Yöneticileri hizmet içi kursa almak

Atamalardan dolayı köşe yazılarını takip ettiğim kadarıyla hala şu söz dolaşıyor falan kişi tercih ederse başaramaz. Buna nereden ulaşırlar, beyan ederler şaşıyorum.

İnsaf edelim de talip olan arkadaşlarımız yapamaz diyen bilginler kadar çalışsın ondan sonra yorum yapalım. Belki umutsuz yaklaştığınız yönetici adayı içinde ki gizli meziyetlerini çıkaracaktır.

Hani inançlı insanlar dedikodu etmezlerdi? Başkalarının hakkına tenezzül etmezlerdi. Kitaptan okuruz gerisine karışmayız mı demeliyiz?

Allah insanları en güzel surette yarattım buyuruyor. İsim zikrederek özel isim belirtmiyor. Bu tür laf edenlerde insanların kendi camiasında ki sözde arkadaşlarıdır.

Ne tür ölçüm aparatları vardır da falan idarecilik yapar, falan yapamaz fikrini oluşturuyor. İnsanın bu tür ucuz laf edenleri duyunca iyi ki okumuşlar ama nasıl okumuşlar demeden edemiyor.

Kural belli aslında sınav puanı ve kadro şartları uyuyorsa kimsenin ileri geri kelam etmesine hacet yok. Ama insanlar işini yapma yerine alakası olmayan yerlere giriyorlar.

İnsanın başkasını tanımaya hakkı vardır. Önce kendimizi tanımak gerekir. Size birisi yetkili konumundaki görevli fikrini sorarsa hakkaniyet çerçevesinde ifade edersin. İşine bakarsın.

Geçenlerde yönetici ataması diye uzun yazı okudum. İnsanların huyu, karakteri her yerde aynı dedikleri bu dedirtendi. Çeşitli konuşmaları yorumluyordu.

İşin talipleri gerçekten emekleriyle başvurularını yaptılar. Teorik anlamda zorlanılacağını düşünmüyorum. Pratik anlamda da idarenin yaklaşımına bağlı olarak kavraması uzunda sürebilir, kısa zaman dilime olabilir.

Bakanlığımız aslında ataması yapılan yeni müdür yardımcılarını bir hafta da olsa sıkı staj yaptırsa kanatların, önyargıların belini kırmış olur.

İşte şu kadar puan aldı da falan işi yapamadı demenin de önüne geçilmiş olur. Yazılı sınavda ki başarısını perçinlemesi için hizmet içi kursa alınmaları gerektiğini düşünüyorum. Hizmet içi kursunu alan idareciliğe yeni adım atan öğretmenin güveni artmış olur.

Kimden yardım istesem diye de düşünmez. Tecrübeli idarecilerin verecekleri pratik hizmet içi yöneticilerin hatalarını engelleyecektir.

Atanmış olduğu kurumun eski idarecileri de yeni atanan idareciye kuşkuyla bakmayacaktır. Bir işi beceremiyor gibi konuşmalarında önüne geçilmiş olacaktır. Böylece nitelikle, özgüveni olan yönetimin resmi boyutunu bakanlığımız sayesinde yola koymuş olur.

Yeni atanan idarecilerde iş yaparken acabalardan sıyrılmış olarak görevini ifa eder. Hizmet içi kurs olmadı, istediğimiz kurumlar geldiğinde çevremizde ki işin ehli olanlardan yardım talep etmeliyiz.

Hakkımızı kimsenin çiğnemesine, oradan kazanmış edalarına kalkışmasına fırsat vermeli idareciliğe başlayacaklar. Kimse falan kişi yıldı, başkalarına sende işin altında kalırsın der ise mesleğine ayıp etmiş olur.

Hiç okuma yazma bilmeyenler okuma yazmayı öğreniyor. Kaçakçıları eğitimli varlıklar yakalıyorsa, IQ sıkıntısı olmayanlara karşı nedendir bu tavırlar? Tezlerini bu gün ülkemizin çeşitli yerlerinde dillendirenlerden birisi açıklayabilir mi? Yapamaz, meslek okulları zordur, ilköğretimler daha çilelidirler diyenler açıklarsa onun kursunu da alırlar.

Görevimiz iticilik değildir. İnsan yetiştirmek, birlik beraberliktir. Bilgiyi paylaşmaktır. Dünyaya her gelen âdemoğlunun yeteneksiz olduğunu düşünürcesine konuşmalar tuhaf geliyor.

İdarecilerin özelliğinden yeni tercih edenlerde de mutlaka vardır. Şartları tutanlar sınava girdi. 70 puan ve üzeri olanlar tercihlerini yaptılar, yapacaklardır.

En güzel idareciliğe yeni atananlara ve atanacaklara belli süre hizmet içi kursuna alınırsa verimli olunacağını düşülmesi gerekiyor. Hizmet içi kursa en asgari pratiği yapmış olur.