Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '12

 
Kategori
Haber
 

Söylesene Lefter; Nedir Senden Eksiğim?

Söylesene Lefter; Nedir Senden Eksiğim?
 

 

Birinin ölümü üzerine duygularını ve düşüncelerini satırlara bir anda dökebilmek ne kadar zorsa, Fenerbahçe tarihi Tanju Çolak ve Aykut Kocaman'dan evveline pek yetişemeyen bir futbolsever için de Lefter Küçükandonyadis'i anlatmak o derece zor. Bundan ötürü Lefter'in ani ölümü hakkındaki yazım, cenazesinden bile günler sonrasına kalmış durumda.

Lefter yalnız Türk futbolu ve Fenerbahçe'nin yıldız isimlerinden biri değil, aynı zamanda farklı etnik yapı ve kimliklerin asırlar boyunca bir arada yaşadığı Türkiye için de bir sembol oldu. İstanbul Rumlarından biri olarak ay yıldızlı milli formayı 50 kez üzerine geçirdi, yabancı ülkelere, takımlara goller attı ve bu ülkenin topraklarında vatanî görevini yaptı. Türk futbolu pek çok yıldızını sonsuzluğa uğurladı ama belki hiçbirinin vedası, Lefter'inki kadar görkemli olmadı. Pazar günü Fenerbahçe Stadı'ndaki ilk tören, âdeta bir derbi karşılaşmasını andırır nitelikteydi.

Baba Hakkı (Yeten), Yusuf (Tunaoğlu), Vedat (Okyar), Metin (Okyar)... Socrates ve en sonunda Lefter (Küçükandonyadis). Türk futbolu değerli bir ismini yitirirken, Cennet bir yıldızı daha transfer etti.

***

Türk halkı bir Rum'u bağrına basıp, yoğun sevgi seliyle sonsuzluğa yolcu ederken; 5 yıl önce bugün bir Ermeni, çalıştığı gazetenin önünde milliyetçi bir gencin silahından çıkan kurşunlarla hayatını kaybetmişti. Ve 5 yıl boyunca bir sürü skandallar silsilesinin birbirini takip ettiği Hrant Dink Davası'nda önceki gün son karar verildi. Hrant Dink cinayetinin tutukluluğu devam eden tek sanığı Y.H.'nin ise, yasalarda yapılan değişiklikler sayesinde yakın zamana kadar dışarı çıkması bekleniyor. 

Ardından Hrant Dink cinayetinde birinin daha varlığı saptandı ve yargılamasının bugüne kadar yapılmadığı anlaşıldı. Kısacası Türkiye gündeminin son beş yıldır neredeyse odak noktasında bulunan, dünya basınının bile son gazeteci tutuklamalarının ardından daha yakın bir mercekle takip ettiği bir dava; Türkiye adına bir hukuk fiyaskosuyla sona erdi. Hrant Dink vurulduğuyla, O'nun için yürüyenler yürüdükleriyle, O'nun cinayetini araştırıp, gerçekleri kitap haline getiren gazeteciler ise hapse girdikleriyle kaldılar.

Ama Hrant Dink, 5 yıl önce kendisini ölüme götüren düşüncelerinden ötürü bugün belli bir kesim tarafından hâlâ eleştiriliyor. 17 yaşındaki bir genci katil yapan travma, toplumda henüz geçmiş değil.

Toplum, çocuklarına sevgisini eşit olarak pay edemeyen ihmalkâr bir baba gibi. Pazar günü Lefter'i uğurlayan on binlerin sevgisi, 5 yıl önce Hrant Dink'in arkasında olsaydı; bugün belki de Dink, Agos Gazetesi'nde masasının başında olacaktı. Pazar günü bir Rum'u sonsuzluğa yolcu eden on binlerin sevgisi, bir Ermeni'de hep eksik kaldı ve O'nu yaşatmaya yetmedi. Oysa her ikisi de eşit yaşam değerleriyle yaşasalardı; ne güzel geçinip, giderlerdi.    

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..