Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '12

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Strateji ve eylem planı

Strateji ve eylem planı
 

Strateji


Bir çoğunuzun bildiği gibi 2003 yılında kamu kurumlarına, bütçelerinin ölçülebilir ve izlenebilir olması amacıyla “Strateji ve Eylem Planı” yapma zorunluluğu getirildi. 5108 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu uyarınca gerçekleştirilen bu plan “Kamu idareleri; kalkınma planları, programlar, ilgili mevzuat ve benimsedikleri temel ilkeler çerçevesinde geleceğe ilişkin misyon ve vizyonlarını oluşturmak, stratejik amaçlar ve ölçülebilir hedefler saptamak, performanslarını önceden belirlenmiş olan göstergeler doğrultusunda ölçmek ve bu sürecin izleme ve değerlendirmesini yapmak amacıyla katılımcı yöntemlerle stratejik plan hazırlarlar.” maddesi uyarınca gerçekleşir.


İnsanlar gibi kurumların da gelecek öngörüleri, hedefleri, planları olmalı, bu çok doğru bir yaklaşım. Aksi taktirde bir sonbahar yaprağı gibi günlük yaşanır ve hedefe varılmaz. Bu satırlardan daha önce yazdığım gibi “rotasız gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez”.


Ancak benim değinmek istediğim iki konu var:

1. Ilin Valiliğinden özel idaresine, belediyesinden üniversitesine, il müdürlüklerinden okullarına kadar herkesin bir eylem planı var ama aralarında koordinasyon yok! Örneğin, Özel İdare turizm başlığı altında kendi sorumluluk alanında bir yaklaşım öngörmüşse, bu il turizm müdürlüğünde, üniversite veya Valilik raporlarında yok veya aynı doğrultuda değil. Bu durumda, il hatta bölge, bütünsel bir bakış açısıyla değil, parçalı bir biçimde ele alınmakta ve bizim ilimizde kırkyama (patchwork) tarzı bir gelişme kendini göstermektedir, ki patchwork sanatına da haksızlık etmeyelim, onların arasında bile uyum ve hedef, yorgan olma, sofra bezi olma gibi var. Bu durum, halen daha maalesef ülkemizde uygulanan önce kaçak yapılaşma, sonra 1/1000 imar planları, sonra 1/5000 Nazım planlar ve en son 1/100 000 ölçekli Çevre Düzeni Planları yapmaya benzer, yani işi tersinden yapmak. Oysaki önce en büyük resim görülmeli ve arkasından ölçeği küçültülerek kendi kurumunuza/ bölgenize indirgenmelidir. Elbette bu söylediğim yaklaşım, kanun ve yönetmeliklerimizde yazılıdır ama uygulanmaz, neden sanırım biz Türkler halen Planlı yaşamı algılayamadığımız ve günü yaşamayı tercih ettiğimiz için L
2. İkinci konu; ilk adım katılımcı bir şekilde strateji ve eylem planları hazırlamaksa, ikinci adım bu eylemlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin izlenmesi ve performanslarına dair geri bildirimler verilmesidir. Bugün hangi kuruma giderseniz gidin, şeffaflık adına size 5 veya 10 yıllık strateji ve eylem planlarını hemen çıkartabilirler ama geçmiş planlarınızın değerlendirmesini görmek istediğinizde veya sorduğunuzda veya oradan çıkan sonuçlara göre yeni planlar yapılıp yapılmadığını sorguladığınızda durum farklılaşır. Neden? Çoğunlukla hesap soran olmadığı ve hesap vermeyi sevmediğimiz için veya bunu bir güven meselesi haline soktuğumuz için olabilir mi? Komik değil mi? Yazarken bile güldüm. Güleriz acınacak halimize! Aynı eylem planlarında, kim, hangi görevi, ne zaman ve kimlerin işbirliği ile gerçekleştirecek yazıyor ama takip eden yok. Plan bir bütündür, bu evinizde iş bölümü yapmanız ve kardeşinizin kendi gününde yemek yapmamasına benzer; aç kalırsınız. Illerin veya bölgesel planların yapılması ne kadar zahmetli ise, bunların uygulamasına da o kadar dikkat gösterilmesi, sonuçlarının bir sonraki plana aksettirilmesi o kadar önemlidir.


Sonuç, kürek takımının başarısı birlikte ve aynı yöne kürek çekmelerinde yatar. Il veya Bölge’nin tüm kurumları, ister sanayi, ister turizm ister başka bir alanda olsun, bütüncül ve koordineli hazırlanan eylem planlarındaki görevlerini, sorumluluk gereği gerçekleştirmeli ve sonuçlarını paylaşmayı ihmal etmemelidir. Türkiye adlı bu gemi, bu şekilde ileriye gidebilir.

 
Toplam blog
: 68
: 2603
Kayıt tarihi
: 27.05.11
 
 

Çoklu paydaş ortamında çalışma yeteneği, özellikle inovasyon ve kümelenmeyi teşvik etmek için kamu k..