Sultanahmet saldırısının şifresi

Yılbaşından birkaç gün önce Ankara’da düzenlenen bir operasyonla Yılbaşında canlı bomba eylemi hazırlığı içerisinde olan IŞİD militanlarının yakalanması yüreklere su serpmişti. Ancak terör örgütleri eylem planlarının deşifre olması ve teröristlerin ele geçirilmesinin ardından mutlaka ses getirecek bir eylem gerçekleştirmek suretiyle kendilerince güç ve akıl gösterisi yaparlar.

“Terörün dili, dini ve milliyeti olmadığını, terörün insanlar arasında kadın, erkek, çocuk, yaşlı, diye cinsiyet, zengin fakir, köylü, kentli, âlim, cahil ayırmadığını artık herkes biliyor. Terörün bir şekilde arkasında, yanında hatta içinde olan bilmelidir ki, terör bir gün kendilerinde kapısını çalacaktır.” Bu terör ile ilgili hemen her konuşmamızda, yazımızda anlattığımız “terör biyografisidir.”

Sonunda terör ne yazık ki, terörizme destek ve silah veren ülkeleri ve bu ülkelerin vatandaşları hedef almaya başlamıştır. IŞİD’in Fransa’nın başkenti Paris’te geçtiğimiz Kasım ayında yedi ayrı yerde yaptığı eş zamanlı bombalı saldırının ardından, İstanbul Sultanahmet meydanında Alman turist grubun içerisine girerek gerçekleştirdiği canlı bomba eylemi ile önce Almanya olmak üzere bir kez daha Avrupa’ya mesaj vermiştir. “Bizi desteklemenizi kabul ederiz ama bize karşı güç kullandığınız zaman külahları değişiriz” demeye getiriyor.

Fransa’nın başkenti Paris,yedi noktaya eş zamanlı gerçekleştirilen 153 kişinin hayatını kaybettiği 200 kişinin de yaralandığı silahlı ve bombalı saldırıların ardından, saldırıları IŞİD’in üstlenmesi üzerine da aynı görüşü paylaşmıştım.

Çünkü birçoğu asker olmak üzere IŞİD militanları arasında iki bin civarında Fransız bulunuyor. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Suriye’de Esad’sız bir çözüm konusunda da ısrarlı bir tutum sergiliyordu. IŞİD’e karşı koalisyon güçleri tarafından yapılan hava saldırılarına Fransa’nın katılımıyla IŞİD ağır kayıplar vermişti. Bu nedenle Kasım ayında Paris’te yedi ayrı noktada gerçekleştirilen saldırılar, öncelikli gündemi IŞİD ve Esad’ın geleceğini belirleyecek kararlar alınması olan Antalya’da yapılacak G-20 zirvesinden bir gün önce gerçekleştirilmesi, yüzlerce militanını kaybeden IŞİD’e Fransa’dan intikam almak yeterli bir nedendi.

Paris,Tunus, Ankara ve İstanbul terör saldırıları ile IŞİD terörü artık sadece Ortadoğu ve İslam coğrafyası için bir tehdit unsuru olmaktan çıkmış, Avrupa, Avrupa’nın önemli şehirleri ve halkı içinde bir tehdit unsuru olmaya başlamıştır.

Alman turist grubu hedef olarak seçilmiş;

Şimdi benzer bir durum Almanya için geçerli. Terör örgütlerine en çok silah ve mühimmat satanlar arasında yer alan Almanya, koalisyon güçlerine destek vererek IŞİD’e karşı hava operasyonlarına katıldı. Almanya’nın koalisyon güçlerine destek vermesinin ardından İstanbul Sultanahmet’te Alman turist grubun arasına dalarak canlı bombanın patlatılması tesadüf değildir.

Sultanahmet Meydanı günün her saatinde yüzlerce, binlerce her milletten turistlerin uğrak noktasıdır. Daha kalabalık bir saatte çok daha büyük kayıpların yaşanması muhtemel olmasına rağmen sabah’ın erken bir vaktinde ve sadece yaklaşık 20 25 kişilik bir grubun içerisine dalarak canlı bomba eylemi gerçekleştirmek en büyük hedefleri, infial ve ses getirecek eylemler yapmak olan terör örgütlerinin tercih edeceği bir eylem değildir. Bu nedenle daha kalabalık bir zaman dilimi seçilmemiş, özellikle hedef kitle özerinde canlı bomba eylemi gerçekleştirilmiştir.

Saldırı planlı ve programlı olarak düzenlenmiş;

Yapılan canlı bomba eylemini incelediğimizde, sıradan bir saldırı olmadığı ilk bakışta öne çıkıyor. Saldırının zaman, mekân ve saldırıya maruz kalan kitle bakımından da planlı, programlı ve organize bir saldırı olduğunu görüyoruz.

Canlı bomba eylemcisi teröristin profiline baktığımda da, bu planın işleyişi hakkında açıkça fikir vermekte. Suriye uyruklu olduğu açıklanan canlı bomba eylemcisinin Suriye veya Irak’tan saldırıda kullandığı patlayıcı maddeler ile İstanbul’a gelmiş olması mümkün değildir. Muhtemelen Suriye veya Irak’taki IŞİD komuta merkezlerinden saldırı talimatı almış, IŞİD’in İstanbul’daki sorumlusu ile irtibata geçmek suretiyle patlayıcı malzemeleri ve eylem planını buradan temin etmiş olmalıdır. Emniyet güçleri ve terörle mücadele uzmanlarının olayı derinlemesine incelemesinin ardından da bu sonucun ortaya çıkacağını düşünüyorum.

Terör örgütleri artık kontrolden çıkmıştır, canları yandığında destekçilerini ve efendilerini de tanımamaktadırlar. Artık teröre destek veren ülkeler gruplar ve siyasetçilerin bunu açıkça görme vakti gelmiştir. Bu konuyu özetleyen meşhur bir atasözümüz vardır “çalma komşunun kapısını, çalarlar bir gün seninde kapını” umarız ki bu hain terör saldırısı son olur ve umarız ki, teröre destek verenlere bu olay ders olur ve uyanmalarını sağlar.

İbrahim Halil SİPAHİ

13.01.2016/adana

Twitter.com/ihalilsipahi