Şu diğer yüzde 50 meselesi…

Ben daha evvel yazacaktım bu konuyu, araya laf girdi unuttum. 

Başbakan benzer sözlerle, aynı konuyu tekrar gündeme taşıyarak; “biz yüzde 50’nin tercihini ne kadar önemsiyorsak, diğer yüzde 50’nin tercihini de o kadar önemsiyoruz” deyince yazmak şart oldu. 

Başbakan’ın bu sözleri söyleme sebebi ise, diğer yüzde 50’nin temsil sorunu yaşıyor olması değildi. İradelerinin ve oylarının yok sayılıp, başkalarının oylarından AKP milletvekili yontulmuş olması da değildi. Bırakın onların yarasına merhem olmayı; meclise gelip gelmemelerinin dahi umurunda olmadığı mealinde sözler söyledi Başbakan. 

Bu yazının maksadı, Başbakan’dan diğer yüzde 50’yi gerçekten önemsediğini gösterecek somut adımlar atmasını, o sözlerin gereğini yerine getirmesini istemek değil. Aksine, “ister gelin, ister gelmeyin” diyebilecek kadar onların varlığına kayıtsız bir tavır sergilerken, uygulamasıyla çelişen o sözleri ısıtıp, tekrar gündeme taşımasının altında yatan sebebi sorgulamak. 

Bilindiği gibi, seçmen kayıtlarının İçişleri Bakanlığı’nın, yani bir anlamda AKP’nin kontrolünde olması, son yıllardaki seçmen sayısındaki artış, parmak boyama işleminin kaldırılması gibi sebeplerle, seçim sonuçlarına şüpheyle bakan, AKP’nin aldığı oylarda bu faktörlerin etkisini sorgulayan ciddi bir kitle var. 

Başbakan daha evvel de; “seçmenin yüzde 50’sinin AK Parti’ye neden oy vermediğini bilimsel olarak araştırıyoruz” demiş, bu sözlerin etkisiyle gözler AKP oylarından, diğer yüzde 50’nin oylarına çevrilmiş, yukarıdaki tartışma başka zemine kaymıştı. Uygulama ve konuşmalarıyla o ‘diğer’ kesimin duyarlılıklarına ilgisiz olduğu ortada olan Başbakan’ın, bu sözlerinin sebebi, konuyu başka zemine taşımak mıdır acaba..? 

Aslında Başbakan’ın sözleri, muhalefet partileri için bir ipucu niteliğindedir. Son yıllarda gerek seçmen sayılarında, gerekse AKP oylarındaki artışı, bilimsel olarak araştırmalarında ciddi faydalar vardır. 

Bu kaygılar tamamen asılsız dahi olsa, seçmen kayıtlarının İçişleri Bakanlığı’nın, yani dolaylı olarak iktidarın kontrolüne verilmiş olması dahi kabul edilebilecek bir durum değildir. Tüm bu kaygıları bir ölçüde hafifletebilecek nitelikteki parmak boyama işleminin kaldırılması ise tam aksine kaygıları beslemektedir. Birkaç milletvekili için ‘yemin krizi’ yaratan muhalefetin, onlarca vekilliğe sebep olabilecek böylesi bir konuda yıllardır tepkisiz kalması ise, anlaşılır gibi değildir. 

Başbakan bilmelidir ki; diğer yüzde 50 duyarlılıklarının önemsendiğine inanmadığı gibi, AKP’nin öteki yüzde 50’yi gerçekten temsil ettiği konusunda da ciddi kaygılara sahiptir.