Sürücü koltuğunda sigara içmek yasak gaz bombası atmak serbest

Sürücü koltuğunda bir çılgın adam kırmış direksiyonu faşizme doğru yüklenmiş gaza, zücaciye dükkanına giren fil gibi dalarak meydana; kırıyor, döküyor, yok ediyordu etrafında ne var ne yoksa... Hiçbir kural onu durdurmuyor, hiçbir kaideyi dikkate almıyordu.

O meydanda hoşuna gitmeyen bir şeyler vardı. O meydanda onu çileden çıkaran, delirten bir şeyler.

Ekmeğini paylaşıyordu insanlar, suyunu, zeytinini. Sevgisini paylaşıyordu insanlar. Umutlarını, hayallerini, endişelerini. Yıllardır hasret kaldıkları bir şeyler vardı o meydanda. Kokusunu alıyor, duyuyor, hissediyorlardı.

Onun konuştuğu gibi konuşmuyor, onun bağırdığı gibi bağırmıyor, onun düşündüğü gibi düşünmüyorlardı. Kendilerinden çalınan ne var ne yoksa geri almak, yeniden tedavüle sokmak için (insanlık adına)! ortaya koyup paylaşıyor, çalışıyor, üretiyor, yarınlarını inşa ediyorlardı imece ruhuyla.

Vatan diyorlardı, namus, Atatürk. Bağımsızlık diyorlardı, özgürlük, aşk, bayrak. Ve korku duvarlarını aşmış geliyorlardı üstüne üstüne.

Bu, "yaradılanı severim yaradandan ötürü" diyen adamı daha da delirtiyor, çileden çıkarıyordu. Ve sonunda takke düşüyor, kel görünüyordu.

Allah mı yaratmış, kul mu emek çekmiş demeden, tankla gidiyordu yaradılanların üzerine, kinle, nefretle, nifakla. Gazla gidiyordu insanların üzerine, mermiyle, copla, tüfekle.

Sofralarını dağıtıyordu insanların. Zeytinlerini, ekmeklerini. Onurlarını çiğniyordu insanların, değerlerini, kişiliklerini.

Çivili sopalarla saldırtıyordu en insanca yanlarına.

Üzerlerine boca ediyordu tüm dünyanın 4-5 yılda tekettiği biber gazını. İnsanlık yerlerde sürüklenir, hiç edilirken, birileri zengin oluyordu oturduğu yerden.

Ve diğer adam:! Alkol ile ilgili düzenlemeleri de içeren 6487sayılı "Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u onaylıyordu bu toz duman arasında.

Hazretleri emreylemiş.

Sürücü koltuğunda sigara içmek yasak!

Ya bu bütün kuralları hiçe sayan adam ne olacak?

Nerede dikiz aynası? Nerede sağ, sol, insanlık görüşü?

Nerede demokrasi, insan hakları, özgürlük?

Düşman,

Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,

akar suyun

meyve çağında ağacın,

serip gelişen hayatın düşmanı.

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:

- çürüyen diş, dökülen et-,

bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,

Ve elbette ki, sevgilim, elbet,

dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,

dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla

bu güzelim memlekette hürriyet.

Bursa da havlucu Recebe,

Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,

fakir köylü Hatçe kadına,

ırgat Süleymana düşman,

sana düşman, bana düşman,

düşünen insana düşman,

vatan ki bu insanların evidir,

sevgilim, onlar vatana düşman…

Nazım Hikmet RAN

6-7 Aralık 1945