Sözleşmeli Öğretmen olur mu ?..

Üniversite hocalığımda binlerce sınıf öğretmeni yetiştirmiştim.

Eğitim Fakültesinde göreve başladığım 1981 yılından bu yana tam 28 yıl geçmiş.

Öğretmenlik mesleğindeki toplam hizmetim ise bir ay sonra 35 yıl oluyor.

Tıpkı dün gibi...

Yaşamın ipine sıkıca sarılınca,geçen yılların sayısal yönü pek önemli olmuyor.

'' İnsan hissettiği yaştadır...'' gibi yalan makinasını patlatacak lafları pek sevmem.

Bu günlerde görme özürlü kişilere, Ebru resmi yaptırıyorum.Bu olay benim yaşımı 18 'lere çekti !..

Bürüt yaştan ziyade;net yaşa saygım vardır.

Şimdi üniversitede görev yaptığım ilk yıllarda mezun olan öğretmen-öğrencilerimin emekli oluşlarına tanık olunca , nedense beni bir gülme alıyor.

Kendimi dinazor gibi hissediyorum. Her emekli olan öğrencimle birlikte, ben de yeniden emekli oluyorum !..

Tek tesellim,benim yetiştirdiğim öğrencilerimin içinde bir tane bile ''Sözleşmeli öğretmen ''in olmaması...

Sözleşmeliler sakın alınmasınlar.

İşten atılan değil; sağlıkla emekli olan öğrencilerimi görmek isterim

Çevremdeki sözleşmeli öğretmenlere biraz kulak verince insanın içi burkuluyor.

Ülkenin geleceği adına...Çocuklarımız ve gençlerimiz adına üzülüyoruz.

Sözleşmeli maliyeci olur !..Sözleşmeli subay,polis olur !..Sözleşmeli su saati sayacı sayıcısı olur !..

Fakat,toplumun geleceğinin mimarı olan kişilerin sözleşmelisi olur mu ?..

Binanın temelini yapıp iki kat yükselmiş mimarı ,bina bitmeden işten atmaya benzer bu !..

Bir de boynu bükük kalan çocukları düşünün !..

Eğitimde, esâmesi okunmayan , çalan zil sesini bekleyen ' Yalı kazığı '' tipinde basiretsiz eğitimciler (?) yok mudur ?..

Elbette vardır. Bunların 'Bankamatik öğretmeni ' olduğu bilinir.

Öğetmen ve eğitim yöneticisi işini doğru yapmıyorsa gereği yapılmalı ve görevden uzaklaştırılmalıdır.

Nasreddin Hoca misali, ''Eski ayları kırpıp yıldız yapma '' örneğinde görüldüğü gibi beceriksiz öğretmenleri yönetici yapma tavrından da vazgeçilmelidir.

Şimdilerde, ' Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler ' anlayışını kemale erdiren emekli bakan Kemal Abi felsefesi ,her alanda egemen olduğu gibi eğitim dünyasına da fena halde sızmış durumdadır.

Sözleşmeliler için,

' Haline şükret kardeşim !..Bunu da bulamayanlar var !.Sesini çıkarma !..Salla başını ;al maaşını '' diyenler var !..

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını başlatan sorumlu yöneticilerin hangi amaca hizmet ettikleri artık anlaşılıyor.

Beğenmezsen kapıya koy gitsin !..

Köle gibi kullanırım; gerekirse ''Seni atarım '' diyerek tehditlerle istediğini yaptırma felsefesi (?)

Öğrencinin eğitimi önemli değil; Ali gider; Veli gelir...Yani ''Çağdaş kölelik '' zihniyeti...

Geçici sürelerde, işsizlik bunalımını ' naylon önleme ' gayretleri...

Sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımın elime tutuşturdukları notları yazıyorum...(Yazım hatalarını düzeltmeye çalıştım )

( Öğretmen arkadaşımızın okuma-yazma ve konuşma sorunlarına tanık olunca,öğretmen yetiştirme politikamızın iflas ettiğine tamamen inanıyorum.)

İşte dertler dizini...

1) Sözleşmeli öğretmeninin asker öğretmen olma hakkı yok.
2) il içi ve il dışı tayin hakkı yok.
3) Yönetici olma hakkı yok.
4) Ek ders ve maaşlarda yüksek miktarda SSkK kesintisi var ve kadrolu öğretmenlerden daha az ek ders alıyorlar.
5) Sözleşmeli öğretmenin ücretsiz izin hakkı yok
6) 30 günden fazla rapor alma hakkı yok ;kısaca yılda yalnızca 30 gün hasta olabilir.
7) Eş durumu ve özür durumu hakları çok sınırlı..
8) Sözleşmeli Öğretmenlikte,kıdem ve kademe olmadığı için maaşları yeni başlayan sözleşmeli öğretmenle hep aynı kalacak.30 yıllık öğretmen bile olsa yeni başlayan sözleşmeli ile aynı maaşı alacak.
9) 15 saatlik ders yükü olmayan durumlarda sözleşmesinin iptal tehlikesi var.
10) Her yıl toplam maaşın binde yedisi kadar damga vergisi ödüyorlar.(bu yıl 140 ytl)
11) Türkiye'nin her yerinde maaşları farklı…
12) Maaşlar ilçe milli eğitim müdürlüğünde yapıldığından e-bordrodan maaşını görme hakkı yok.
13) Formatör öğretmen olma hakkı yok.
14) Hizmet birleştirme hakkı yok.
15) Özel hastanelere gittiğinde son 3 gün içinde onaylanmış vizite kağıtları vermek zorunda.
16)Stajerlik durumu olmadığı için kadroya geçerse sıfırdan başlayacak.
17) Maaşları zamanında yatmaz. Bazen ek dersi maaşta, maaşı ek derste alırlar.
18) Eş durumu tayin hakkı çok sınırlı... Sözleşmeli aday öğretmensin tayin isteyemezsin. vs...vs...

............

Böylece uzayıp gidiyor sorunlar listesi...

Gölcük'ten yazan sözleşmeli öğretmenler,maaşlarının geç ödendiğinden ve kendilerine,amirlerince 2. sınıf eğitimci muamelesi yapıldığından yakınıyorlar.

Şimdi bunları daha fazla yazarak ,Bülent Arınç Bey'i ağlatmayalım...O'nun bir yiğidi,aslanı vardı...Bir zamanlar kartaldı !..

Yiğidim,aslanımın gözlerinin altı çöktü !..

Ağlatman beni !..Aynalar...aynalar...

Bekleyin kardeşlerim !.

Şu ''Açılım '' bir hallolsun...Hepiniz kadroya geçeceksiniz.

Maaşlarınız iki katına çıkacak...

Benim emekli maaşım da üç katına...

Dua edin genetiğimizle oynamasınlar.

Sabredin ve şükredin halinize.

Tüm 'halalar,amca moduna ' geçebilir.

Hele balık kavağa bir çıksın...