Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '09

 
Kategori
Kitap
 

SÜPER CİSİMLE ve BABİL KÜTÜPHANESİ

SÜPER CİSİMLE ve BABİL KÜTÜPHANESİ
 

members.wri.com/.../calabi-yau7.gif


SÜPER CİSİMLER ve BABİL KÜTÜPHANESİ

Son yazımdan bu yana onlarca kitap okudum; bir çok yer, bir sürü insan gördüm; bir çok enteresan olaylar geldi, geçti; neredeyse tarih değişti, tarihler yeniden yazıldı; her seferinde “işte bu yazılır!” diye heyecanlandım; yine de iki cümleyi bir araya getirip yazamadım. Ben yazıncaya kadar olayın heyecanı bitti; yepyeni şeyler gündeme geldi. Bu arada bilgisayarım da değişti. Üstelik hiç alışkın olmadığım yeni bir sistem kuruldu. Kocama ve kızıma göre bu yeni bilgisayar yazmamı daha da kolaylaştıracak çok iyi bir bilgisayardı, hem çok da hızlıydı, çabuk alışırdım. Alışamadım, sevemedim. Gayret ettim, ünlü “farmville” oyunuyla cazip hale getirmeye çalıştım; 32. dereceye geldiğimde canım sıkıldı. “Twitter”da yazma denemeleri yaptım, ünlü köşe yazarlarını izledim, onlar da egolarıyla canımı sıktı. Laf aramızda, ünlü olmayan, sıradan bir çok insan köşecileri cebinden çıkarıyor. Deneme-yanılma yazılarıyla bilgisayarımı öğreneyim diye birşeyler yazmaya çalıştım; yazarken alışkın olduğum motorik basmalarıma klavye bambaşka yanıt verince, kızıp bütün yazdıklarımı sildim. Hevesim kaçmıştı bir kere. Okumaya verdim kendimi.

Son okuduğum kitap o kadar ilginçti ki altını çizmeden, yanına not almadan okumak olmazdı. Bu kez yazmak için azimliyim, başaracağım; yazmak, paylaşmak zorundayım.

Evreni Dokuyan İplikler

Süper Cisimler

Zeynep Camat’ın kitabı Evrim Yayınevinin Bilim Dizisinden yayımlanmış. Kuramsal fiziğe ilgim çok olduğu için, elime geçtikçe konu hakkındaki kitapları okumaya bayılırım. Ne yazık ki, Türkiye’de bu kadar çok yeni çıkan kitap arasında bilim kitapları en az sayıda kalıyor. Camat’ın ilk kitabını bitirdiğimde altın bulmuş gibi sevinmiştim. Bizden bir yazarın kuramsal fiziği sıradan okurun anlayabileceği bir dilde yazması beni çok mutlu etti. İkinci kitabını henüz bitirmedim, ama beni hiç hayal kırıklığına uğratmadan sürüklüyor.

Okurken beni heyecanlandıran pek çok şey oldu. Atom altı parçacıkların büyülü halleri ve davranışları, edebiyat dünyasının büyülü yazarı Borges’i sık sık hatırlattı. Borges’in yanısıra okuduğum bazı mistiklerin yaşamları, düşünceleri atom altı parçacıklarında sık sık karşıma çıktı. Hâlâ da çıkıyor. Bir çok kez de hoş raslantılar beni alt üst etti. Mesela tam <ı>Süpersimetri bölümünü okurken, “Yüzüklerin Efendisi” alt başlığına geldiğimde, eş zamanlı olarak, CERNde önceden iptal edilmek zorunda kalınan deney başlatılmıştı. Bu başlık altında Camat, CERNde yapılacak deneyleri ve Hadron çarpıştırıcısını anlatıyordu.

111. Sayfada <ı>Evreni Dokuyan İplikleri okumaya başladığımda, Borges’in <ı>Babil Kitaplığı zihnimden fırlayıverdi. Bundan sonrasını okurken Mevlana, Borges ve süper sicimler birlikte dans ettiler sanki. O sırada kitapta okuduğum harfler sicimcikler olup titreşerek evrenleri yaratıyorlardı; zihnimde onların uyumunu seyrediyordum. Araya bir yerlerden Itzhak Bentov girdi: “Ben bunların hepsini gördüm, yazdım” dedi, hak verdim. Mutlaka Borges ve Mevlana da görmüşlerdi; onlar da kendi dilleriyle yazdılar.

Borges, Babil Kitaplığı adlı on sayfalık öyküsünde öyle çok şey anlatmış ki, içinden binlerce (biraz abarttım biliyorum) roman çıkarmak mümkün. Zaten okuduğum her öyküsü bana roman tadı verdi. O küçücük sicimler de oluşurken, yok olurken, boyutlar arası gezinirken, enerji alıp verirken, tekrar tekrar evrenleri yaratırken milyonlarcasını yazıyorlar.

Öyküye, “İşte bu sanat aracılığıyla 23 harfin çeşitlemelerini tasarlayabileceksin…” alıntısıyla başlıyor. Yalnız, anladığım kadarıyla, Borges’in alıntılarının kendisinden mi, başka kitaplardan mı olduğunu çözebilen yok henüz. Evren’i kitaplık olarak tarif ediyor, ve sonra altıgen ve birbirlerine benzer evrenleri (kitaplıkları), kitapları, harfleri, harflerdeki anlamları, anlamsızlıktan çıkarılan anlamları, şifreleri, kitaplıklar arası iletişimleri, ilişkileri, benzer kitapları, kopya kitapları; ve herkesin aradığı, sadece söylentiden ibaret olsa da bazılarının varlığından hiç şüphe etmediği, varolan bütün kitapların onun kopyası olduğu söylenen, o herşeyin başlangıcı ve sonu olan yuvarlak kitabı anlatıyor.

Kuramsal fizikçilerin aradığı da böyle birşey: Evrenin nasıl bir yapısı olduğunu, başlangıcını, oluşumunu araştırıyorlar. Bana göre, atom altı araştırmalarda buldukları herşey, fiziği metafiziğe yaklaştırıyor. Bazen şunu çok güçlü hissediyorum: Aranan o şey, üzerinde başlangıcın ve sonun nedeninin bilgisi yazılmış bir sicim, hepimizin DNAsının bir köşesinde öylece duruyor; onun için hepimiz bu bilgiye sahibiz; bazen bir anda, bir şekilde, başka anlatımlarla, aynı bilgiyi söyleyiveriyoruz dilimiz yettiğince. Sonra; evrenler, evrenimiz, galaksiler, galaksimiz, dünyalar, dünyamız ve biz insanlara geliyor düşüncelerim. Ve o zaman diyorum: ”Ne gereksiz, ne anlamsız savaşlar!” Sadece en güçlü olabilmek için… Güç ve ego adına sadece olmayı unutuyoruz.

 
Toplam blog
: 10
: 1123
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

Çok gördüm, çok gezdim, çok yaşadım. Bir arpa yoldan, evvel zaman içinden, ne kaldıysa... Üç sonsuz ..