Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '14

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Sosyal güvence ekonomide nasıl bir yara?

Sosyal güvence ekonomide nasıl bir yara?
 

Sosyal güvenlik ve biz dendiğinde aklımıza ne gelir? Verileri nelerdir? Yaraları nelerdir?

Yaşam alanı içinde rol alan insanın çalışırken ve emekli olduktan sonra kendisini ve bakmakla mükellef olduğu kişileri güvence altına alması.

Sadece çalışanın değil aynı anda işsiz, güçsüz, malul ve özürlü kişileri de imkanları ölçüsünde koruma altına alması gereken bir sistem.

Sosyal güvencesi olan insanın kendisini huzurlu görmesini ve geleceğe umutla bakmasını sağlayan bir kavram.

Bu kadar yaşamımızın içinde yer alan sistemi bir kaç ana başlık altında incelememizde yarar var.

Sosyal güvenliğin kanayan en büyük yaralarından birisi işsizlik. Peki rakam olarak açıklanan işsizlik verisi doğru mu?

İşsizlik verisi tespitinde eskiden 1999 kadar " Son bir haftada en az bir saat çalıştınız mı?" sorusuna alınan cevaba göre tespit edilirmiş.O dönem İşsizlik verisi % 11-13 arası. (1)

Şimdiki TÜİK anketinde soru şu; ‘Son 6 ay içerisinde, herhangi bir şekilde çalıştınız mı?’ İşsizlik verisi % 10 (1)

Peki TÜİK önceki soruya göre işsizlik verisini tespit etse yani " Son bir haftada en az bir saat çalıştınız mı?" sorusuna göre İşsizlik verisinin % 21 dolayı çıkacağı tahmini var. (1)

İşsizliğin ekonomideki rolü düşünüldüğünde yukarıdaki rakamların önemi ortada.

Hükümetlerin birinci görevi işsizlikle mücadelede gerekli tüm tedbirleri alarak teşvikleri uygulayıp denetim mekanizmasını işletmesi gerekmektedir.

Sosyal güvenliğin kanayan en büyük yaralarından birisi de sosyal güvenlikte çalışanlardan kesilen primlerin değerlendirilmesi.

Bu konu tamamen ekonomi enstrümanları denilen ve piyasanın verimli alanlarında değil de genelde devleti yöneten hükümetin tercihleri doğrultusunda kullanılmakta.

Sosyal güvenlikte diğer bir kanayan yara örgütlü yapılanmanın olmaması ya da bu yapılanmaların belirli bir siyasi görüş doğrultusunda ve ekonomik çıkarlar elde etmek için gerçekçilikten uzak taraflı olarak yönetilmesi.

Dernekleşme ve sendikalaşma verileri iç karartıcı bir yapılanma sergiliyor.

Avrupa ortalamasında kişi başı 17 derneğe üye. Bizde yok denecek düzeyde. 1980 ihtilaline kadar 4.5 milyon işçinin 4 milyonu sendikalı. Şu an 11 milyon işçinin sadece 400 bini sendikalı. (1)

Unutulmamalı ki çalışan kesmin (iş gücü) elde edilen kardan reel bir pay almasının sağlanması; iş yaşamında verimin ve sosyal hayatta ise huzurun sağlanmasını getireceğinden örgütlenmelerin günümüzün şartları doğrultusunda gerçekci bir yaklaşımla teşvik edilmesi gerekmektedir.

Sosyal güvenliğin en büyük harcama kalemine yani sağlık için harcanan rakamlara gelirsek.

2013 TÜİK rakamları açıklanmadığından önceki iki yıla bakacağız.2011 yılında 68 milyar 607milyon TL açıklanırken 2012 verisi 76 milyar 358 milyon TL olarak açıklanmış. 2011 de kişibaşı sağlık harcaması 928 TL iken 2012 de 1.020 TL olmuş.(2)

Toplam sağlık harcamasında iki yıl arasında 7 milyar 751 milyon TL lık bir artış meydana gelirken kişi başı sağlık harcasında ise 92 TL bir artış görülmekte.

Sağlık alanında öncelikle konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan raporlar alınarak sağlık alanında diğer ülkelerin uyguladığı sistemler incelenmeli ve kapsamlı gerçekçi bir çalışma yapılarak gider harcamalarının ele alınması gerekmektedir.

Sosyal güvenlikte baktığımız pencereden görünen manzara bu. Pek iç açıcı olmadığı görülmektedir.

Sosyal güvenlikte alınması gereken tedbirlerde geç kalındığında ortaya çıkan sonuçların hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet vb. yüz kızartıcı suçlardan tutun da organize ve terör suçları olarak dönüşü olacağı unutulmamalıdır.

Bu suç ve suçlularla mücadelenin sosyal yönündeki vahim sonuçları yanında ekonomiye vereceği zararın rakamsal ifadesinin tüm sosyal harcama kalemlerini katlıyacağı da unutulmamalıdır.

DİP NOT :

(1) Diyalog / Abbas GÜÇLÜ

(2) TÜİK internet sitesi. 

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..