Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

23 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Söylenen başka (Söylenen başka, gerçekler başka olunca)

İç işleri Bakanı eski İstanbul Valisi beyefendi öyle hızlı konuşuyor ki;

Bendeniz hem iyi bir dinleyici olmama hem de çok rahat dudak okuma yeteneğim olmasına rağmen emin olun söylediklerinin çoğunu anlayamıyorum.

Boş konuşuyor diyeceğim makamına saygımdan susuyorum. Zaten;

Gazeteci arkadaşlarımızda hiçbir şey anlamadıkları için kel alaka sorular soruyorlar.

***

Ta, yıllar önce İstanbul da patlayan bombalama da onlarca vatandaşın hayatını kaybetmesinden sonra, örneğin iki sınır ilçemizde meydana gelen patlama ve katliamlar için sorulan sorulara verilen cevaplara bakınca bu kez de;

İnsanın aklına “ya işlerine gelmedi ya da anlamadılar” demek geliyor.

Ancak; bildiğiniz gibi son yıllarda siyaset arenasının geldiği nokta bu oldu zaten.

İktidar televizyonlara çıkıyor, sorulacakları ve hangi konuların ele alınacağını söylüyor,

Cevaplar belli, aksi ve ters köşe soru sorulması yasak, özellikle muhalefetten medya elemanı ve provokatörlerin orada bulunması yasak…

Bugün Aydın da “Akil İnsanların” vereceği konserde(?) bir muhalif gazetecinin tekme tokat olmadı biber gazı ile kovulmasına ramak kalmıştı ki “yerel gazeteci” baskılara dayanamadı “Allah belanızı versin” dedi ve çekti gitti…

Kim bilir köşesinde neler yazdı bu konuda kovulması içinse ne aktardı gazete patronuna meçhul…

***

Bir zamanlar “Yalan Rüzgârı” fırtınası vardı memlekette, hem kimin eli kimin cebinde, kim kimin karısı kızı kocası belli değildi.

Bunları geçtik asıl sorun birinin söylediği diğeri tarafından yalanlanıyor, yalanlar içinde bir hayat halkımızın gözünü boyuyordu, ayıla bayıla seyrettik yalan yok.

Seçilen kadın aktrisler öylesine seksi ve güzel, delikanlılar ise Beyoğlu’nda bir o tarafa bir bu tarafa volta atan, gençleri kesen genç kızlarımızın aklını başına alacak kadar yakışıklıydı…

Kaç zamandır ülkede devletimizi idare edenlerin yaşam biçimiyle uzaktan yakından alakası olmasa da bir “Yalan Rüzgârı” furyası baş gösterdi.

Suriye olaylarından İmralı görüşmelerine, Kandil safsatalarına “Barış Sürecine” ABD gezilerinden Fettullah Gülen görüşmelerine kadar bir dizi yalan, bir o kadar da yalancı milletvekili bakan ortalıkta dolaştı, hala da dolaşıyor.

Devlete ve iktidara güven giderek azalıyor. Öyle acı noktalara gelindi ki hükümetin kendi vatandaşlarını katledebileceğini hatta bombalayacağını düşünmeye başladı millet…

***

Boylu boslu genç bir köylü çocuğu, askere alındıktan sonra bedeninin kurbanı olmuş, komando birliğine seçilmiş. Askerliğin en zor en tehlikeli halleri ne ise bir bir gösterilmiş. Vatan sevgisi bu kazma değil.

İnsanın aklına kötü hiçbir şey gelmiyor, yüreğinde korku yer bulmuyor, adı üzerinde “Vatan sevgisi…”

Bir yığın talimden sonra “komando paraşütçü” olmasına karar verilmiş. Bir süre sonra bir tatbikatta kendisine ne zaman nasıl neyi yapacağı anlatılmış;

“Şimdi, kulağını dört aç da iyi dinle. Uçaktan sırtındaki paraşütle atlayacaksın. Düşmeye başladığında, paraşüt hemen açılacaktır. Şayet açılmazsa, çekiver emniyet kordonunun sapını, o zaman açılacaktır.

Bir buğday tarlasının içine düşeceksin. Tarlanın yanında bir çalılık var.

O çalılıkta bir bisiklet bulacaksın. Bisiklete atladığın gibi, yol üstündeki derin kavşağa doğru gidecek ve oradaki korulukta gizlenmekte olan birliğinle buluşacaksın, anladın mı?

Genç komando;

“Anladım efendim,” demiş.

Sonra da tatbikatı başlatmak üzere uçağa binip havalanmışlar. Uçak, sözü edilen buğday tarlasının üstüne geldiğinde de, genç asker atlamış aşağıya. Ne var ki paraşütü açılmamış…

Asker bir hayli düştükten sonra, emniyet kordonunu çekmiş. Paraşüt yine açılmamış. Birkaç kez daha çekmiş “emniyet” kordonunu. Ama nafile, paraşüt açılmamış,  hızla düşmeye devam ederken;

“Anlaşılan bana verilen paraşütün haberi yok vatan sevgisinden,” diye geçirmiş içinden…

Sonra? (…/…)

***

Böyle zamanlarda komutanların söyledikleri hep havalarda kalır gördüğünüz gibi, ama son zamanlarda ülkemizde yaşananlar insana maalesef şu soruyu da sormak zorunda bırakıyor;

“Acaba çalılıkların içinde bir bisiklet var mıydı?”

Çok değerli bir ağabeyim siyaset yazılarımı yazmaya başladığımda bir mesaj çekmişti;

“Avukatlık mesleği ile siyaset yalan söyleme sanatıdır” demişti.

Haksız mı? “Söylenen başka” gerçekler başka olunca…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..