Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '11

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

St. Peterspurg

Çok gezdim ama böyle bir şehir görmedim. 

Moskova ve Petersburg arasındaki ezeli rekabetin tarihi hayli gerilere uzanır. Moskovalılara göre Petersburgluların burnu bir karış havadadır. Bakın Çar I.Nikola ne buyurmuş: “St.Petersburg Rusya’ya aittir, ama Rus değildir!”

42 ada üzerine kurulu kent 300 küsur köprüyle birleştirilmiş. 50 küsur da kanal bulunuyor kentte. Kentte saraya doymamak elde değil. 200’ü aşkın saray ve anıta ev sahipliği yapıyor kent. Saray gezmekten yorgun düştüğünüzde ise kentte 50 müze, 20 tiyatro ve konser salonu, 60 stadyum ile 4.500 kütüphane emrinize amade 

Sabaha karşı, 02-05 arası büyük tonajlı gemiler geçebilsin diye tüm köprüler açılıyor. Ancak bu uygulama sadece Mayıs-Ekim ayları arası söz konusu. Kışın Fin Körfezi, Neva nehri donuyor. Sadece buzkıranlar çalışıyor. 

Hıristiyan inancına göre, Aziz Petro cennetin anahtarlarını nasıl elinde tutuyorsa, Petersburg da Rusya için Avrupa’nın ve cennetin anahtarlarına sahip. 27 Mayıs 1703 kentin doğum günü. Büyük Petro’dan önce sadece küçük köy ve kasabalar bulunuyormuş bölgede. Deniz hudutları yokmuş Petro çar olana dek. Ruslar Osmanlı’ya karşı başarılı olamayınca, İsveç’le savaşıp St.Petersburg’u inşa edecekleri toprakları ele geçirirler. Rusya’nın en batı bölgesine ulaşılmıştır artık. 1712’de başkent Petersburg olur. Rusya’nın en zengin dönemi yaşanmaktadır. “Havari Petro’nun kenti” adı verilir yeni yerleşime. 

II.Dünya Savaşı sırasında 1 milyonu aşkın insan yaşamını yitirir kentte. Açlık, Alman bombalarından çok daha fazla ölüme neden olur. Çünkü, kuşatma nedeniyle kente gıda girişi tamamen durmuştur. 

Tuğladan kalın duvarlı konutlar dikkatimizi çekiyor. Dondurucu soğuklara dayanabilmenin başka çaresi yok. 1970’li yıllarda yapılmış konutlar mini minnacık. Kruşçev döneminde inşa edilen konutlar hepi topu 30-32 m2 kadar. 1920’lerde, 30’larda bir apartman dairesini 6 büyük ailenin, neredeyse 50 kişinin paylaşmak zorunda kaldığını duyuyoruz. 

Üç asırlık tarihine kent dört kez isim değişikliği sığdırmayı başarır. İlkin St.Petersburg’dur, I.Dünya Savaşı’nın başladığı 1914’ten itibaren milliyetçilik rüzgarları kendini iyiden iyiye hissettirir ve “Petro’nun Kenti” anlamına gelen Petrograd olarak anılmaya başlar. 1924’te Lenin’in 54 yaşında beyin kanamasından ölmesinin ardından “Lenin’in Kenti” anlamında Leningrad olur kentin adı. 1991 Ağustosunda Sovyetler Birliği parçalanınca kente tarihi adı iade edilir. İsim değişikliği referandumla gerçekleşir. Nüfusun yüzde 90’ı St.Petersburg ismine oy verir referandumda.
Demek ki, döndüler dolaştılar, aslını inkar eden haramzadedir, diye düşündüler zahir ve St.Petersburg’da karar kıldılar. Adı değişmiş bile olsa, kimilerine göre burası “Kahraman kent Leningrad”dır. 

 
Toplam blog
: 9
: 2458
Kayıt tarihi
: 03.12.10
 
 

İstanbul üniversitesi Hukuk fakültesi 1989 yılı mezunudur. İzmir Baro'suna kayıtlı avukattır. Kuru..