Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '10

 
Kategori
Güncel
 

Suya yazı yazılır mı? Ata sevgisi yüreklerden taşarsa… Evet, yazılır

Suya yazı yazılır mı? Ata sevgisi yüreklerden taşarsa… Evet, yazılır
 

Bir ulusun kurtuluş destanının yazıldığı, zapta geçirildiği tarihin adıdır Cumhuriyet. Bir ulusun yeniden kuruluşunun, ulus oluşunun, esaretten kurtuluşunun yıldönümü. O Cumhuriyet ki; uğruna ne yiğitler verilmiş, ne yiğitler ki gitmiş ve bir daha dönmemiş. 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de coşkuyla kutlandı. Sokakları süsleyen Türk bayrakları görülmeye değerdi… Bir günde dört mevsimi yaşadık Cumhuriyet bayramında. Bir yandan dolu yağdı, bir yandan yağmur, bir yandan güneş tüm aydınlığı ile doğdu yağmurun ve Manavgat’ ın üstüne. Nasıl bir manzaraydı ya rabbim. Nasıl bir güzellik! Tarihin tozlu yapraklarının arasından kafasını uzatıp mesaj veriyordu adeta yer yer umutsuzluğa kapılan bizlere… 

“İsterse sel boşalsın gökten
İsterse şimşekler çaksın
Toprak yarılsın zelzeleden
Yarın güneş yine doğacak” dercesine… 

Atanın Samsun’ a çıkışı gibiydi, yağmura çeviren dolunun ardından insanın ruhunu bayram yerine çeviren güneşin olanca ihtişamı ile yağmurla hatta doluyla kolkola gelişi. 

Böyle bir güzellik yoktu. Böyle bir ihtişam! Çocukluk günlerimi hatırlattı, o günlere geri döndürdü beni. Utanmasam, çarşıda insanların yanında olmasam kollarımı açıp sokağın ortasında döneceğim, döneceğim döneceğim. İliklerime kadar ıslanarak hem de... Ama olamazdı tabii. Neden olamayacaksa! … 

Tek kare eksikti ki anda, o da çok çok önemli bir kare. Bir tek toprak koksusu, toprak kokusu eksikti artık her yerleri beton olan Manavgat’ımda. Ayağımız çamura değmiyor, pabuçlarımız çamur olmuyordu… Ne güzel (!) demeyeceğim, diyemeyeceğim, zira o çamur değmeyen pabuçlarımızdan dolayıdır ki belki gitgide çamurlaşıyor, kararıyordu insan ruhu. Belki biraz çamura değse! … Belki biraz kirlense esvabımız, yüreğimiz çok, çok daha temiz olacaktı, okjijen dolacaktı o oksitlenmiş beynimize. Her neyse… Konu neydi, nerelere aktı geldi… Çocukluğumuzu, o güzel günlerimizi hatırlayınca ister istemez kayıp gidiyor insan. Ve tabii ki yazı. 

Çocukluğu o günlerde bırakıp ve çamurlu sokakları biz dönelim asıl konuya. Konumuz Cumhuriyetti… Ve kutlamalar. 

Bu kutlamalardan biri ve oldukça farklı olanında ise Manavgat nehrinin o eşsiz manzarası üstünde hizmet veren “Fıstık Bar” imzası vardı. Öyle bir imza ki; yapılamaz deneni yaptı ve su üstüne yazı yazdı, lazer gösterileri ile atayı andı, çoşkuyla anılmasına vesile oldu. Maalesef başka bir program için oradan ayrılmak zorunda kaldığım için programın tamamına tanıklık edemedim ama geri kalanın haberlerini aldım. Lazer gösterisi gecenin onikisine kadar devam etmiş, gönlü ve yüreği ata sevgisi ile dolu insanlar lazer gösteri eşliğinde onuncu yıl marşını söyleyerek gökyüzünün tenhalığını, karanlığını onuncu yıl marşı ile aydınlatmıştı… 

İşte tanık olduğum kadarının fotoğraflarıyla Fıstık Bar’ da Cumhuriyet kutlamaları… 

Sevgiler, selamlar hepinize. Yüreğinizin ışığı hiç sönmesin. 

 

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..