Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

GAZETECİ YAZAR ASLI MERCAN SARI

http://blog.milliyet.com.tr/aslisari

04 Nisan '18

 
Kategori
Söyleşi
 

Umuda Kıyı Yüreğim

Umuda Kıyı Yüreğim
 

Genç şair Cemre Kılıç


Merhabalar, genç şair Cemre Kılıç ile Milliyet blog okurları için keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Elim kaleme yeltendiği andan bu yana yazıyorum diyen Cemre Hanım, yazma yolculuğuna yirmi iki yaşında gazete şiir köşesiyle başlamış. Yirmi üç yaşında ilk kitabı Umuda Kıyı Yüreğim kitabını çıkarmış. Eşsiz satırları okuyucularını çok fazla etkilediği için ikinci basımda olan Umuda Kıyı Yüreğim, her geçen gün büyüyen bir kitle olarak okuyucuların takdirini kazanmakta. Kılıç, çok küçük yaşlardan beri çıktığı o güzel yolculuğa dair sohbet ettik.

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Cemre Kılıç kimdir?
Merhabalar, ben Cemre Kılıç. 24 yaşında, sizin sorduğunuz sorunun yanıtını dolu dolu bulmak için yolunda ağırca ilerleyen, sağlam adımlarla ilerlemeye çalışan, sol yanına tüm gücüyle yaslanmış, yüreğini rotası bilmiş biriyim. Ağzımdan düşmeyen lafım ise her hücremin mısralaşmışlığı ve her yanımın diğer yanıyla uyakla bağlamışlığımdır. Kendimi hiç tek bir cümle veya kelimeyle ifade edemedim. Sinema-Televizyon bölümünü okudum. Bölümümle ilgili bir işle ilgilenmiyorum tercihen. Şiir seslendirmeyi, kıyılarda ve yeşilliklerin içinde ruhumu doyurmayı, müzikle iç içe olmayı, sessizliği, fotoğraf çekmeyi ve günbatımını çok severim. Kuşların uçuşlarına anlam yükler, eskiler misali haber yolladığımda onların uçuşlarından beklediğim müjdelerim de yok değildir. “Anlam” derinliğini çok önemseyen biri, duygusal, aynı zamanda da detaycı biriyimdir anlayacağınız.

Yazdığınız şiir olması bilinçli bir tercih mi? Başka türlerde de yazıyor musunuz?
Aslında tamamen doğal. Küçük yaşlarda “üçlük”lerle başlayacak kadar da bilinçli. Şiirle örülmüş bir yaşantım var, seve seve örmüş olduğum. Düz yazıya da meyilim yok değil. Betimlediğim duygular, anlatmaya çalıştığım hikâyeler, göstermek istediğim detaylarla yazdığım denemelerim de mevcut.

Sizce sonradan şair olunabilir mi yoksa doğuştan gelen bir yetenek midir şiir yazmak?

Kendimi bildim bileli yönelmişken kalemim şiire, sonradan geliştirilip, öğrenilip yazıldığına inanmıyorum ben şiirin. Tabi ki herkes aynı duyguları, acıları, sevinçleri yaşar ama “yetenek” aradan çıkan insanların onları betimleyebilmeleridir. Kesinlikle yetenektir.

Şiire ve şiir yazmaya merakınız nasıl ve ne zaman başladı? İlk şiirinizi ne zaman yazdınız?
Merak asla değil, doğamda kendiyle bir araya gelen bir dünya benim için şiir. Bilinçli hatırladığım her yaşımda yazılmış şiir denemelerim var. Tamam ya bu oldu diye içime sinen ilk şiiri 17 yaşımda yazmıştım.

Şiirde alışık olduğunuz bir tarz var mı? Mesela âşık tarzı, serbest ölçüde şiir ya da kafiye olmazsa olmaz gibi. Ya da hiç yazmam dediğiniz bir şiir tarzı var mı?
Sevgili Aslı Hanım, ben serbest ölçüde yazıyorum şiirlerimi. Duygularımı dizginleyemediğimden belki de. Ucunu başlarken, bucağını da devam ettirirken kestiremiyorum. O yüzden bağlı bir kural veya uyağa uyduramıyorum. Hayır, öyle bir tarz yok. Gün gelir dilime dolanır bir uyaklı şiir yazabilirim, başka tarzlara da girişebilirim ama şimdilik serbestliğimden memnunum.

Şiirde gerçekçilik mi, ideal dünya mı yoksa hüzün mü?
Gerçekçi bir hüzün. Yolu yürekten, acısı burun sızlatan bir gerçekçilikle dolu bir hüzün.

Cemre Hanım, şiirlerinizde yaşanmışlıktan mı yola çıkarsınız yoksa diğer şiirlerin size verdiği bir ilhamdan mı? Hangisi doğru şairlik örneğidir?
Tabi ki kendi yaşanmışlıklarım, yaşamak istediklerim, izlemlediklerim, beklediklerim, “kendimden” doğan her bir noktadan yola çıkarım. İlham, başka şiirlerden gelince ilham olmuyor ben de. Yüreğimden alıyorum ilhamı, başka dizelerden değil. Doğrusu da kesinlikle düşüncemin doğrultusundakidir.

Sizce şiirde imgenin yeri ne olmalıdır Cemre Hanım?
Dozunda olmalıdır. Yani tabiri caizse aşırısı absürd de kaçabilir, dozunda olduğunda tadından da yenmez, doyulmaz.

Sizi en iyi anlatan şiir hangisidir desem?
O kadar çok var ki. O kadar çok enlerim var ki birini söylesem diğerinin boynunu bükecekmişim gibi oluyor. Şöyle yapalım, ben her gün bir şairle uyanıyorum, her gün bir şiirin bir dizesi geçiyor uyandığımda aklımdan, yüreğimden. Bugün ise; “Uzun bir ah gibi düşersin aklıma, yolcular bir bir uyur, bırakıp giderler bu dünyayı, sevdam uyanır, kavga aşk olur bana, ömür bitmez yol bitmeyince, bir ezgi çalınır, sazın ucu gökyüzünü kanatır şimdi.. Ahmet Ada’yla uyanmıştım, bugün beni anlatan dizeler bunlar.

Cemre Hanım, yazdığınız şiirin bitmiş olduğunu nasıl anlıyorsunuz? Bitmesi bir yana, sosyal mecralarda yayınlama kararını verirken, kendi kendinizle hesaplaşırken göz önünde bulundurduğunuz kıstaslar nelerdir?
Aslı Hanım, bir bakıyorum başlamışım bir de bakmışım ki bitmiş dalmış gitmişim. Çok kaderi elimde olmuyo, açıkçası. Burada bitirim, şuraya şunu ekliyim, şuraya dönmeliyim geri bakayım veya bitirdim artık diye düşünmem hiç. Kesinlikle paylaşımlarım anlık duygular. Çok fotoğraf çekip, aynı zamanda da çekilirim. Kendimi en iyi kendimle anlatırım, o an hissettiğim bir duyguyu, aklımdan geçen bir sözü, hemen bir fotoğrafa yapıştırıp, derleyip sunarım. Oda çok planlı olmaz diyebilirim.

Eserleriniz arasında “gözbebeğim” diyebileceğiniz bir tanesi var mı?
Hepsi gözbebeğim ama “Can Kırığım” hep aklımın en köşesinde. Belki kırıklığından belki canlığından.

Şiirlerinizde ne tür konuları ele alıyorsunuz
Aşk başlıkları altında; hasrete, suratına kapıların kapanılmasına, o kapıların önünde oturup bekleyişlere, acıya. Ardından kalan hüznüne, yalnızlığa. Kocaman bir sevdaya. Yaşanması özlenen cinsten sevdaya. Vuslata, emeğe. En çok da hepsinin ardında bazen gizli bazen aşikârca taşan Umuda.

Etkilendiğiniz şairler var mı? Sizi ne yönden etkilediler?
Hiç kuşkusuz Ümit Yaşar Oğuzcan ve Ahmed Arif. Oğuzcan’da kendimi buluyorum. Yazdıklarıyla kalemini sanki damarlarımda gezdiriyor gibi hissediyorum. Arif’in ise sevdasına yanığım. Hayranım Leyla’ya olan her bir kelimesine.

Cemre Hanım, son olarak ben de şiir yazmak istiyorum şair olmak istiyorum diyen amatör kalemlere söylemek istedikleriniz nelerdir?
Yeteneğini keşfetmiş, yeteneğiyle hareket eden, duygularını ele alabilen, dökebilen kendini, kalemi kuvvetli amatör yazarlara söyleyeceklerim var. Yazmak istemek yeterli bir eylem değil çünkü bana göre. Doğru yazıların, doğru duygularla yapılmış her bir emeğin, yolunun açık olduğuna inanıyorum. Yazdıklarını küçümsememekle başlasınlar, kendine güvenmekle. Örnek olarak, benim kitabımın 2.basımında bir tane Yazar adayı bir güzel yürekle ortak yazmış olduğum bir şiir bulunuyor. Bir şekilde kitabımla bana ulaşmış, kitabımı bana yorumlamıştı. Daha sonra kendi yazdıklarından söz etti ve yazdıklarına göz attığımda ise ellerinde tuttuğu cevherlerden habersiz bir yürek tanıdım. O yüreğe güvendim, kitabımın ona adım olmasını sağladım. Doğru duygulara, yazılara sahip olduğu için de daha da güzel yerlere geleceğinden şüphem yok. Elif Ceren Baz’a da buradan sevgiler. En güzel örneğiydi bu sorunun.

Cemre Hanım, işte bu benim kendime dair kullandığım ifadem diyebileceğiniz size dair mini bir kelamınız var mı ve bizimle bir kuple dizenizi paylaşmanızı rica etsem?
Sevgili Aslı Hanım, şiirlerimle cemre misali yüreklere düşüp gönüllerde yayılmak istiyorum. Belki de kendime dair en güzel kelam budur. Elbette içimi sızlatan bir dizemi paylaşmaktan mutluluk duyarım.

Belki de yarılanmadı bile yolum
Kim bilir belki de yarınım bile yoktur.
Kendimi bulmak için çıktığım yollar
Yüreğimin kapılarını açtırdı bana
Öğrendim ki;
Yürekten yüreğe bir sızı hattı varmış
İnceden inceye hissettiğim bir sızı!
Yüreğini buldum kendimle
Yollardan da öte
Görünenden de öte
Dile geldi mısralarım, söze geldi…

Cemre Kılıç

Sayın Cemre Kılıç, çok teşekkür ediyorum bu hoş sohbetiniz için. Yolunuz açık, başarılarınız daim, kaleminiz kavi olsun. Yazın yolculuğunuzda başarılarınızın devamını dilerim.

Aslı Hanım, birçok şiir tutkununun merak ettiği soruları aracılığınız ile yanıtladım. Samimi ve güzel sohbet için ben teşekkürlerimi sunarım.

 
Toplam blog
: 94
: 280
Kayıt tarihi
: 20.11.17
 
 

Bundan yaklaşık on yıl önce kaleme, kağıda, satırlara  gürültüsüz bir şekilde haykırmaya başladım..