Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

GAZETECİ YAZAR ASLI MERCAN SARI

http://blog.milliyet.com.tr/aslisari

20 Nisan '18

 
Kategori
Söyleşi
 

Tahir Alkan Anısına Ölüme Vurgun ve Bir Milyon Kitap

Tahir Alkan Anısına Ölüme Vurgun ve Bir Milyon Kitap
 

Genç yazar Cansu Durgun


Merhabalar bu hafta Milliyet blog okurları için başarılı yazar Cansu Durgun ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İlk kitabı Ölüme Vurgun'u 2015 yılında yaşamımda önemli yeri olan kıymetli dostu Tahir Alkan'ı trafik kazasında kaybedince kaleme alan Durgun, bir acı nasıl dinebilir elbette dinmez ama yazarsam belki azaltırım bunu diyerek yoğun duygularla bu eşsiz yolculuğa çıktı. Yazar Cansu Durgun mesleğini, kendisinin bizzat mimarı olduğu sosyal sorumluluk projesini, kendisinin kaleme kağıda olan aşkını ve hayatına dair bilinmeyenler hakkında hoş samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

Sevgili Aslı Hanım Trafik kazasında vefat eden dostum için kalıcı olarak hem kitap yazdım hem de kütüphane kurmak istedim. Dostlarım her daim yanımda oldular ve ilk kütüphanemizden sonra devamlılığı olsun dedik. Amacımız tüm çocuklara ulaşmak oldu ve Bir Milyon Kitap adı altında toplandık. Tamamen gönüllü olarak adımlar atıp çocuklarımızın hayalleri olan kitapları onlarla buluşturuyor aynı zamanda dostumuzun da anısını bu şekilde yaşatmış oluyoruz. İki amaçta çok güzel ve minik bedenlere bilgi yüklemek bizim için artık bir sorumluluk haline geldi.

Gönüllü olarak başlattığımız bu projede Bir Milyon Kitap ailesini de sizin aracılığınızla tanıtmak isterim

Aslı M. Sarı: Öncelikle klasik soruyla başlayalım. Kimdir Cansu Durgun? Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Cansu Durgun: 25 Nisan 1992 yılında Niğde ilinde doğdum. Kalabalık bir ailem var ve 5 kardeşten en küçükleriyim. 7 yaşında Ankara’ya taşındık ve ailemle birlikte burada yaşamaya devam ettik. Bülent Ecevit üniversitesi iktisadi idari bilimler fakültesi maliye bölümü mezunuyum. Mali müşavir adayı olarak muhasebe departmanında çalışmaktayım. 2 tane minik öğrencim var ve özel ders veriyorum aynı zaman da boş kalmayı seven biri olmadığım için palyaçoluk etkinliklerine katılıyorum. Günlerimi dolu dolu yaşıyorum. Hayatın enerjisini fazlasıyla alıyorum ve bitmeyen bir enerjim var. Hümanist ve idealist biri olduğum için sıkça farkındalık yaratmaya çalışıp tüm canlılarında bu hislerle bu kavramlarla yaşamlarına devam etmesini istiyorum. Boğa kadınıyım ve burcumun açıklaması gereği fazla güçlü biraz inatçı ve asla pes etmeyen sonuç odaklı bir kadınım.

Aslı M. Sarı: İlk kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz?

Cansu Durgun: Ortaokuldan beri yazma eğilimi vardı ve hiç unutmam ilk şiirimi fen bilgisi öğretmenime yazmıştım. Sürekli kendimce bir durum hakkında ya da anlık gelen hislerim doğrultusunda yazardım.

Aslı M. Sarı: İlk kitabınız Ölüme Vurgun’un hüzünlü bir hikâyesi var. Kısaca bahsedebilir misiniz?

Cansu Durgun: 31 ağustos 2015 yılında yaşamımda önemli yeri olan dostumu kaybettiğimde daha çok yazmaya başladım. Bir acı nasıl dinebilir elbette dinmez ama yazarsam belki azaltırım bunu. Ölüme vurgun adlı kitabımda sıkça ölüm vurgusu yokluk sonsuzluk ve Tahir Alkan’a karşı hissettiğim duygularım var. Geri kalan kısmında ise toplumumuzda ne yazık ki eksik olan bazı durumlara gözlemci tavrımla yaklaşarak yer verdim. Anısını nasıl yaşatabilirim diye sorular sormaya başladım kendi kendime. Kendisi kitap okumayı çok seven biri değildi ve kalıcı olur diye adına kitap çıkarmam en uygunu olur dedim. 2017 yılının eylül ayında kitabımı çıkarttım.

Aslı M. Sarı: Ölüme Vurgun kitabı ile birlikte güzel bir okur kitlesi yakaladınız. Roman ile ilgili dönütler nasıldı?

Cansu Durgun: Deneme tarzında yazmış olduğum kitabımı okuyan dostlarımdan çok güzel düşünceler aldım. Elbette aynı acıları yaşamış lakin dile getiremeyen binlerce insanımız var ve ben biraz da olsa cesaretlendirmişim gelen yorumlar doğrultusunda bunu gördüm ve inanılmaz mutlu oldum. Okuyucu kitlesinin daha da artmasını isterim yen projelerimde farkındalık yaratmak için çokça kitaplarım olacaktır.

Aslı M. Sarı: Çok anlamlı ve güzel bir projenin içerisindesiniz projeyi anlayabilmek adına “BİRMİLYON KİTAP PROJESİ NEDİR?” sorusuyla başlayalım ilk olarak. Bu proje nasıl doğdu?

Cansu Durgun: Aslında Ölüme Vurgun Kitabı Bir Milyon Kitap projesi birlikte doğdu. Doğma sebebi ile kitabımın sebebi aynı kişi. Kalıcı eserler ve kalıcı yapıtlar bırakmak gerek insanlığa. En güzel kalıcı eser ise bilgidir. Kitaplar bu aracılığı sağlıyor. Trafik kazasında vefat eden dostum için kalıcı olarak hem kitap yazdım he de kütüphane kurmak istedim. Dostlarım her daim yanımda oldular ve ilk kütüphanemizden sonra devamlılığı olsun dedik. Amacımız tüm çocuklara ulaşmak oldu ve Bir Milyon Kitap adı altında toplandık. Tamamen gönüllü olarak adımlar atıp çocuklarımızın hayalleri olan kitapları onlarla buluşturuyor aynı zamanda dostumuzun da anısını bu şekilde yaşatmış oluyoruz. İki amaçta çok güzel ve minik bedenlere bilgi yüklemek bizim için artık bir sorumluluk haline geldi.

Gönüllü olarak başlattığımız bu projede Bir Milyon Kitap ailesini sizlere tanıtmak isterim

Emrah Türe : Kütahya’da yaşıyor ve eczanede çalışıyor.

Ahmet Taner :  Afyon’da yüksek lisans yapıyor aslen Kütahyalı

İsmail Yavuz : özel sektör çalışanı ve Kütahya’da yaşıyor

hami Öztürk : Trabzon KTÜ son sınıf öğrencisi aynı zaman da özel sektörde çalışan

Adile Alperi : aydın - Nazilli ilçesinde adliye de katip olarak çalışıyor.

Hatice Yavuz : Tekirdağ da yaşıyor özel sektör çalışanı

Aslı M. Sarı: Bir Milyon Kitap projesinde, destekler maddiyat v.s giderler nasıl karşılanıyor? İşleyişten biraz bahsedebilir misiniz?

Cansu Durgun: Bir milyon Kitap projesinde maddi kısmı bizler karşılıyoruz. Aynı zaman da kitaplarımdan gelen maddi kısmı kütüphane yapımımıza aktarıyorum ve yazarlarımızdan da bu konuda destekler gelmektedir. Kendi kitaplarının satışından gelen maddi kısmı Bir Milyon Kitap projesine aktaran dirhem adlı kitabın yazarı üstadım Burak Öztürk en güzel örneğidir. İnsanlarımız gözlerinde çok büyütüyor kütüphane kurmak olgusunu evet büyük bir durum ama maddi açısından önemi yok. Sonuç önemli gerçekten çocuklarımıza katkı sağlayabiliyorsak miktarın önemi olmuyor bizde. Sadece bizlere kitap bağışında bulunmalarını istiyoruz elbette maddi destek vermek isteyen gönüllülerimiz oluyor lakin bizler kitap isimleri verip onların siparişini vermelerini söyleyerek bu şekilde daha uygun görüyoruz. 10 Eylül 2017 de ilk kütüphanemizi Kütahya da kurduk ve 8 Ekim 2017 tarihinde ise ikinci kütüphanemizi aynı ilde kurduk. Şimdi sıra üçüncü kütüphanemiz 12 Mayıs 2018 tarihinde karaelmas diyarı Zonguldak ’da gerçekleşecektir.

Aslı M. Sarı: Projenin içeriğinde ileriye dönük ne gibi planlar var? Nasıl destek talep ediyorsunuz? Proje hususunda insanlara söylemek istedikleriniz nelerdir?

Cansu Durgun: İleriye dönük planlarımız her ilde bir kütüphane kurmak ve önceliğimiz köy okullarıdır. Ne yazık ki köy okullarımıza bilgi geç gitmektedir ve bizlerde taze bilgilerin geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza bunu daha hızlı bir şekilde iletmek istiyoruz.

Aydınlık gelecek istiyorsak bilinçli nesil yetiştirmeliyiz. Unutmayınız ki bilgi kitaplarda saklıdır.

Aslı M. Sarı: Kitabınızı yazmaya başlarken olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişti?

Cansu Durgun: Belirli bir konu yok genellikle ölüm acı ve farkındalık olaylara yönelik yazıyorum.

Aslı M. Sarı: Kitap yazarken konuları nasıl seçiyorsunuz? Konu seçimi spontene mi oluyor ya da hayatta karşılaştığınız olaylardan etkilenip mi yazıyorsunuz?

Cansu Durgun: Evet, olay örgüsü ben yazdıkça gelişti. Kalemi elime aldığımda öncelikle ne yazmalıyım diye sormadım kendime. Proje adı altında sınırlayıcı konular dışında. Anlık olarak zihnimden kelimeler kalem aracılığı ile kâğıda dökülüveriyor. Şuan bile yazma eğilimde hissediyorum kendimi.

Aslı M. Sarı: Ben gece yazmayı çok severim Cansu Hanım sizin yazma tarzından bahseder misiniz? Nasıl bir ortamda yazmayı tercih ediyorsunuz?

Cansu Durgun: Genelde bende gece yazmayı tercih ediyorum. Gece el ayak çekilince bir başına kalırsın. Sessiz sakin yapayalnız ve sen o zifiri karanlıkta yaşanmışlıklarını arar durursun özlem içinde. Analiz yaparsın kimse karışmaz ve sen kalp sesin mantığın ile yazmaya başlar durursun.

Anlık yaşanılan olaylara karşı günü gününe ve üstelik saat de belirterek yazıyorum. Geriye dönüp baktığımda ne zaman ve günün hangi saatinde bunu hissederek yazmışım diyorum.

Aslı M. Sarı: Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir?

Cansu Durgun: Eskiyi daha çok yansıttıkları için Faruk Nafiz Çamlıbel, Orhan Veli Kanık, Nazım Hikmet Ran gibi üstadlarımın kalemlerini naçizane en beğendiklerim arasında. Elbette tüm yazarlarımızın kalemleri iyidir ama kendime en yakın bulduğum yazarlarımızdandır kendileri.

Ayrıca yeri bende farklı bir anlam taşıyan Hüseyin Nihal Atsız üstadımdır.

Aslı M. Sarı: Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Cansu Durgun: Yazmak mükemmel bir yaşam tarzı ve sınırlı bir olgu. Eğer yazmaktan vazgeçersem, yaşamaktan da vazgeçmiş sayılırım. Yasamak için yazmak zorunda değilim fakat beni en iyi hissettiren şey yazmak. Gücüm olduğu sürece, imkânlarımı her zaman yazmak için kullanacağım.

Aslı M. Sarı: Yeni bir roman müjdesi verdiniz. Kitap ne zaman çıkıyor ve okuru bu yeni romanda ne gibi sürprizler bekliyor?

Yeni kitabımı üstadım Burak Öztürk ile birlikte çıkarmayı düşünüyoruz. Hasret Kokan mektuplar olsun istedik biraz eskiyi anımsatsın diye. Tabi bunun yanında 12 Mayısta kuracağımız kütüphaneye yetiştirmek adına çocuk kitabı yazıyoruz ve içerisinde çocuklarımıza bilgi verecek birden fazla hikâyeler öyküler bulunmaktadır.

Yazacağım kitaplar bitmeyecektir ben toplumumuzda eksik gördüğüm olguları kaleme dökerek daha çok farkındalık yaratmak en azından bir kişiye bile dokunmak isterim.

Aslı M. Sarı: Çiçeği burnunda bir yazar olarak edebiyat dünyasında gördüğünüz en bariz sorun nedir. Bu soruna ne gibi çözüm önerisi sunulabilir. Ayrıca yaratıcı yazarlık kursları ile ilgili bir tecrübeniz var mı? Bu kursları faydalı bulur musunuz yazar olmak isteyenler için, yoksa yazmak daha çok yetenek midir size göre?

Cansu Durgun: Daha çok farkındalık yaratacak toplumumuzu iyiye yönlendirecek kitaplar yazılsın istiyorum. Yazarken her insana dokunan bir dil kullanılmalı. Mutlak suretle kötü diye tabir edilen eser olamaz. Ben eserlere kötü denilmekten ziyade kalemini iyi kullanamamış demeyi tercih ederim. Çünkü emek var ve yazmak gerçekten cesaret işidir. Biz cesaret edip yazma eğiliminde bulunduk şimdi tüm insanlarımız bunları içtenlikle okumak için cesaret edinsin.

Farkında olmak detaycı olmak dikkat etmek ve cesaretinizi birleştirdiğiniz takdirde yazma eğiliminiz olacaktır. Yetenek mi? Mutlaka yetenek var diyebilirim lakin benim için yetenek= cesaret demektir.

Yaratıcı yazarlık kursları ile tecrübem yok önce ki cümlelerimde belirttiğim gibi dikkatli olmak gözlem yapmak farkında olmak bunlar zaten bir insanda var ise bu kursa gerek yoktur.

Aslı M. Sarı: Son olarak genç yazarlara tavsiyeler desem ve gazetemize ve gündemde ısrarla kalmaya devam eden bir türlü bitmek bilmeyen çocuk istismarları hususunda söylemek neler söylemek istersiniz?

Cansu Durgun: Bende genç yazar olarak daha çok cesaret ve kalemlerimizin daha da keskin olmasını istiyorum. Yazalım anlatamadıklarımızı yazıp tüm insanlığa tüm evrene ulaştıralım

Aslı Hanım, en çok hassas olduğum konulara değindiniz. Çocuk istismarı.

Asla kabul edemem ve etmeyeceğim bir durum. 6 yeğene sahibim ve aynı zaman da özel ders verdiğimiz öğrencilerim var. Çocuklarımızla her konuşmamda bunları belirtirim. Kendilerini nasıl korumaları gerektiğini ve nerede kim ile ne yaşarsa yaşasın mutlaka ebeveynlerine anlatmaları gerektiğini belirtirim. Bizler çocuklarımız geleceğimiz diye her yerde söylemlerde bulunurken bir yanımızın yıkık dökük olması o kadar kötü bir durum ki. Bu duruma daha ağır cezalar getirilmeli aileler bilinçlendirilmeli ne eksik ise toplumumuzda bunları gidermek için adımlar atılmalı.

Çocuklarımıza kendilerini korumaları gerektiğini anlatmalı bu kötü anlatılmaz denilmemeli. Daha çocuk ne anlasın diye cümleler kurulmamalı.

Evet, henüz çocuk ve sınırı olmayan dünyası var. Renkli dünyaları kirleten varlıkların en ağır cezayı almasını isterim ve ben bu konuda çocuklarımız için ilerleyen zamanlarda seminer yapmayı düşünüyorum.

Çocuk korkmamalı, hayalleri içinde hapsedilmesin.

Hepimiz farkında olalım unutmayın bizlerde çocuktuk ve savunmasızdık...

Sayın Cansu Durgun, çok teşekkür ediyorum bu hoş sohbetiniz için. Yolunuz açık, başarılarınız daim, kaleminiz kavi olsun. Yazın yolculuğunuzda başarılarınızın devamını dilerim. Sizin gibi güzel yüreklerin ömrü uzun olsun.

Aslı Hanım, gerek kitap gerek sosyal sorumluluk projesi bir milyon kitap hakkında merek edilen soruları aracılığınız ile yanıtladım. Samimi ve güzel sohbet için ben teşekkürlerimi sunarım.

 

 
Toplam blog
: 94
: 280
Kayıt tarihi
: 20.11.17
 
 

Bundan yaklaşık on yıl önce kaleme, kağıda, satırlara  gürültüsüz bir şekilde haykırmaya başladım..