Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '17

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Sürdürülebilir Ege Üniversitesi, Neden Olmasın?

Ege Üniversitesi ile tanışıklığım da Bornova ile tanışıklığımla aynı tarihe rast geliyor. 1992 yılında üniversite sınavında Ege Üniversitesi’ni kazanınca, ailemle birlikte İstanbul’dan İzmir’e taşındık. O gün bugün Bornova’dayız. Geçen 25 yılda hem Bornova hem de Ege Üniversitesi büyük bir değişim geçirdi. Bornova’da yaşanan değişimleri bir başka yazıya bırakıp bu yazıda Ege Üniversitesi’nin kampüsünde gözlemlediğim değişimleri kaleme almak istiyorum.

4 yıl fakülte, 3 yıl yüksek lisans ve 5,5 yıl da doktora öğrenimim boyunca 12,5 yıl öğrencisi olarak, 2003 yılından bu yana da öğretim üyesi olan eşim ile evliliğim nedeniyle üniversite ile bağım hiç kopmadı. Şimdilerde ise kreşe giden kızımdan dolayı üniversite ile ilişkim daha kuvvetlendi. Her gün onu kreşe bırakıp, kimi gün arabayla, kimi gün bisikletle, çoğu zaman da yürüyerek kampüsten eve doğru yol alıyorum. Her adım atışımda da üniversitenin son 25 yıldaki değişiminin ne kadar olumsuz yönde olduğunu düşünüyorum.

Yıllar içinde her taraf bina ile doldu. Üstelik te bu binaların hiçbirisi üniversitenin kendi kimliğini yansıtacak özgünlüğe sahip değil. Her fakültenin binası birbirinden bambaşka görüntüye ve dokuya sahip. Renkler bile uyumlu değil. Üstelik te bu binalar, ne yağmur suyu depolama sistemine sahip, ne de gri sulardan faydalanmak üzere yeni sistemlere. Ve tabi ne de yeşil çatıya.

Personel-öğrenci sayısının artması ve araç sahipliğinin artması ile her yer ama her yer araba ile doldu. Yapılan yeni otoparklar da yetmedi, kaldırım kenarları da arabalarla dolup taşıyor. Bisiklet yoluna bile arabalar park ediyor. (Bisiklet yolu da zaten evlere şenlik! Türünün tek örneği olmaya aday).

Yol boyu hiç çöp kutusu yok, etraf pek çok yerde pislik içinde. Ama çöp kutusu olan yerlerde de çöpler etrafa atılmış. Yeşil alan düzenlemesiyle ilgili de çok eksikler var.

Özetle söylemeliyim ki; gelinen son noktada çevre adına büyük bir başarısızlık var ve bu durum bir üniversiteye, hele hele Türkiye’nin köklü üniversitelerden biri olan Ege Üniversitesi’ne hiç mi hiç yakışmıyor. Dolayısıyla, kampüsün yeniden ve topyekûn ele alınması lazım.

Kampüste son yıllarda gördüğüm en güzel şey yeşil papağanlar. Her şeyin sanallaştığı, kuşların bile sanal alemde “tweet” atmasına inat, ne güzel cıvıldıyorlar.

Şimdi, “sen üniversite personeli bile değilsin, sana ne üniversitedeki değişimden, olumsuzluklardan” diyenler vardır belki de. Varsın onlar öyle düşüne dursunlar, ben kaliteli yaşam sürmek isteyen birisi olarak etrafımın da güzel olmasını, bana hayat vermesini istiyorum.

Bu düşüncelerim üniversite ile sınırlı değil elbette. Yaşadığım kentin de bütünüyle keşmekeşten kurtulmasını istiyorum. Doktora öğrenimim sırasında sürdürülebilir kentler üzerine okur ve araştırırken, daha insanca yaşayabileceğimiz bir kent özlemi duymaya ve bunun üzerinde düşünmeye başladım. Sonuçta geldiğim nokta şu oldu: Daha güzel, sağlıklı, yaşam kalitesi yüksek, sürdürülebilir bir kentte yaşayabilmenin en kolay ve en kestirme yolu sürdürülebilir üniversiteden geçiyor. Onun için ısrarla “sürdürülebilir üniversitelerimiz olmalı” diyorum.

Üstelik bu görüşlerimi eşim Doç.Dr.Hüseyin Günerhan ile beraber akademik bir makale haline getirdik ve makalemiz Birincilik kazandı. Yani bu görüşlerim tescilli!

Ege Üniversitesinin yeni bir kimliğe bürünmesi ve çevre ve sürdürülebilirlik felsefesinin üniversite kültürü olarak benimsenmesi için yeni atanan rektör Sayın Prof.Dr.Necdet Budak’ı bir şans olarak görüyorum. Atandığı günden itibaren herkesi kucaklayan yaklaşımlarıyla sürdürülebilirliği de benimseme ve kucaklama ihtimalini görüyorum. En azından öyle umut ediyorum.

Daha fazla cıvıltının duyulduğu, arabalardan arınmış, sürdürülebilir bir kampüse ulaşmak çok mu zor? Evet zor, ama imkansız değil. Yeter ki isteyelim, başarabiliriz.  

 

 
Toplam blog
: 87
: 566
Kayıt tarihi
: 02.12.09
 
 

Çevre Bilimi Uzmanı – Peyzaj Mimarıyım. Yüksek lisansımı çevre sorunları ve biyokütle enerjisi üz..