Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

Suriye gerçeğini sorgulamazsak, bedelini öderiz

Suriye gerçeğini sorgulamazsak, bedelini öderiz
 

Suriye’ye karşı Batı dünyasının tepkisinin vitrininde ne var? 

Suriye Devlet başkanı Esat yönetiminin demokrasi taleplerine sırtını çevirmesi… 

Peki, Batı’nın en sıkı müttefiklerinin baş sıralarında yer alan Suudi Arabistan’da demokrasi kaç yazıyor? 

Birleşik Arap Emirlikleri’ne demokratik hak ve özgürlükler kaç okka çekiyor? 

Irak’ta nükleer bomba yapıldığı iddiasına ne oldu? 

Libya’ya saldırının nedeni olarak Batı medyasının ekranlarını süsleyen cilalı sözler ne kadar gerçek? 

Ama artık hepimiz açıkça biliyoruz ki: 

- Saydığımız bütün bu ülkeler zengin petrol kaynaklarına sahiptirler… Ve daha önemlisi bu ülkeler, Suudi Arabistan ve benzeri ülkelerde olduğu gibi Batı emperyalizminin dümen suyunda yürüyen bir uydu siyaseti izlememektedirler. 

İşte işin gerçeği budur. 

Ancak bizi öncelikle ilgilendiren sorun, AKP hükümetinin bu gerçeğin neresinde olduğudur. 

Bugün Türkiye Devleti’ni yönetip yönlendirme yetkisini elinde tutan siyasal gücün ne ölçüde milli menfaatlerimizi koruyup kolladığıdır. 

Bir ülkenin siyasetini o ülkenin yetkili karar organları, o ülkenin ulusal çıkarları doğrultusunda bağımsız olarak saptar. 

Yani saptaması gerekir… 

Eğer bu mekanizma bu biçimde işlemiyorsa ülkenin geleceğini tehlikeli ve riskli maceralar bekliyor demektir. 

Türkiye, Güney komşusu Suriye’ye müdahale girişiminin ucuna kadar gelmiş, sınırına yerleşmiştir. 

Medya, şişirilmiş haberlerle halkı bu amaca doğru yönlendirici yayınlarını yoğunlaştırmış, kendisine yüklenmiş olan “görev”i yerine getirmeye çalışmaktadır. 

Ve böylece Türkiye insanının bilinci bulanıklaştırılmaya çalışılmakta ve aşağıdaki soruları soramayacak bir noktaya doğru sürüklenmektedir: 

- Suriye’ye saldırmakta Türkiye’nin ulusal bir çıkarı var mıdır? 

- Suriye Türkiye’nin niçin silaha sarılacak ölçüde bir düşmanı haline getirilmiştir? 

- Suriye’de mevcut olmadığı söylenen özgürlükler acaba Türkiye’de var mıdır? 

- Ülkelerin iç işlerine karışmak ve onların rejimleri nedeniyle silaha sarılıp, savaş ilanına girişmek nasıl ve neden bir hak olarak görülmektedir? 

- Suriye’ye saldırmak Amerika’nın Büyük Ortadoğu Stratejisi’nin bir adımı değil midir? 

Türkiye halkı bu ve benzeri soruları sorarak yanıtlarını sorguladığı zaman büyük bir güç haline gelecektir. 

Esas mesele, bu büyük gücü yönetip/ yönlendirecek nitelikli ve kurmaylık becerisine sahip bir önderliğin oluşturulabilmesidir. 

Çünkü lezzetli bir helva yaratabilmek için un ve şekerin varlığı yetmez. 

Tarihte de yetmemiştir. 

Bu gün de yetmeyecektir. 

Çünkü helva başka şeydir, un ve şeker başka şey… 

 

farukhaksal@superonline.com 

LÜTFEN TIKLAYINIZ: 

www.soruyusormak.com 

www.kitlecizgisi.com 

www.dnm-ler.com 

 

 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..