Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Tabi ki yasaklanacak!

Tabi ki yasaklanacak!
 

Şaşmamak elde değil…

“Cumhuriyet Bayramı törenleri Hükümet’in emri ile yasaklandı…”

Evet, ne var bunda?.. Tabii ki yasaklanacak.

Ve biz bu ortamda bir kez daha tekrarlıyoruz:

- Asıl olup-bitenlere hala şaşıp kalanlara şaşırmak gerekir…

Oysa gerçekte şaşılacak konu, olup/bitenlerin tam tersinin yaşanması olabilirdi.

Cumhuriyetin önde gelen değerlerine karşı eylemlerin odağı durumunda olan bir siyasi partinin tek başına kurduğu bir hükümetten siz daha başka şeyler mi bekliyordunuz da, malum genelge 29 Ekim 2011 gününün gündemine düşer düşmez şaşırıp kaldınız?..

Evet, asıl şaşılacak şey içine düşülen bu yoğun şaşkınlığın ta/kendisidir.

Cumhuriyet balolarını göbek atarak kutlamayı alışkanlık haline getirmiş olan bir kısım “Atatürkçü[!]” zevatın bu yönde bir şaşkınlığa düşmesi “eşyanın tabiatı gereğidir,” haklısınız…

Ama, sadece onlar mı ki?..

Hani neredeyse, milletçe şaşkınız bugün.

İşte bizi şaşkına döndüren gerçek de budur.

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, siyah takım elbiseli “muhterem”lerin çelenk koyma görevlerini resmi biçimde tamamlayıp Çankaya köşküne tırmanmaları ve orada da diplomatik el sıkışma merasimini protokol kurallarına uygun bir biçimde yerine getirip, âdetin yerini bulmasını sağlamalarından ibaret alelade bir tören değildir.

Yıllardır sistematik bir biçimde Atatürkçülüğün gardıroplara hapsedilmesinin yarattığı sonuçlardır bugün yaşanan şaşkınlığın nedeni…

Şaşkınlık bulaşıcı bir virüs gibi yayılmıştır toplumun damarlarına.

Önceleri Erbakan’ın yükselişi şaşırtmıştı gardırop Atatürkçülerini…

Sonra Ecevit’in Atlantik ötesinden esen nemli rüzgârlarının etkisi altında biraz üşütmesi ve bu nedenle de arada bir hapşırması şaşırtmıştı kırmızı kravatlı “aydın”larımızı…

Sonra İstanbul’un bir cezaevinde, “halkı birbiri aleyhine kışkırtmak” suçundan yediği mahkûmiyet cezasını ABD elçisinin manidar ziyaretleri ile tamamladıktan sonra “yenilikçi” bir bayrak altında muhafazakâr bir siyasi partiyi nasıl örgütlediğine şaşırdı bu ülkenin “aydınlık insanları…”

Daha sonra bu yenilikçi partinin bir sıçrayışta tek başına iktidar olması karşısında apışıp kaldı bu ülkenin [bir türlü iktidar koltuğuna oturamamış olan] “ana muhalefet” partisinin lider kadrosu…

Yıllar şaşkınlık içinde geçti anlayacağınız.

Şaşkınlıklar içinde geçti.

Ve bugün takvimlerin yaprağı 29 Ekim 2011’i gösterirken, şaşkınlık hala kol geziyor halkın yıllardır kemirilen sağduyusu içinde…

Ve şaşırmaya devam ediyoruz milletçe.

Halkın dilinde bir söylence dolaşır, bilirsiniz:

- Güleriz, ağlanacak halimize…

Ve bugün biz de, şaşıp kalıyoruz, olup/bitenlere şaşırmaya devam edenlere…

Hala…

Şaşıp kalıyoruz!

 

LÜTFEN TIKLAYINIZ:

www.soruyusormak.com

www.kitlecizgisi.com

www.dnm-ler.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..