SwimRun Challenge başlıyor

Ülkemizde son yıllarda dayanıklılık sporlarına olan ilgi gittikçe artmakta. Çok çeşitli ultra maraton yarışlarından tutun da orta mesafe triatlon yarışları ile açık deniz maraton yarışlarına kadar farklı ve zorlu etkinlikler her yaştan yaş grubu sporcusu tarafından oldukça seviliyor ve ilgi ile takip ediliyor. 

 

Her yıl artan dayanıklılık sporlarındaki çeşitliliğin yanı sıra bununla doğru orantılı olarak etkinliklere katılan katılımcı sayılarında da ciddi artış gözlenmekte. Özellikle sadece maraton ve yarı maraton koşan veya yalnızca bisiklet süren ya da yüzen dayanıklılık sporlarını sever yaş grubu sporcularının artık tek bir branşla yetinmediğini ve her geçen gün çoklu sporlara daha fazla yöneldiğini görmekteyiz. Bunu gören hem Dünya çapındaki hem de ülkemizdeki organizatörler dayanıklılık sporlarında kalite ve çeşitliliği arttırma yoluna gidiyorlar. Her geçen gün yeni bir mücadele etkinliği medyada yer alıyor. İşte bu çeşitliliklerden en farklı ve yenisi “SwimRun Challenge” artık bu yıl ülkemizde.

 

“SwimRun Challenge” ülkemizde ilk kez bu yıl gerçekleştirilecek olan bir yarış. Aynı zamanda World of Swimrun ululararası yarış faaliyet takviminde yer alan ciddi bir küresel yarış organizasyonunun parçası. Bu yılki SwimRun Türkiye, iki ayaktan oluşuyor; ilki Mayıs ayında Kilyos-İstanbul’da, ikincisi Eylül ayında Riva İstanbul’ da. 

 

Kendine has kuralları olan “SwimRun Challenge” adından da anlaşılacağı gibi yüzme ve koşu etaplarından oluşan bir çoklu spor yarışı. İlk bakışta her ne kadar aquatlon yarışı gibi görünse de bilinen anlamdaki aquatlon yarışlarından oldukça farklı. Temelde yüzme-koşu mantığı aynı olsa da gerek iki kişilik takımla koşulması ve gerekse bazı zorunlu ekipmanlar kullanılması açısından bazı farklılıklar göstermekte. 

 

Bildiğiniz gibi ülkemizde de koşulan aquatlon yarışlarında yüzme-koşu etapları bireysel katılımcılar tarafında tek kez geçilen etaplardan oluşur. SwimRun’ ı aqautlondan ayıran en önemli iki özellikten biri yüzme ve koşu etaplarının dört kez geçilmesi, bir diğeri ise yarışın iki kişilik takımlar halinde koşulması. Üstelik atletler bunu birbirine 10m uzunluğunda özel bir bağlantı ipi ile bağlanmış olarak gerçekleştirmek durumundalar.

 

SwimRun’ a bir başka farklılığı ise birden çok sayıda yüzme-koşu etabı içermesi nedeniyle yüzme etaplarında da koşu ayakkabılarının giyilmesi zorunluluğu. Dolayısıyla yarışmacıların yüzerliliğini arttırmak için yüzmede el palet ve, pullbuoy kullanımını da yarışma kurallarından biri. Bu ve benzeri kendine has kuralları olan “SwimRun Challenge” hakkındaki detaylı bilgilere yazının sonundaki linklerden ulaşabilirsiniz.

 

Öte yandan bu yıl 7 Mayıs’ ta Kilyos ve 17 Eylül’ de Riva gerçekleştirilecek olan “SwimRun Challenge” yarışlarında mevsimsel olarak deniz suyu sıcaklığı 15-18 santigrat civarında olması bekleniyor. Kurallar gereği yaş gruplarında 22 santigrat derecenin altındaki su sıcaklarında wetsuit kullanımı serbest olduğu için yarışmaya katılmayı düşünenlerin bahsi geçen tüm ekipmanları temin etmesi ve kullanması zorunlu. Bir diğer zorunluluk da katılımcıların gps sensörlü saate sahip olması. Çünkü katılımcılar, gps’ li saatler üzerinden parkur bilgisini okuyarak koşacaklar, buna bir çeşit yüzme ile birleştirilmiş oryantiring yarışı da denilebilir aslında. 

 

Parkurdaki dört arazi koşusu etabının toplamı 16.9km. En uzun koşu parkuru ise 5.85km. Koşudaki irtifa kazanımı 544m olacak. Dört yüzme etabının toplamı 1130m. En uzun yüzme etabı ise 350m olacak şekilde tasarlanmış. 

 

Eğer farklı etaplardan oluşan dayanıklılık ve mücadele yarışlarını seviyorsanız SwimRun’ ı kaçırmayın derim. 31 Mart’ a kadar erken kayıt,  23 Nisan’ da son kayıt günü.

 

Elbette burada tüm yarışın detaylarını vermek mümkün değil. Konuyla ilgili detaylı bilgi ve kayıt için www.swimrunchallenge.com ‘ a tıklamanız yeterli. İhtiyacınız olan tüm bilgiler orada yer almasının yanı sıra video anlatımlı görseller de mevcut. Ayrıca yarıştan önceki haftalarda yarış direktörü ARB tarafından katılımcılara uygulamalı antrenman yapma imkanı sağlanacak.

 

Bu arada ARB’ kimdir diye merak ediyorsanız yazıyı sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim.

 

ARB Kimdir?

 

ARB, Kaptan Ali Rıza Bilal’ in İsminin baş harflerinin kısaltmasıdır. Kaptan Bilal kürek, macera ve ironman spor müsabakalarının Dünya şampiyonaları’ nda yarışmış olan tek sporcu olma sıfatını taşımaktadır. Onu yakından tanıyanlar, kendisinin tam bir spor yürek oluğunu bilirler.

 

Spor hayatına 5.5 yaşında jimnastik başlamış olan Kaptan, sonrasında Efes Pilsen yıldız takımda basketbol oynamış. Bir gün boğazda kürek çekenlerin içinde dayısının kızlarının da olduğunu öğrenince 18 yıl sürecek kürek serüvenine başlamış. Dokuz yıl milli takım kaptanlığı yapan Bilal yüzlerce kez milli formayı giymiş. Ülkemizi Akdeniz Oyunları’ nda temsil eden Bilal, Dünya şampiyonasında kazandığı üçüncülükle ülkemize ilk madalya getiren kürekçi unvanına sahip olmuş. 1992 yılında Barcelona Yaz Olimpiyatlarına katılarak olimpiyatlara ülkemiz adına katılan ilk kürekçi olmuş ve akabinde 1996 yılında ülkemiz adına olimpiyat meşalesini taşımış.

 

2000 yılında Camel Trophy seçmelerini kazanınca ülkemizde neden bu tip yarışlar yapılmıyor diye kendisi yarış organizasyonu yapmaya karar vermiş ve 2002 yılında kurduğu macera yarış takımına "Team Touareg Turk" ismini vermiş. O gün den beri takımın kaptanlığını yapıyor.  www.touaregturk.net Takımı ile birlikte 2008 yılında Şili Patagonyası’ nda yapılan Expedisyon Dünya Şampiyonasında Dünya üçüncüsü olmuş.

 

Oğlu Atlas sırtındayken Köroğlu zirve tırmanışı yapan Kaptan Bilal, durdurulamayan enerjisi yüzünden kros kayak yarışlarına bile katılmış. Runtalya maratonunda oğlunun oturduğu arabayı 4 saat 47 dakika boyunca iterek Türkiye’ de bir ilki başararak oğluyla maraton bitiren ilk Türk. Aynı zamanda kendisi gibi ironman Göksu Tugay Bilal ile evli olan kaptan, oğulları Dağhan' ı da kendileri gibi yetiştirmek istiyorlar.

 

Aynı yıllarda çalıştırıcılığını yaptığın öğrencilerine ön ayak olarak 12 sporcunun İstanbul’ dan Bozcaada’ ya kadar 352 km kürek çekmesine vesile olmuş. 2013 yılında 21 kulüp üyesini teşvik ederek Dünya çapındaki marka yarışlarından biri olan ironman olmalarını sağlamış. Bu süreçte kendisi de boş durmamış beş kez ironman, 20’ ye yakın sayıda ironman 70.3 yarışa katılmış. Bundan sonraki en büyük hedefi olan Güney Kutbunu (922km) yürüyerek geçen ilk Türk olabilmek için çalışmalarını sürdürmektedir.