T.C Nüfusuna kayıtlı içimizdeki hainler

USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner, bugün çıktığı bir TV kanalın da, kamuoyunun haberdar olmadığı belki de yüzün üzerinde bombalama girişimi olduğu bunu da Türk emniyetinin güçlü istihbaratı ve ciddi takipleri sonucu etkisiz hale getirildiğini fakat bunların duyulmadığını söylüyor ve devam ediyor. Takdir edersiniz ki kalabalık halkın arasına kadar sızmış hamile, yaşlı, çocuk demeden katletmeyi göze almış bir terörist ya da terörist gurubunun takipten kaçma oranı ancak yüzde bir ihtimal belki olabilir. Netice de olmuştur da ve sonuç faciadır diyor.

Biraz geriye dönüp baktığımız da içimizdeki tehlike geliyorum diye bağırıyor adeta nasıl mı? Sarıgazi de yaşananlar, Gazi mahallesin de ve küçük armutlu da yaşananlar buna en önemli örnek, resmen bölge halkının bir kesiminin toplu kalkışması gibi. Peki potansiyel bölgeler nereleri? Örneğin Esenyurt, sadece yol üstü yapılaşmanın gelişmesi dışında çarpık bir imar ve dolayısı ile çarpık yerleşimin olduğu konrrol edilebilirliğin zor olduğu ve göç alan bir bölge (yeni ilçe )

Küçükçekmece İlçesi , Türkiye’ deki büyükşehirler ölçeğinde bir bölge, Altınşehir, Kayabaşı, Kanarya mahalleleri gibi kesimler göç almakta , mücavir alan dahilinde tam kozmopolit bir yerleşim ve yapılanma var. İlçe tabi tümüyle böyle değil belki de enteresandır ki , Türkiye’nin en gelişmiş ilçelerinin başında geliyor. Yani Esenyurt ta olsun , bilhassa Küçükçekmece de olsun varoş ve elitin adeta iç içe yaşadığı bölgeler.

Bu bölgeler patlamaya hazır bombalar gibi İstanbul’un göbeğinde durmakta . Tabi ki Jandarma ve emniyet bölgelerinde gerekli önlemler alınıyor . Denetlenebilirliği zor bölgeler olduğu kesin. Aynı apartman da oturduğumuz komşularımızı tanımadığımız gibi karmaşık bir metropol de yaşamaktayız. Teröristlerin lüks konutlardan tutun da , barakalara kadar “ hücre evler ” tabir edilen yerlere yuvalanabilecekleri göz önüne alındığında her bir bireye ne kadar sorumluluk düştüğü ortaya çıkmaktadır. Yani sadece emniyet birimlerinin değil halkın da bu konu da aşırı duyarlılığı gerekmektedir.

Gazi mahallesi olayların da polise atılan taşlar, yakılan otobüsler, Molotof atılan işyerleri ve kepenk kapatan esnafa karşılık emniyet kuvvetlerimiz sadece taşkın grupları püskürtmek adına su sıkması buna karşın atılan taşlarla polislerimizin yaralanması, tarama olayların da hayatlarını kaybetmesi düşündürücüdür. Düşündürücü olan bir başka hususta en son bir mayıs olaylarında taksim inatlaşması ile işçilerin dövülmesi , genç kızların tekmelenmesi , polikliniğin acilinde bile işçi kovalanıp biber gazı sıkılması hafızalardan silinmemiş ve silinmeyecektir. İşte tam bu nokta da çifte standart gözle görülmektedir.

Polisimizi kurşun sıkıp şehit eden, taş atıp yaralayan , yaktıkları otobüsün yerine verilen yenisine ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi binip işine giden T.C nüfus cüzdanı taşıyan vatan hainleri sadece ıslandıkları giysilerini değiştirip bir sonraki saldırıya hazırlanırken, Ne yazık ki ve talihe bakın ki Taksim de joplanıp , tekmelenen masum vatandaşlar o günün travmasını hala atlatamamışlardır.

Bu yaklaşım ve uygulanan stratejiler toplumun kafasında soru işareti ve derin üzüntü bırakmaktadır. Düşünce özgürlüğü adı altında terörist başının posterleriyle slogan atan 50 bin kişi ve Metallica topluluğu için stadyuma toplanan 50 bin kişi şaşırmayın aynı ülke de yaşamaktadır.

Lüks yaşam ve sefalet , jeep ve çöp konteyniri , varlık ve yokluk, onda var bende yok diyen nesillerle, toplumumuzda yaşam seviyesi yükseltilmedikçe en azından iyileştirilmedikçe isyanlara gebe bir ülke olmasını düşünmek bile istemiyorum. Bütün bunların asıl amacı devleti parçalamak ve bölmek olan Terörün beslendiği alanlardan sadece birkaçı olarak düşünüyorum.