Sucuklu yumurta, rakı ve darbe planı

Senin Darben Benim Darbem Mantığı

Gündeme “darbe” düştüğünden beri tâkip ettiğim açık oturumlarda konuşulanları dinleyince bâzen hayrete düştüm, bazen de sinirlendim. Cahil desen cahil değiller aslında. Söylediklerinden hareketle tespitim şu: Bu “kazık” kadar adamlar tarafgir. Çoğu hukuk adamı olmasına rağmen meseleye durdukları yerden bakıyorlar, dünya görüşlerinden hareketle konuşuyorlar.

Evrensel hukukun “guguk kuşu” kadar kıymet-i harbiyesi yok nazarlarında. 27 Mayıs 1960 Harekâtı darbe değil ama; 12 Mart 1971 Harekâtı darbe, 12 Eylül 1980 Harekâtı darbe ama; 28 Şubat 1997 Harekâtı darbe değil,
gibisinden bir mantık yürütüyorlar.

“Senin darben kötü, benim darbem iyi.” mantığıdır bu. Diğer bir deyişle “bu tipler”in dünya görüşüne mensup kişilerine hangi darbe zarar vermişse o darbe kötü, hangi darbe hiç “ilişmemiş”se o darbe iyi. Yahu bu “iş”in bir objektifliği (nesnellik) yok mu? Kim ve nasıl kabul eder caddesinin sokaklarında Çevik Bir’in tanklarını? Asfalta yazık yahu!

[Dipnot-1: Emin’in Çölaşan karısı Tansel’in Danıştay Başsavcısı iken 8 Mart 2008’de Ankara Barosu tarafından düzenlenen “Kadın Olmak” konulu sempozyumun “Hukukta Kadın” başlıklı oturumunda söylediği bir sürü saçma sapan sözün içinde özellikle şu cümlelere bakın: ''Kimse idam cezasını istemez ama o dönemde bunlar (Menderes ve arkadaşları) idam edildiğinde toplumsal bir coşku vardı. 27 Mayıs'ı burada ihtilal olarak görmek hata olur. 1960 ihtilali aslında bir devrimdir.'' ]

Yüzbaşı Dündar Seyhan’ın 27 Mayıs Öncesi Planları

Yıl 1954. Sonbahardan herhangi bir akşam. Yer Uçaksavar Okulu Gazinosu. Yüzbaşı Dündar Seyhan sucuklu yumurtayla ile rakı içiyor ve arkadaşı Orhan Kabibay’la (Ki Orhan Kabibay, 27 Mayıs 1960’da darbeyi yapan
Milli Birlik Komitesi’nin 38 kişilik heyetinde kurmay yarbay rütbesiyle yer alacaktır.) “memleketi kurtarma” (daha doğrusu DP’den kurtarma) planları yapıyorlar.

Sonradan kaleme aldığı kitabının (Gölgedeki Adam) 42. sayfasında ilk paragrafında aynen şunları dile getiriyor: “1954 sonbaharında bizi ihtilal yapmak üzere karara götüren saik, o günkü iktidarın bidayetten (başlangıç) beri devam edegelen sakim (bozuk; yanlış, eksik) tutumu değildir. Mevcut idarenin, Türkiye’nin tasavvur ve tahmin ettiğimiz istikbalini tahakkuk ettirmekten çok uzak davranışlarının da, elbette ki böyle bir kararın alınmasında payı var.”

Böyle bir “darbe planı” deşifre edilseydi kod adı “sucuklu yumurta ve rakı ” olurdu herhalde (!)

Plan Üstüne Plan

Yıl yine 1954. Dündar Seyhan ve Orhan Kabibay’ın darbe yapmak için kurduğu komiteye Orhan Erkanlı, Ahmet Yıldız, Faruk Güventürk… gibi genç subaylar katılır. Diğer yandan Ankara’da Talat Aydemir, Sezai Okan, Osman
Köksal gibi subaylar ayrı bir grup kurarlar. 1957 yılında bu iki grup birleşir.

Bu “darbe platformu” erken seçim kararı alan (27 Ekim 1957) DP’nin seçimi kaybedeceği tahmini üzerine bir plan yaparlar: 29 Ekim 1957’de Cumhuriyet Bayramı törenlerinde zırhlı birlikler ile törendeki DP’lileri tutuklayarak idareye el koymak. Fakat 1957 seçimlerinden de DP iktidarı çıkınca darbe planı 1958 yılına
ertelenir. 16 Ocak 1958’de “darbe planlayıcıları” deşifre edilir. Böylece planlar 27 Mayıs 1960 sabahına kadar sümen altı edilir.