Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

Öcalanla görüşmelere dair

Öcalanla görüşmelere dair
 

Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz gün, “İmralı ile görüşmelerin devam ettiğini…” dile getirmesi sanırım önümüzdeki süreçte yaşanması muhtemel bazı gelişmelerin ipucunun verir gibi.

İktidar partisi ilk açılım sürecinde gerek milliyetçi, gerek ulusalcı ve gerekse statükocu çevrelerin sert muhalefeti karşısında düştüğü yılgınlığın sonrasında Kürt sorununda çözümsüzlüğün ve tırmanan şiddetin parametreleri ile gelinen noktada nelerin kaybedildiğinin farkında olmalı ki artık o eski ürkekliği yaşamadan bir hamle yapma hazırlığında görünüyor gibi.

Zaten epey  bir zamandır iktidar partisi Kürt sorunun çözümü noktasında PKK ile sürdürülen savaşta o bilindik ölümcül ve imha edici dilin aksine Örgütün silah bırakması koşulu ile lider kadronun uzak ülkelere iltica edebileceğini ve örgütün militan kadrosunun muhtemel bir aftan yararlanabileceğini telaffuz eder oldu.

Hâlihazırda hükümet çok geç ve güçte olsa bir gerçeğin farkına varmış oldu, Öcalansız bir hamle ve Öcalansız bir çözümün mümkün olmayacağını cezaevlerinde sürdürülen uzun soluklu ölüm oruçlarının sonrasında daha net anlayarak o yönde bir çaba gösteriyor gibi.

Öcalan’ın durduk yerde bu denli kilit adam konumuna gelmesi ayrıca tuhaf bir paradoksu gözler önüne seriyor.

Bir yandan 3 milyona yakın bir kitlenin oyu ile meclise girmiş bir partinin temsilcilerinin Kürt sorunun çözümü konusunda yüzüne dahi bakmayan ve sırf PKK militanları ile kucaklaştılar diye haklarında dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik fezlekeler hazırlayan İktidar partisi öte yandan 30 yıldır devlet ile savaşan Örgütün lideri ile birtakım görüşmeler  yapabiliyor ki; aslında bu görüşmeler çok ötelenmiş, çok gecikmiş görüşmeler.

Kürt sorununda çatışmanın, şiddetin, red ve inkâr politikalarının ülkeyi getirmiş olduğu nokta ortada iken hala eskimiş, yöntemlerde ayak diretmenin doğuracağı sonuçları kestirmek için çokta derin bir siyasi bilgiye sahip olmaya gerek yok sanırım.

Kürt sorununun çözümü noktasında atılan ve atılacak adımların samimiyet ölçüsü sanırım sorunun gerçek muhataplarını doğru belirlemekle paraleldir.

Kimdir Kürt sorununda muhatap, Öcalan’dır, Kandil’dir ve BDP’dir.

Öcalan’ın örgüt üzerindeki etkisini sanırım tartışmaya gerek yok, öte yandan bizatihi TSK ile karşı mevzide savaşan Kandil gerçeğini kim görmezden gelebilir ki?

3 milyonluk bir seçmen kitlesi ile hükümetin marjinal değil, aksine en yasal muhatap olarak görebileceği BDP Kürt sorununun günümüz için ayrı bir gerçeği.

Şüphe yok ki iktidar kanadının atacağı tüm iyi niyetli adımların iyi anlaşılması, iyi tahlil edilmesi ve ona göre tavır alınması artık bir kangrene dönüşen Kürt sorununda çözümü yolunda artık çok daha önemli.

 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..