Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Şubat ayına sayılar misafir olduğunda

Şubat ayına sayılar misafir olduğunda
 

Dünyadan Şubat geçer her yıl...


Ey Şubat! Ayların en genci… En süslüsü… 30’undan çalınmış günleriyle, hep en deli dolusu… Sevdaları şiire giydiren ay… Ey Sen! Sevgilileri öptüren 14. Günüyle, gelen…
Ne Şubat’lar geldi geçti dünyamızın ve Türkiye’mizin kalbinden…
Sene 1895’ti henüz girmişti bir yaşına Şubat ve Lumiere Kardeşler, sinematografı icat ettiler… Sene 1979’du… 1979 sabahında ki ilk günüydü Şubat’ın; Abdi İpekçi, hain bir saldırıyla öldürüldü… Girişimlerin, yeniliklerin, eylemlerin sayısı “1” aya damgasını vurmuştu.
Douglas Forbes’in “İnsanın Pin Kodu” isimli kitabında, sayıların insanlara, üstlerinde yarattıkları etkilerle bir karakter verdiklerinden bahsedilir. Belki sayılar, aylara da ruh veriyordu diyerek başladığımız Şubat kronolojimizde güçlü bir kendi değerini takdir etme duygusu ve aynı zamanda benmerkezciliğe, orijinalliğe ve yaratıcılığa doğru bir eğilimi olan “ 1” sayısını geri de bıraktık… Ta ki ayın 10. , 19. ve 28. Günlerinde dünyaya getirdiklerine gelene dek ona veda ediyoruz.
Ardından “2” geldi… Douglas Forbes’in tanımıyla 1’i besledi… 1’in uçuculuğuna duygusallık kattı… Gün geldi sene 1495’e vardı ve duygusal adam, duygulu bir günde vefat etti… Adı; Cem Sultan’dı. Şair şehzadeydi… Ömrü boyunca çevresinde hep aydınlar oldu… ABD, Şubat’ın 2’sinden hız aldı ve 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı’na girdi… Sene 2004’dü… Ayın en acı dolu günüydü; Konya’nın Selçuklu ilçesinde 11 katlı Zümrüt Apartmanı yapım hatası nedeniyle çöktü… 92 kişi başka Şubat’lar göremedi…
“3” düzenleyici, fanatik, organizatör, bazen de acımasızdı… Belki de bu yüzden 3, 1468 yılında Şubat’a vardığında Matbaa’nın mucidi Johannes Gutenberg’i bizlerden aldı… O, göremedi bizim Şubatlarımızı bir daha ama matbaa makineleri sonsuz Şubat’lar da yaşadı… 1934 yılında her şeyi organize etmeye devam etti… Atina’da, Türkiye, Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya arasında Balkan Paktı imzalandı… Acımasızdı ya hiç tereddüt etmedi; 1971 Yılında 11 OPEC ülkesi, petrol alıcısı ülkeleri fiyatları arttırmakla tehdit etti…
“4” bütünleyiciydi, bireyseldi, sıra dışıydı… Biraz da muammalıydı… Türkiye 1975 yılının 4 Şubat’ında 1, 5 saat süren elektrik kesintileriyle karanlığa gömüldü… 1994 yılında İngiltere 17. Yüzyıldan kalma tarihi parlamento binasının yanışına şahit oldu…
“5” Mucitti… Ruhunda nezaket, analitik düşünce, mantık, keskin dil, asilik ve gerilim vardı… 5 Şubat 1852’ydi… İstanbul’da bir bebek dünyaya geldi. Bebeğin adı; Abdülhak Hamit Tarhan’dı. “Makber” ve “Eşber” gibi pek çok şiiri bu topraklarda yaşamına devam etti… Keskindi dili 5’in ruhuna kapılıp giden Şubat’ın ve sene 1976’da Uçak firması Lockheed, Türkiye'de rüşvet verdiklerini açıkladı. 1937 Şubat’ında Anayasa'nın 2. Maddesi'nde yapılan değişiklikle, altı ilke Anayasa metnine girdi: "Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve İnkılâpçıdır. Resmi Dili Türkçe, başkenti Ankara şehridir."
“6” yeniden doğuş gibiydi… 4 ve 5 in karmaşasını temizleyendi… 20 yaşında genç bir gelinken 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında, kahramanca çalışan, unutulmaz Nene Hatun TBMM tarafından maaşa bağlandı. 1921 kışının 6 Şubat günü Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi günlük olarak çıkmaya başladı. 1945 yılında dünyaya bir ses doğdu… Jamaikalı raggae şarkıcısı Bob Marley… Yıllardan 1958’di ve Münih Havaalanı’nın pistinde bir uçak kazası meydana geldi. Öyle bir kaza ki Manchester United takımından yedi futbolcu ve sekiz gazeteci öldü. 1974 yılının 6 Şubat’ıydı, Türkiye Yazarlar Sendikası kuruldu…
“7” idealist bir sayıydı… Üstelik kararlı, ılımlı, tutkulu ve tarafsızdı da… Belki de bu yüzden tutkulu bir karar verildi ve 1973 yılının 7 Şubat’ında TBMM’de kabul edilen yasayla Maraş iline kahramanlık unvanı verildi. O, artık Kahramanmaraş’tı… Kurtuluş Savaşı’nın cesaretini yüzüne yansıtan şehirdi… 80’li yıllardı, uzayın kapıları zorlanıyordu. 1984 yılında yine bugün ABD'li astronot Bruce McCandless, uzayda ilk kez serbest yürüyüş yaptı. 1995 yılına varıldığında ise Uzay mekiği Discovery, Rus uzay istasyonu Mir ile tarihi buluşmasını gerçekleştirdi.
“8” güvenilirdi… Dengeli, sabırlı, destekleyici, akıllı, deneyimli, hesapçı, buyurgan ve zaman zaman da kurbanı oynayan… Destekleyici 8, 1870 Şubat’ında 32 kız öğrenciyi öğretmen olma yoluna adım attırttı…Kız öğretmen okulu Dar-ül Muallimat açıldı. 1921 yılında Antep’e, Meclis tarafından “Gazi” unvanı verildi. 1935 yılı milletvekili seçimlerinde, Türk kadını ilk kez seçme ve seçilme hakkını kullandı… TBMM’ye 18 kadın milletvekili girdi… 8 Şubat 1963 günüydü; günlerden buyurgandı… Irak'ta, Abdüsselam Arif'in önderliğindeki Baas'çı subaylar yönetimi ele geçirdi. Başbakan Kasım öldürüldü. Kurbanı oynuyordu 8! Ve 1990 yılında Amasya'nın Merzifon İlçesi'ndeki Yeniçeltek Kömür İşletmesi'nde grizu patlamasında 68 kişi ölüyordu…
Ve günlerden “9”… Özü çocuk… Her şeye meyilli… Şansa da açık, şanssızlığa da… Biraz aklı karışık, biraz tutarsız ama benzersiz… Hassas, kibirli, inatçı, düşünmeden hareket edebilen… Sürprizlerle dolusun 9! Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’yi aldın bizden… Farkında mısın yine düşünmeden hareket ettin 9? Sene 1881 ve klasik edebiyatın en önemli yazarları arasında gösterilen dünyaya mal olmuş yazar bize veda etti… Şansa da açıktır 9 ve ondan olsa gerek 1441 yılının Şubat’ında Türk şairi Ali Şir Nevai doğdu. Asırlar arasından çok Şubat’lar geçti ama O, hiç unutulmadı… 1975 yılıydı çocuk ruhuna uygun bir parça kulaklara kazındı… “…bu kaçıncı sevgi, belki 45, 50/ben bildim bileli/ kalbim sen delisin delisin./hiç mi ders almazsın, /bir an bos durmazsın, /fikrimi sormazsın, vallahi delisin…” TRT düzenlediği Eurovision Yarışması’nın elemelerini sonuçlandırdı… Semiha Yankı’nın “Seninle Bir Dakika” adlı parçasıyla Cici Kızlar’ın “Delisin” adlı parçaları birinciliği paylaştı. Kura sonucu, Semiha Yankı Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı… Biraz da aklı karışıktı ya “9”un; bir ralliciyi trafik kazasına kurban edebildi… 1993 Yılında Renç Koçibey, Gebze yakınlarında trafik kazasında hayatını kaybetti.
Şubat asırlık ve rutin gidiş gelişlerini sürdürürken dünyaya, sayılar bir araya gelmeye devam ettiler. Birbirilerine dokunup kendilerini doğurdular…
Şubatın 10’u geldi… 1 ve 0 kendilerinden 1’i doğurdu… 1 ruhu vardı yeni günde de… Douglas Forbes’in sayılara kattığı ruhla geldik ayın 10. gününe… Büyüyünce, siyasete sanatla bakacak bir adam dünyaya, gözlerini açtı… 1898 yılının Şubat ayıydı; Bertolt Brecht, Augsburg’da dünyaya geldi. Yıllar sonra Epik Tiyatro’nun kurucusu oldu… Dünyaya mal olacak bir oyun yazarının doğum günüyle aynı gün, fakat başka bir tarihti… 1837… Rus yazar Aleksander Puşkin hayata veda etti… 10 Şubat’ın gelişiyle kaybettiğimiz hayatıydı ama o hep yazılarıyla yaşamaya devam etti. 1979 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 1, 5 aylık bir bebek Türkiye’nin ilk açık kalp ameliyatının kahramanı oldu…
Şubat 11; yeniden 2 ruhlu bir gün… Duygusallığı, Nobel Barış Ödüllü bir liderin özgürlüğüne kavuşmasıyla kendini belli ediyor… Nelson Mandela… O, Güney Afrika’da ırkçı rejime karşı savaşan Afrika Ulusal Kongresi’nin Lideri… Sene 1990 günlerden 11 Şubat ve O, artık özgür… 1847 yılında bugün dünyanın tarihini değiştirecek bir adam dünyaya geldi. Thomas Edison doğduğu karanlık sokakları “Ampul”le aydınlattı… 1936 yılında İstanbul hiç görmediği kadar kar gördü… Kar fırtınaya dönüştü, binalar yıkıldı, 120 kadar tekne battı ve Unkapanı Köprüsü parçalandı… 1979 yılının Şubat ayında İran’da Humeyni yanlıları Başbakanlık binasını ele geçirdi, Şah'ın Başbakanı Bahtiyar istifa etti.
Şubat 12; 1 ve 2’nin sevdalanıp 3’ü doğurdukları gün… 12 Şubat dünyaya en büyük darbesini 1804 yılında vurdu… Dünyadan asla ölmeyecek biri daha gitti… Materyalist felsefenin kurucusu ve eleştirel felsefenin babası olarak kabul edilen, düşünür Immanuel Kant, 1804 yılında hayata veda etti. 1969 Şubat’ında ise Türkiye gözyaşlarına boğuldu… Bizim ölmezlerimizden biri daha ülkemize veda etti… O, Tiyatro ve sinema sanatçısıydı… O, Türk sinemasının “Horoz Nuri”siydi… 12 Şubat 1969’un bizden aldığı Vahi Öz’dü… Tam 2 yıl olmuştu Vahi Öz öleli… Tofaş Bursa’da bir otomobil fabrikası açtı… Fabrika Fiat lisansıyla bir zamanların gözde arabası Murat 124 tipi otomobillerin üretimine başladı… 1976 yılında bir tarihi hatıramız daha son buldu… İstanbul’da tarihi Direklerarası’nın Naşit Tiyatrosu sünger deposu oldu…
Ayın 13’ü de her sene bize uğramaya devam etti… 1934 yılında gelişi edebiyatımızı yasa boğdu… Edebiyat-ı Cedide’nin önde gelen temsilcilerinden Cenab Şahabettin’i 64 yaşında kaybettik… 1925 yılında 13, uğursuz anılmasını doğrularcasına şiddetle geldi Osmanlı’ya… Şeyh Said ayaklanması başladı… Pek girişimci bir gündü… 1995 yılında ilk Türk Füzesi, Konya- Karapınar Füze- Fırlatma Üssü’nden başarıyla fırlatıldı…
“1” ve “4” Senelerden bir gün, Şubat ayında hiç bir ayda sevişmedikleri gibi seviştiler… Dünyaya başka ruhlu bir “5” getirdiler… Öyle bir 5 ki; Özünde sakladığı mucitlikten “aşkın günü”nü doğurdu… Elementi havaydı 5’in bu yüzden de uçucuydu… Dışa dönük, nazik, entelektüel, zor, mizahi ve karşıttı… 270 yılının 14 Şubat’ında Aziz Valentinus adlı rahip, Roma İmparatoru II. Cladius tarafından idam edildi. 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius, 14 Şubat’ı 'Aziz Valentin Günü' ilan etti. 'Aziz Valentinus Yortusu', 19'uncu yüzyıla gelindiğinde ABD'li Esther Howland'ın ilk 'Sevgililer Günü' kartını göndermesinden bu yana farklı biçimde kutlanmaya başlandı. Tüm dünyada; Sevgilileri, bir akşam yemeğinde, sürpriz bir planda buluşturan… Hediye çılgınlığı yaratan, elleri hiç tutulmamışçasına tutturan bir gün olup çıktı 14 Şubat… Ama bununla kalmadı… 14, Şubat’a geldiğinde dünyaya bambaşka şeyler de kattı… Bunlardan birisi ise tam da günün anlamına uygun bir buluştu… ABD’li bilim adamı Alexander Graham Bell, 1876 yılında “Telefon”u icat etti… Bu icadın zamanının Sevgililer Günü’yle bir olması insanı gülümsetiyor. Ne de olsa gün geldi telefon mektupların yerini aldı… En azından internet, telefonun gücünü azaltana dek bu böyle sürdü gitti… 14 sayısı Şubat ayına Venüs görünümlü bir yüz vermişti sanki… Dünya, sanatsal olaylara şahitlik etti… 1931 yılının 14 Şubat’ın da Türkiye Güzeli Naşide Saffet Hanım, Avrupa’da Güzel Göz Kraliçesi seçildi… 1951 yılında dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret 10 yaşındayken Paris’teki ilk piyano resitalini verdi. 2004 yılında ise Türk Yönetmen Fatih Akın, “Duvara Karşı” filmi ile Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülü alarak bizleri onurlandırdı.
Günlerden 15 Şubat; Kova burcu için söylenen dâhilik kavramına inanmamak elde değil… Dünyaya gelen bebeğin ilerde yapacaklarına da bakın… 1564 yılının 15 Şubat’ı İtalya’nın Pisa şehrinde, döneminin tanınmış müzisyenlerinden Vincenzo Galilei’nin bir oğlu oldu. Bu bebek asırlar sonra bugün hala Modern fiziğin ve teleskopik astronominin kurucusu olarak anılan Galileo Galelei’nin ta kendisidir…
Şubat’ın kapısını 16’ının çaldığı yıllardı… 1925’in 16 Şubat’ında sonradan Türk Hava Kurumu adını alacak olan Türk Tayyare Cemiyeti kuruldu… Tam da bundan 8 yıl sonra Türkiye ilk Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey’i kaybetti… 1959 yılıydı ve Fidel Castro, Küba Devlet Başkanı olarak yemin etti… Türkiye 1988 yılında alışılagelmiş garipliklerinden birini yaşadı ve televizyonda kanser tedavisi ile ilgili programı izleyen bir hastanın trajikomik ölümüne şahit oldu. Hasta, zakkum yapraklarını kaynatıp içmişti… Yine başka bir yılın 16 Şubat’ında Terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan, Nairobi’de yakalanarak Türkiye’ye getirildi…
Şubat’a 17 güvenilir 8’in ruhuyla geldi… Buyurgan 8 ruhu Dünya üzerinde bir çınarı daha devirdi… Bütün hayatını ülkesinin milli bağımsızlığına adayan, askeri dehasını bütün dünyaya ve bizzat ebedi düşmanı Rus yüksek makamlarına dahi kabul ettiren Şeyh Şamil 1871 Şubat’ında vefat etti… Ayın 17’si tüm destekçiliğiyle 1926 Şubat’ında kadınların yanındaydı… Türk Medeni Kanunu kabul edildi… Dört yıl sonra aynı gündü ve Türk Gazeteciler Birliği kuruldu (1930)… Gerçek bir ölümden tam iki yıl önceydi… Başbakan Adnan Menderes ve beraberinde ki Türk heyetini Londra’ya götüren THY’nin “SEV” uçağı düşüyordu… 14 kişi yaşama veda ederken Adnan Menderes kurtuluyordu… 17 Eylül 1961’de asılarak öldürüldü… 8 hesapçı davranmış ve bu ölümü yine kendi ruhunu taşıyan bir Eylül ayına mı bırakmıştı? “Kimseye dargın değilim... Kırgınlığım yok. Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum...” dedi ve gitti Adnan Menderes… Sene 1984 oluyordu ülkemizde ve bu sefer de Avusturya’da yapılan Avrupa Güzellik Yarışması’nda Neşe Erberk birinci seçiliyordu… Şubat’ın 17’si böylece bize gülümseyerek veda ediyordu…
Ve 18… Çocuk ruhlu 9’un babası… 9, 1564 Şubat’ına vardığında dünyada yine bir ölümün resmi beliriveriyor gözlerimizde… Kaybedilen yine çok büyük… O, hiç ölmeyecek olanlardan… O, Rönesans dönemi heykeltıraş ve ressamlarından… O; Michelangelo… Sene 1451, Osmanlı İmparatorluğu’nun tahtına bir efsane doğuyor… Yedinci Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet tahta çıkıyor… Çok değil iki sene sonra bize güneşli günler getirecek… Efsaneler şehri İstanbul’u fethedecek… Sene 1564’dü… Hristiyan âlemi, Protestanlığın kurucusu Martin Luther’ı kaybetti… 1856 yılıydı ve Osmanlı İmparatorluğu’nda Islahat Fermanı ilan edildi… Yıllar sonra Osmanlı Devleti, son tarihçisi Abdurrahman Şeref Bey’i 1925’in 18 Şubat’ın da kaybetti… Bugünden yarım asır önceydi… Sene 1952… Türkiye, NATO’ya kabul edildi… TBMM’nin 18 Şubat’ta ki onayının ardından Türkiye, 21 Şubat günü NATO üyesi oldu…
Sayılar birbirleriyle toplanıp yine kendilerine dönüşüyorlar… 19 sayısının önce 1 ve 9 un toplamından 10 olması ve ardından 1 ve 0’ın toplamından 1 olması gibi… Yani biz yeniden 1’den 9’a kadar sayıların etkilediği günlerimize gidiyoruz…
19 Şubat; Sene 1405 Aksak Timur ya da Timurlenk olarak da tanınan, kendi adıyla anılan imparatorluğun kurucusu Timur hayatını kaybetti… 1915 yılında itilaf devletlerinin Çanakkale’ye denizden yaptıkları saldırı püskürtüldü… 1956 yılında ittihat ve Terakki Fıkrasının son Genel Sekreteri Mithat Şükrü Bleda hayata veda etti… 19 Şubat, şimdilerde çok sevdiğimiz bir sanatçının, kendisi de müzisyen olan babasını aldı...1987 yılında Gitarist ve şarkıcı Yurdaer Doğulu İstanbul’da yaşamını yitirdi…
20 Şubat’ın geldiği yılın adı 1970… İstanbul’da Avrupa ve Anadolu yakasını birleştirecek köprünün temeli atıldı… OGS’den önceydi… Kadıköy ve Beşiktaş’ın aşkları platonikti… Boğaziçi Köprüsü onları birbirlerine sonsuza dek bağladı… Sene 1914…İstanbul, mağazalardan en sevdiği kemeri aldı… İlk elektrikli tramvay sefere başladı… Türkçe’ ye çok fazla dil karışmıştı… Dünya Globalleşiyordu… Sene 1928’di ve vatandaşları Türkçe konuşmaya teşvik toplantısı yapıldı… Türk parasının kıymeti korunmalıydı… 1930 yılının 20 Şubat’ın da Türk Parası’nın Kıymetini Koruma Kanunu kabul edildi.
21 de diğerleri gibi her sene Şubat ayına ve senelere uğramaya devam etmişti… Sene 1927’de tam da bu buluşmaya denk gelen şey; Mustafa Kemal Paşa’nın “ Time” dergisine 2. Kez kapak olmasıydı. 1993 yılında Bayan Voleybol Takımımız yüzümüzü güldürdü ve 21 Şubat’ta Avrupa Konfederasyon Kupası’nda ikinci oldu. 2000 yılında ilk cinsellik dersi, pilot olarak seçilen Eminönü Atatürk İlköğretim Okulu’nda verildi.
22 Şubat, sene 2005 Türkiye’de felsefenin kurumsallaşmasına ve Türkçenin felsefe dili olarak gelişmesine katkılarından ötürü Türkiye Bilimler Akademisi Hizmet Ödülü’nü alan bir felsefecimizi kaybettik… Prof. Dr. Nermi Uygur… 1942 yılında Milli Mücadele Dönemi Edebiyatı’nın unutulmaz ismi Halide Edip Adıvar, “Sinekli Bakkal” adlı romanıyla CHP Sanat Mükâfatı’nı kazandı. 22 Şubat 1972’ydi Yeşilköy Havalimanı’nda ilk gümrüksüz alışveriş mağazası olan “free shop” açıldı.
Günlerden 23, günün ruhunda gerilim var… Sene 1942… Avusturyalı yazar Stefan Zweig, 1942’de Brezilya’nın Petropolis kentinde eşiyle beraber intihar etti. O, “Dünün Dünyası” isimli kitabında eski günlere olan özlemi dile getirir… Hiçbir şey 1900’lü yılların başındaki gençlik yılları gibi değildir… Dünya asla eskisi gibi olmayacaktır… Düşler kırıldı… Bir yazar dünyaya eşiyle beraber isyan etti… İsyanının adı vedaydı… 1971 yılı, Zweig’in ölümünden 29 yıl sonra Türkiye ünlü şair ve yazarı Halit Fahri Ozansoy’u kaybetti. 1978 yılının 23. Şubat’ın da Çağdaş Gazeteciler Derneği kuruldu. 1994 yılında Türkiye’de cep telefonu şebekeleri hizmete açıldı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı… 1997 yılında dünyada genetik kopyalama yöntemiyle üretilen ilk memeli “Dolly”, İskoçya’da ki Roslin Enstitüsü’nde kopyalandı… 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, sakallı, türbanlı ve kimliksiz öğrencilerin yerleşke ve binalara girişini yasakladı… O günden sonra bu hep bir tartışma olarak kaldı…
24 Şubat geldi hoş geldi. 1977’de bize büyük bir onur verdi. Prof. Dr. Feza Gürsey, Oppenheimer Fizik Ödülü’ne değer bulundu. Gürsey, ödülünü ABD’li fizikçi Sheldon Lee Glashow ile paylaştı. 1848 yılında Fransa’da geçici hükümet kurularak ikinci cumhuriyet ilan edildi… Ve 1954 İstanbul böyle bir kış görmedi… İnsanlar İstanbul Boğaz’ının sularında yürüdüler… Tuna Nehri'nden Karadeniz'e, oradan da İstanbul Boğazı'na inen buz parçaları, tabakalar halinde tüm Boğaz'ı ve limanı kapladı, deniz trafiği durdu…
“Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider…”
1964’ün 24 Şubat’ı… CHP’nin “Parti Sanat Mükâfatı” adıyla düzenlediği yarışmada Cahit Sıtkı
Tarancı “Otuz beş Yaş” Şiiriyle birinci oldu…
Günlerden 25 Şubat… Gümilcine’ye bağlı Eğridere köyünde bir bebek doğdu… Henüz Osmanlı İmparatorluğu yıkılmamıştı… Sene 1907 idi… Bu bebek yıllar sonra yani cumhuriyet döneminin ilk yıllarında verdiği eserlerle “gerçekçi edebiyat akımı”nın öncüsü oldu… Yazar Sabahattin Ali… Sene 1950 yine bir 25 Şubat’tı… Çoruh ilinin adı Artvin olarak değiştirildi… 1991’di… Varşova Paktı Feshedildi… Ve 25 Şubat, 1996 yılında bizden ünlü bir iş adamımızı aldı… Vehbi Koç vefat etti…
26 Şubat gelmişti. Ülkemize her geldiğinde ayrı rüzgârlar estirmişti. 1961 yılında geldiğinde yanında Hasan Ali Yücel’i de götürdü… O, eski Milli Eğitim Bakanlarından ve Türk aydınlanmasının öncülerindendi… Hem öğretmen hem de yazardı… Üstelik oğlu da edebiyatımızın en ünlü şairlerinden biri oldu. O, Can Yücel’in babasıydı… Eğitim sistemimizin duayeni idi… Can Yücel “Ben en çok babamı sevdim” isimli şiirinde şöyle der;
“Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla – ha düştü, ha düşecek Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.

Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici – hep, hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti…”
2 ve 6 sayılarının birleşiminden şubata ruh katan 8 sayısı sonun ya da tamamlanmanın sayısıdır. Her son bir tamamlanmadır aslında… Vakit 8’e geldiğinde insanlarda zorluklar ne olursa olsun bir işin tamamına ermesi hissi uyanır… Belki de bu yüzden 1967 yılının 26 Şubat’ında ABD, 25 bin askerle Vietnam Kurtuluş Cephesi’ne karşı saldırıya geçti… Yine bir 26 Şubat günü 1976 yılında, Türkiye ile ABD arasında Savunma İşbirliği Anlaşması imzalandı. 1984 yılıydı… Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil, 57 yaşında Ankara’da yaşamını yitirdi. 1994 yılında ise 26, Şubata geldi ve bizden Tarık Buğra’yı aldı…
Günlerden 27 aylardan Şubat… 9 saf, masum güvenmeye eğilimli doğasını bize yansıtmaya devam ediyor… Acemi şansıyla dünyanın kimi ülkelerine yardım ediyor… 1917 yılında Rus Çarlığı çöküyor… 1936’da Nobel tıp Ödülü sahibi İvan Pavlov hayatını kaybediyor. 1937’de ise Özel girişimce inşa edilen ilk Türk gemisi “Belkıs”, Haliç’te denize indirildi. Ve 1947… Çağdaş Türk Karikatürü en önemli isimlerinden birini kaybediyor… Cemal Nadir Güler yaşamını yitiriyor… 1964 yılında Coca – Cola’nın dünya üzerindeki 1109’uncu fabrikası İstanbul’da açıldı. 1988 yılında Türkiye’de ilk yapay kalp ameliyatı, Ankara Üniversitesi Tıp fakültesi İbni Sina Hastanesi’nde yapıldı. Hasta, gerçek kalp bulunamaması yüzünden bir süre sonra hayatını kaybetti.
Şubat, kendisini asla bırakmayan sayılarından sonuncusuyla buluşuyordu. Ay 28’e çalıyordu… Ve 1945 yılında Türkiye, Birleşmiş Milletler Beyannamesi’ni imzalıyordu… 1978 yılının 28 Şubat’ında ise Orgeneral Kenan Evren, Genelkurmay Başkanı oluyordu… 28, 1984 yılına geldiğinde bizleri şaşırttı… Kız öğrencilerin 19 Mayıs gösterilerinde şort giymeleri yasaklandı… Bundan tam 2 yıl sonraydı... Ülkesinde ve dünyada sosyal demokrat hareketin önemli bir sembolü olarak görülen Olof Palme öldürüldü… 1994 yılında ise Nato ilk saldırısını Sırplara karşı gerçekleştirdi. 1997 yılında MGK’nun dokuz saat süren toplantısında “28 Şubat kararları” alındı. Bu kararlar, irticayı Türkiye’nin önündeki en büyük tehlike olarak saptadı… MGK’da, Atatürk ilke ve inkılaplarının ödünsüz uygulanması kararı verildi… 2003’ün 28 Şubat’ın da ise Ankara bir numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi, kapatılan DEP’in dört eski milletvekilinin yeniden yargılanma istemini kabul etti.
Ve Günlerden 29 Şubat… Şubat’ın en şakacı günü… Dünya üzerinde 4 yılda bir şubata uğrayan sayılardan 29… İrlanda da bu tarihin özel bir anlamı vardır. İrlandalı iki Aziz St Patrick ve St. Bridget evlenme teklif etme hakkının dört yılda bir kadınlara ait olmasına karar verdi. St. Patrick “Bari uzun yıllar kadınların olsun” dedi. Evde kalmış kızlara özgü sayılan, “29 Şubat” zamanla kibarlaşarak, “Dünya Bekârlar Günü” halini almıştır… Şubat’ın 29. Günüyle ilgili ilginç tespitler yapmak mümkündür. Mesela; Bir yıl eğer dörde bölünüyorsa o yılın şubat ayı 29 çeker. Ama bu bölünen yıl, dördün yanı sıra aynı zamanda 100'e de bölünebiliyorsa, o zaman Şubat 29 çekmez. Ancak bu 100'e bölünen yıl 400'e de bölünüyorsa Şubat 29 çeker. Örneğin 2000 yılı. Hem 100'e hem de 400'e bölünür. Aslında 29. Günün, Şubat ayındaki şakaları hiç bitmez. 29 Şubat’ın 28 yılda bir Pazar’a kavuşması da bu tespitlerden biridir. Ve 29 Şubat kimsenin doğmak istemediği gündür… 4 yılda bir gelen doğum günleri insanı eksik hissettirir…
 
Toplam blog
: 18
: 984
Kayıt tarihi
: 14.04.07
 
 

Yazmak uzun soluklu bir süreç bende; tarihini hatırlamadığım kadar küçükken başlayan, asla vazgeç..