Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '12

 
Kategori
Öykü
 

Son telefon hakkım

Son telefon hakkım
 

Gözlerim yoğun parlamaya, toza dumana alışmaya çalışıyor, kulaklarım çınlıyor. Bağırıyorum, bağırdığımı sanıyorum. Sesim çıkmıyor yada çıkan sesimi artık kulaklarım kabul etmiyor birbirlerine düşman olmuşlar. Etrafım bembeyaz, beyazın üzerinde kırmızılıklar görüyorum parça parça. Cesedimin üzerine örtülecek bayrağım, etrafım sanki seninle çevrilmiş. Silah arkadaşlarım, hepiniz beni yalnız mı bıraktınız? Neden bende sizinle gelemedim? Neden patlama olduğunda benden önce içtiniz şahadet şerbetini? Vaktimin çok az olduğunu biliyorum. Kurşunlar uçuşuyor. Biliyorum beni arıyorlar. Kanımla boyanacaklar, göğsüme yerleşecekler o zaman duracak bu hain kurşunlar.
Çok az vaktim var. Sevdiğimin sesini duyabilsem. Gözlerimi sonsuzluğa kapatırken kulaklarımda kurşun sesleri yerine yârimin sesi kalsa. Çok az vaktim var. Lütfen aç telefonu. Bu son telefon hakkım biliyorum. Yaklaşıyorlar.
- Alo, alo, Nazlı duyuyor musun beni?
- Mehmedim sen misin?
- Benim ya sesinizi duymak istedim, sizleri çok özledim nasıl oğlum büyüyor mu?
- Çocuğumuz doğmadan oğlan olduğunu nasıl biliyorsun?
- Biliyorum benim aslanım yiğidim o. Sizi çok seviyorum.
- Mehmet kötü bir şey mi oldu neden böyle konuşuyorsun? Bu gürültüler ne?
- Yok bir şey Nazlım. (nasıl söyleyebilirim bu son konuşmamız diye) Telefonu oğluma ver onunla konuşayım
- Nasıl vereyim Mehmet ?
- Telefonu karnına koy o beni duyar.
- Oğlum Mehmedim. 3 ay sonra gözlerini açacaksın bu dünyaya. Adını Mehmet koyarlar, şehit babanın adı. Babanı göremeyeceksin birbirimize hasret kalacağız. Ben senin sende benim kahramanım olacaktın. Beraber büyüyecektik. İlk korkularını, kırgınlıklarını, heyecanını, sevinçlerini paylaşacaktık. Dünyanın altını üstüne getirecektik. Olmadı oğlum, kokunu içime çekemedim, küçük parmaklarını yüzüme süremedim. Annen sana emanet. Adı gibi nazlıdır, iyi bak Nazlıma. Ona söyleyemedim, sen güçlüsün beni anlarsın, bu babanla yaptığın son konuşma. Pusuya düştük, birazdan gücüm tükenecek. Kanım soğuk vücudumu ısıtamayacak. O zaman sonsuza kadar ayrılacağız. Son defa sesimi duy istedim. Baban şehit oluyor oğlum.
***
- Mehmet !
- Emredin komutanım.
- Ne o dalıp gitmişsin. Yine Nazlı’yı mı düşünüyorsun yoksa?
- Yok valla komutanım o defteri kapattım.
- İyi onun yüzünden, düğününe engel olacağım diye askerliğini yaktın. Bak Mehmet, Nazlı başkasıyla evlendi, daha yeni memleketten hamile olduğu haberini aldın. Vazgeç.
- Doğru komutanım düşünmüyorum artık.
Yalan söylüyorum. Düşünüyorum aslında. Askerliği neden uzatıyorum sandın komutan! Benim olmayacağını biliyorum. Ben yine kaçacağım, yine askerliğim yanacak komutan! Memlekete dönüp ne yapacam? Cahil adamı kim ne yapsın? Okumadık biz komutan! Burada ben askerim. Hayallerimde görüyorum onu, korkuyorum gerçek hayatta görmeye. Hayaller de bile buluşamıyoruz ama olsun ben burada elime silah yerine süpürge verilen kahramanım.

 
Toplam blog
: 21
: 681
Kayıt tarihi
: 01.02.12
 
 

Yazalım bakalım. Ne istersek yazalım, nasıl istersek yazalım, nerede istersek yazalım. Buralarda ..