Siyasette "eğlenceli" günler...

Türkiyede AK Parti öncesi  siyaset çok eğlenceliydi...AK Parti iktidarlarının sürdüğü son 12 yılda Türk insanı bu "eğlence"den mahrum kalmıştı...Şimdi bu "neseli günlerimiz" yeniden başlıyacak gibi...

AK Parti'nin ağır topu Bülent Arınç'la, kidemli Belediye Başkanı Melih Gökçek'in başlattığı "eğlence" sosyal ve siyasal hayatımızı birden bire renklendirdi.

Özellikle müzmin muhalifler, Yunanistan'da Syriza'nın seçim zaferinin ardından oynadıkları sirtakiden sonra, Arınç-Gökçek  çiftetellisiyle yeniden pisttlere fırladılar.

Ne de olsa 12 yıllık bir "kurtlanma" var...Şimdi yavaş yavaş bu kurtların dökülme zamanıdır. Artık, CHP'nin faziletlerinden, MHP'nin kerametlerinden bahsederek, huzur ve sükun dolu günlerin bir CHPMHPHDPBBP koalisyonuyla geleceğine dair nice hikmetli yazılar okuyacağız...

Elbette, mahkeme kadıya mülk değildir...Elbette, AK Parti iktidarının da bir sonu var...Bu son, 2015'in Hazıranı mıdır; yoksa 2023'ün Mayısı mıdır bunu yaşayanlar görecek.

Ne var ki, Abdullah Gül'ün iktidar içindeki "dengeleyici" ağırlığının ortadan kalkmasından sonra, Bülent Arınç'ın "özgül ağırlığı" nın Melik Gökçek tarafını havalandırdığı görülüyor şimdilik...Paralel kavgası tahterevalliye dönüştü yani...

Bu durumu düzeltecek kararlı çıkışın Hükumetin sorumluluğu taşıyan Başbakan Davutoğlundan gelmesi beklenir...Ancak, onun da akademik kişiliği kavgaları ayırmaya pek elverişli değil.

Oysa şimdi, Davutoğlu'nun "avazeyi aleme Davut gibi salma" zamanıdır...O güler yüzünü biraz ekşitip ilgilere gereken cevabı vermelidir.

Muhtemel bunu bir şeklide yapacaktır Sayın Başbakan...Ama, şu bir kaç gün Türkiye'de AK Parti iktidarlarının sıkıştırdığı kesimler bayağı bir "Bahar Bayramı" yaşamış olacaklar.

Kesin olan şu ki, bu tarz kavgalar AK Partinin alışık olmadığı hallerdir. CHP gibi iç kavgalara karşı şerbetlenmiş olmadığından bu kavgalar AK Parti bünyesinde enfeksiyon yapacaktır.

Ancak, her siyasi parti bünyesi gibi AK Partinin bünyesi de, bu enfeksiyonlara karşı antikor geliştirip Türkiye "normallerine" dönecektir...

Çünkü, ister Arınç-Gökçek kavgası olsun, isterse, Muhalif kesimlerin "en büyük bayram bu bayram, herkese kutlu olsun" diye büyük bir coşkuyla karşılayacakları Cumhurbaşkanı- Başbakan kavgası gerçekleşmiş olsun, hala bu ülkede AK Partiye alternatif siyasi hareket YOK.

Dahasını söyleyim de biraz da siz neşelenin: Bugün birbirlerine AKP'den kurtulalım da ne olursa olsun diyenler, kendi kendileriyle kaldıklarında, bu istikrarlı ortam kaybolursa memleket ne hale gelir, kaygısını çekiyorlar...

AK Parti'nin muhtemel ve muhayyel düşüşü için pistlere fırlayıp göbek atanların pek çoğunun, aslında "sen niye oynamıyorsun yoksa AKP'li misin?" korkunç sorusuna muhatap olmamak için pistlerde eğleniyor göründüğünü unutmayın..

Çünkü, bu istikrarın kaybolması halinde nelerin kaybolacağını; ya da şöyle söyleyim, bu iktidar dönemlerinde kaybolmuş olan nelerin geri döneceğini çok iyi biliyorlar.

Yeniden "Enflasyon canavarı", yeniden "IMF belası", yeniden "Kuyruklar" ve bugünkü Arınç-Gökçek ikilisinin çifte tellisinini  yanında çerez bile olamayacağı büyük siyasi kavgalar...Ve tabii çevremizdeki ateş çemberi...

Bu halk bunu ister mi sanıyorsunuz? Asla!...

Bazan siyasette böyle "küçük kavgalar"la insanları neşelendirmek, o nostalji yıllarının "Neşeli Günleri"nden enstantaneler sunmak iyidir...Biz nostaljiyi seven milletizdir netekim...

Amma sadece nostaljiyi severiz...O günlere geri dönmeyi CHP'nin içindeki "halk" ın önemli bir kısmı dahil bu halk asla istemez.

Hayır, kimsenin neşesini kaçırmak istemiyorum...Sadece, kendinizi fazla kaptırıp da yeni düş kırıklıkları yaşamayın diye uyarıyorum...