürülüyor…

Çobanlık yapıyordu diye konuşuyor iki yaşlı adam aralarında…

Ballan’ın ailesine “Beni beklemeyin, geri gelmeyebilirim. kendinizi dikkat edin” dediği konuşulur oluyor kızanların kızların dillerinde…

Kuzular, koyunlar kavalından çıkacak nağmeli sesi özleyecekler iken o toprağın altına istemese de gitmek zorunda kalıyor….

ŞÖYLE KALESİNE ÇIKIP BATI PARK’TAN UZAKLARA BAKARAK, DONDURMA YEMEK YERİNE, KAHRAMANMARAŞ’TA,

Şehit Topçu Er Elhas Esendere’nin cenazesi Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlı Ericek beldesi Haytalar mezrasındaki baba ocağına getirilİiyor.

Şehit erin cenazesi daha sonra askerlerin omuzunda toprağa verilmek üzere Ericek Mezarlığı’na götürülüyor.

Terhisine 50 gün kaldığı belirtilen şehit Elhas Esendere’nin de, çobanlık yaparak ailesinin geçimini sağladığı öğreniliyor.

Vah ana, baba kuzularI vahhhh.

Vah ki ne vahhhh….

Yazıklar olsun sizlere, bizleri bu hale getiren ülkemizin duyarsız siyasetçileri….

Bu kez Kahramanmaraş’ın Erecik Haytalar’ ının kuzuları, koyunları çobansız, ocak evlatsız kalıyor….

AZRAİL, YANGIN YERLERİNİ ALEV TOPUNA TUTMUŞ İL İL GEZİYOR..!

Piyade Er Mutlu Saydam’ı, Sakarya’da Arifiye İlçesi’nin bağlı Yukarı Kirazca Köyü’nde 2 bin kişi uğurluyor.

Saydam çiftinin 10 çocuğundan biri olan şehidin tabutu önce evine getiriliyor. Helalliği alınıyor.

Terhisine 56 gün kala şehit olan Mutlu Saydam’ın Büyük Camisi’ndeki cenaze namazına, Vali, Garnizon Komutanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, Saydam’ın ailesi, yakınları katılıyor…

56 günü kalmış isterse 356 gün kalsaydı da, yaşasaydı şüheda…!

Yukarı Kirazca Mezarlığı’nda toprağa verilen Mutlu Saydam’la birlikte Sakarya’nın teröre verdiği şehit sayısı 117’ye çıkıyor…

Alışkınsın sen Sakarya….

Vatan evlatlarını şüheda bağrına basmaya…

Yunan mezaliminden buraya…!

KEŞAN, MİLAS, EREĞLİ; AZRAİLİN TURU DURMAKSIZIN SÜRÜYOR..!

5 şehide son görev yerine getirilirken;

Oğuz Yelken, Uzunköprü Muradiye Camisi’nde öğleyin kılınan cenaze namazından sonra Kavacık Köyü’nde toprağa veriliyor.

Keşanlı 20 yaşındaki şehit onbaşı Mustafa Kayın da aynı gün ve saatlerde son yolculuğuna uğurlanırken…

23 yaşındaki Şehit er Sabahattin Derin, Milas Asri Mezarlığı’nda toprağa verilirken, ,

21 yaşındaki Aydınlı şehit Mehmet Ali Tosun; Bey Camii’nde öğleyin kılınan namazın ardından, törenle Tepecik Beldesi Mezarlığı’na defnediliyor…

Şehit er Ramazan Erdem’in cenazesi, öğle vakti Ereğli Bozhane Camii’nde kılınan namazın ardından Gökçeler Beldesi’nde toprağa verilirken,

Hız kesmeksizin il il ilçe ilçe, köy köy, ama dikkat edin hep köylünün, işçinin, memurun, öğretmenin, temizlikçinin, çiftçinin, yoksunun çocukları ardı ardına, adı askerlik olan vatan borcunu canlarıyla ödüyor…

Canım can, Genel Kurmaydaki omuzu bol yıldızlı paşalarda da tık yok…

Ortalıktaki tek ortak haykırış,

“ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ.”

Bir başkaları ise, resmi plakalı, kırmızı plakalı bu ülkenin tüm vatandaşlarının vekillerinin, genel müdürlerinin, müsteşarlarının, köşe taşlarının evlatları, da askerlikte iken,

Üstelik ya kılıfına uydurulmuş yurtdışından geliyormuş gibi on onbeşgün,

Ya iki üç aylığına garnizon gazinolarına, orduevi misafirhanelerine seyrüsefere çıkıyor…

EĞİLİN KULAK VERİN….

Ya; Şu klimanın ayarının yükseltin kardeşim, sıcaktan bayılıyoruz diyen bir ses geliyor….

Diğer köşeden; “Tut lan benim bu gece üç beş nöbetimi temizinden bir yeşil yirmilik helal olsun sana” diyor…

VATAN MİLLET SAKARYA….

VAY ANAM VAYYYY….

Vatan elden gidiyor,

Erhan SOYSALTÜRK

Yazarın Dipnotu:

“Bu Yazı Milliyet Blog’daki “BAŞKA BİR TÜRKİYE YOK” köşesi için kaleme alınmış bir; Erhan SOYSALTÜRK yazısıdır.

Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.